demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

Düzeltme Beyannamesi Nedir? Nasıl Hazırlanır?

Beyannameler, ayrıntılarına son derece dikkat ederek hazırlamanız gereken yasal evraklardır. Fakat bazı durumlarda hatalar yapabilirsiniz. Bu hatalarınızı da düzeltmek için, adına “Düzeltme Beyannamesi” denilen yeni bir beyanname hazırlamanız gerekir. Verdiğiniz beyanname eksik veya hatalıysa, yasal süre içerisinde veya süre geçtikten sonra düzeltme beyannamesini hazırlamanız gerekir. Düzeltme beyannamesini hazırlarken, beyannamenin hangi ortamda hazırlanıp iletildiğine ve beyannamenin verilme süresine dikkat etmek gerekir. Düzeltme beyannamelerinizi belirlenmiş bir süre içerisinde iletmeniz gerekmektedir. Eğer bu belirlenen süreyi aşarsanız ceza alırsınız. Süre geçtikten sonra pişmanlık talebi ile beyanname verebilir ve şartlara uyarsanız beyanınızda belirtilen vergi için vergi cezası almazsınız. Ancak, gecikme zammı uygulanır.

Beyannamenizin Hatalı Olduğunu Nasıl Kontrol Edebilirsiniz?

Beyannamenizi ilettikten sonra herhangi bir düzeltmeye ihtiyaç olunup olunmadığını kontrol edebilmek için beyanname sorgulama ve takibi yapmanız gereklidir. Bu sorgulamayı, Ticaret Bakanlığı’nın sitesindeki “Beyanname Sorgulama” sayfasından, İnternet Vergi Dairesi ya da e-Devlet üzerinden yapabilirsiniz.

Düzeltme Beyannamesi Nasıl Hazırlanır?

Öncelikle, sorgulamanız sonrasında eğer bir hata veya eksik ile karşılaşır ve bunu düzeltmek isterseniz, “Düzeltme Beyannamesi Verme Dilekçesi” adında bir dilekçe yazmanız gerekmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığına iletmeniz gereken bu dilekçeyi dilerseniz GİB’in internet sitesinden de doldurabilirsiniz. Beyannamelerinizi iki farklı şekilde hazırlayıp teslim edebilirsiniz. Bunlardan ilki kâğıt belge şeklinde, ikincisi ise internet ortamında. Beyannamenizi hangi ortamda hazırlarsanız, Düzeltme Beyannamenizi de o ortamda iletmelisiniz. Düzeltme Beyannamenizi hazırlarken, hatalı beyanname içerisindeki hataları yenisinde belirtiyor olmanız gerekiyor.

Eğer matrah artırımı düzeltme beyannamesi verecekseniz göz önüne almanız gereken bir husus bulunuyor. Düzeltme beyannameniz ile vergi beyanında bir artma söz konusuysa iki tahakkuk arasındaki fark tutarında tahakkuk fişi kesmeniz gerekir. Tam aksine, eğer bir azalma söz konusuysa, damga vergisi içeren sadece bir tahakkuk fişi kesmelisiniz. Ayrıca, eski beyannamenizi de ek olarak iletmeniz gerekir.

Muhtasar Düzeltme Beyannamesi Nasıl Verilir?

Muhtasar beyannameleri (MUHSGK), SGK bildirimlerini yaptığınız siteden verilir. Düzeltme işlemlerinizi de bu site üzerinden yapabilirsiniz.

KDV Düzeltme Beyannamesi Nasıl Verilir?

KDV düzeltme beyannamesini hazırlarken dikkatli olmalısınız. Şayet, geçmiş dönemlerden birine ait bir KDV düzletme beyannamesi hazırlıyorsanız, düzeltmek istediğiniz beyanname ile en son ilettiğiniz beyanname arasında kalan beyannameler içi de düzeltme beyannamesi hazırlamalısınız. Fakat, eğer düzenlemelerinizi yaptıktan sonra herhangi bir vergi tutarı değişimi olmazsa, sadece düzeltmek istediğiniz ve son verdiğiniz beyanname için KDV düzeltme beyannamesi vermeniz yeterli olur.

Gelir Vergisi Beyanname Düzeltmesi Nasıl Yapılır?

Eğer gelir vergisi beyannamenizde herhangi bir hatayı düzeltmeniz gerekirse, defter beyan sistemi üzerinden düzeltme beyannamesi verebilirsiniz. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sistemi olan defter beyan sistemi, size birçok avantaj sağlıyor. Bunlardan en önemlisi ise, hazırladığınız beyannamelerin taslak olarak kaydedilebiliyor olması. Yani, düzeltme beyannamenizi doldurmaya başladıktan sonra gerektiği zaman doldurmayı bırakabilir ve yeniden kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Sistem sizin göndermenizi beklemeden beyannamenizi kurumlara göndermez. Beyannamenizin tam anlamıyla hazır olduğunu düşünene kadar düzenleyebilir ve kontrol edebilirsiniz.

SGK Bildirimlerine İlişkin Düzeltmeler Nasıl Yapılır?

Yukarıda bahsedilen diğer durumlarda olduğu gibi SGK bildiriminizde de hata olması durumunda düzeltme beyannamesi vermeniz gerekir. Bilgileri SGK’nın internet sitesinden, “Sigortalı Çalışan Bilgileri” bölümünden iptal edebilir ya da eklemeler yapabilirsiniz. Diğer beyannamelerden tek farklı olduğu yanı ise, hatalı beyannamenizde bulunun sorunları düzeltme beyannamenize eklemenize gerek yoktur. Ancak, hizmet ve prim bilgilerine bir müdahalede bulunmanız gerekiyorsa, önceki beyannamenizde belirtilen vergi kesintilerini de düzeltme beyannamenize eklemeniz gerekmektedir.

demo-attachment-1086-inspired-woman-NEARSKQ@2x

Pazaryeri Entegrasyonunun İşletmelere Sağladığı Katkılar Nelerdir?

Pazaryeri Nedir?

Pazaryeri, fiziksel mağazanızdaki ürünleri internette alıcılar ile buluşturabileceğiniz platformlara verilen genel bir isimdir. İnternet alışverişinin popüler olduğu bu günlerde e-ticaret pazaryerlerine olan talep artmaktadır. Türkiye’de en önemli pazaryerleri arasında Trendyol, Gittigidiyor, Hepsiburada ve N11 vardır. Siz de eğer ürünlerinizi internette alıcılarla buluşturmak isterseniz bu pazaryerlerinde sanal mağazalar açabilirsiniz.

Pazaryeri Entegrasyonu Nedir?

İnternetten satış yaparken tabii ki bir tane pazaryeri ile sınırlı kalmak zorunda değilsiniz. Pazaryeri Entegrasyonu programı sayesinde, birden fazla pazaryerindeki sanal mağazalarınızı kolaylıkla kontrol edebilirsiniz. E-ticaret yaparken sayısız faydadan yararlanmak için kendiniz için en iyi pazaryeri entegrasyonu programı bulmanız yararınızadır. Bu programlar sayesinde hem işleriniz kolaylaşacak hem de kendinize bolca alıcı bulabileceksiniz. Sadece yerli platformlarda değil, yabancı platformlarda da entegrasyon programları sayesinde mağazanıza yer bulabilirsiniz.

Pazaryeri Entegrasyonu Programı’nın İşletmelere Faydaları

Öncelikle, pazaryeri entegrasyonu ürünlerinizin özelliklerini, ürün isminizi, başlığınızı ve açıklamanızı birden fazla e-ticaret sitesine kolaylıkla yüklemenize ve özelleştirmenize, düzenlemenize yardımcı olur.

Pazaryeri Entegrasyon Programı, kategori eşleştirmelerinizde size büyük kolaylık sağlarlar. Pazaryeri yazılımları kullanarak sitelerde yer alan kategorileri pazaryeri mağazalarınızla eşleştirebilir ve ürünleri kaydederek hemen satış yapmaya başlayabilirsiniz.

 Ayrıca, pazaryeri entegrasyonu satış yaptığınız birçok farklı ticaret platformundaki stoklarınızı ve ürünlerinizi takip etmenize olanak sağlar. Entegrasyon programı kullanarak istediğiniz platforma ürün ve stok aktarabilir, entegre ettiğiniz platformlardaki ürün ve stok durumunu inceleyebilirsiniz.  Eğer entegrasyon programı kullanmazsanız bu işlemleri manuel olarak gerçekleştirmeniz gerekecek. Bu da size zaman kaybettirecektir.

Finansal raporlarınızı inceleyerek satışlarınızı takip edebilirsiniz. Entegrasyon programları sayesinde kendinize hedefler belirleyebilir ya da belirlediğiniz hedefleri takip edebilir, düzenleyebilirsiniz.

Ek olarak, fiyat yönetiminde de sayısız fayda sağlayacaksınız. Entegrasyon programlarını kullanarak farklı e-ticaret sitelerindeki ürünlerinizin fiyatlarını dilediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz. Programlar sayesinde bu işlem çok kısa zaman alacaktır.

Bunun yanında, ticarette her zaman sorunlar yaşanabilir. Ürünün alıcıya ulaşması sürecinde yaşanan sıkıntılar veya alıcının farklı sebeplerden dolayı, ürünün iade veya iptali söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda eğer pazaryeri entegrasyonu kullanmanız size büyük avantaj sağlayacaktır. Entegre ettiğiniz e-ticaret sitelerindeki iptal veya iade taleplerini entegrasyon programları sayesinde tek bir çatı altından takip edebileceksiniz.

 Siparişlerinizi yönetirken de entegrasyon programları size çok yardımcı olacaktır. Ürünlerinizi ve stoklarınızı kolaylıkla takip edebileceğiniz için entegrasyon programlarında siparişlerinizin sırasını düzenleyebilir, alıcıya hızlı bir şekilde ürünlerinizi ulaştırabilirsiniz. Ayrıca elinizde bulunmayan ürünlerin siparişlerini iptal edebilirsiniz.

Sadece siparişleri değil kargoları yönetirken de birçok yarar sağlayacaksınız. Kargoya verdiğiniz ürünü entegrasyon programları sayesinde kolaylıkla takip edebilir, ürünün müşteriye ulaşıp ulaşmadığını ya da ürünün yolculuğunu takip edebilirsiniz.

Son olarak, ister elle fatura kesiyor olun isterseniz de e-fatura kullanıyor olun, entegrasyon programları işinizi çok kolaylaştırıyor. Fatura kesme işlemi zaman alan ve hataya tahammül edemeyen bir süreç olduğu için entegrasyon programlarını kullanmak zamandan tasarruf etmenizi sağlayacak. Hatta, e-faturalarınızı yine bu sistem üzerinden alıcılarınıza iletebilirsiniz.

demo-attachment-546-asian-businesswoman-laptop-planning-strategy-PQFT2HE@2x

Ticari E-Fatura ve Temel E-Fatura Arasındaki Farklar Nelerdir?

E-Fatura nedir?

E-fatura, elektronik ortamda oluşturulan ve alıcıya gönderilen fatura türüdür. E-fatura türleri sayesinde faturanın bastırma ve kargolama maaliyetlerinden tasarruf etmiş olursunuz. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen e-fatura, Vergi Usul Kanunu’nca belirlenen esaslara göre hazırlanır. E-fatura kullanacaksanız, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Portal’ını kullanabilir ya da Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yetkilendirilen entegratör kuruluşlardan hizmet alabilirsiniz. E-Fatura uygulamasına geçmek için öncelikle, Kamu Sertifikasyon Merkezine başvurmalı sonrasında ise mali mührünüzü temin etmeniz gerekir. Eğer şahıs firmasıysanız, e-imza almanız E-Fatura uygulamasına geçiş yapabilmeniz için yeterlidir. 509 numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen işletmeler e-Fatura sistemine geçiş yapmak zorundadır. Eğer şirketiniz, bu şirketler arasında değilse bile, sisteme başvuru yapma ve e-fatura kullanma şansınız hala mevcut.

E-Fatura’da Temel ve Ticari Ayrımı

Ticari Fatura Nedir?

Alıcı, Ticari E-Fatura’yı kabul ettiğini beyan etmek zorundadır. Faturayı aldıktan sonraki 8 gün içerisinde faturaya iptal talebi ya da itiraz talebi oluşturabilirsiniz. Ticari E-Faturalar genellikle orta ve büyük işletmelerdir. Bu faturayı kullanarak daha güvenli bir ticaret süreci geçirmeyi amaçlarlar. Eğer alıcı olarak fatura üzerinde bir yanlışlık tespit ederseniz bu fatura için iptal veya itiraz başvurusunda bulunabilirsiniz. Başvuru için, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kurmuş olduğu E-Fatura iptal/itiraz platformunu kullanabilirsiniz. Aynı şekilde, yine bu platform üzerinden sizin hazırladığınız faturalara gelen itiraz ve iptal taleplerini inceleyebilir, reddedebilir ya da kabul edebilirsiniz.  

Temel Fatura nedir?

Temel E-Fatura, alıcının faturayı teslim almasını önemseyen fatura türüdür. Faturada herhangi bir sorun söz konusu değilse eğer alıcı olarak reddetme şansınız yoktur. Yani, alıcı, Temel E-Fatura’yı kabul etmekle yükümlüdür. Fakat fatura üzerinde teknik bir problem mevcutsa, faturaya itiraz etme hakkına alıcı olarak sahipsiniz.  Bu fatura türü, genellikle taahhüt ya da sözleşme ile hizmet veren firmalar tarafından kullanılır. Buradaki amaç, kişiye e-faturayı iletmektir. Telekomünikasyon, su, elektrik ve diğer hizmet türlerindeki hizmetlerin karşılığında kesilen fatura türüdür. Eğer alıcı olarak faturanın üzerinde teknik bir sorunla karşılaşmazsanız, faturayı iptal edebilmeniz mümkün değil. Fakat, faturayı gönderen kurum, 7 gün içerisinde faturayı iptal edebilir.

Özetle, Temel E-fatura ve Ticari E-fatura arasında iki önemli fark bulunur. Bunlardan ilki; eğer temel e-fatura oluşturup alıcınıza gönderirseniz, alıcınızın onay vermesini beklemenize gerek kalmaz. Faturanız, alıcıya ulaştığı anda kabul edilmiş sayılır. Fakat Ticari E-Fatura oluşturup alıcınıza iletmeniz durumunda, alıcının faturayı kabul veya ret etmesi gerekir. İkinci olarak, Temel E-Fatura alıcısıysanız, fatura üzerinde teknik bir sorun olmadığı sürece faturaya itiraz etme şansınız bulunmamakta. Tam tersine, E-Fatura’ya fatura elinize ulaştıktan sonraki 8 gün içerisinde itiraz veya iptal talebi oluşturma hakkınız bulunuyor.

E-Fatura konusunda Ticari ve Temel ayrımı söz konusu olduğu için, alıcınız veya satıcınız ile iletişim içerisinde olup fatura türünü birlikte belirlemeniz en doğrusu olacaktır. Satıcı veya alıcı olarak eğer karşı taraf ile iletişim kurma imkânınız yok ise, kararı kendiniz vermeniz gerekecektir.

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

E-Fatura İptali Nasıl Yapılır?

E-Faturaları iptal veya itiraz işlemlerini yapmak aslında çok kolay. Şöyle ki, bu konu için Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bir E-Fatura İptal/İtiraz Portalı bulunuyor. Eğer bu portala imzalama aracınız ile giriş yaparsanız e-fatura iptal işlemlerine başlayabilirsiniz.

E-Fatura İptali İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

E-faturalara iptal veya itiraz talebinde bulunmak için, satıcı veya alıcı olarak E-Fatura İptal/İtiraz Bildirim Portalı’na giriş yaparak iptal/itiraz talebi oluşturulmanız gerekir. Hem fatura alıcısı olarak hem de fatura satıcısı olarak e-fatura reddi talebinde bulunabilirsiniz. Fakat karşı taraftan herhangi bir onay bekleme zorunluluğunuz yoktur. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise, Türk Ticaret Kanunu’nun 21. Maddesinin (2) numaralı “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” maddesidir. Bu maddeye göre, e-fatura reddetme işlemleri eğer e-fatura ticari ise faturanın alıcıya ulaşmasından 8 gün sonrasına kadar süre içerisinde GİB e-fatura iptal portalından ret talebi oluşturulabilir.

Ticari olmayan E-Faturalarda durum biraz daha farklıdır. Ticari olmayan süreç farklı işler. Ticari olmayan E-fatura iptali, yine alıcının faturayı almasından sonraki 8 gün içerisinde gerçekleşmesi gerekir. E-fatura iptali için, yine Gelir İdaresi Başkanlığı’nın fatura iptal portalına, mali mühür ya da elektronik imza ile giriş yapmanız gerekir. Giriş yaptıktan sonra iptal talebi oluşturabilir ya da size ulaştırılan iptal taleplerini kabul edebilir ya da ret edebilirsiniz. Eğer fatura alıcıya ulaştıktan sonra 8 gün geçmişse, sistem herhangi bir e-fatura itiraz talebi oluşturmanıza izin vermeyecek.

E-fatura türlerini ayırarak bir özet geçmek gerekirse;

İptal edilmek istenen fatura eğer Temel E-Fatura ise hem itiraz hem de iptal uygulaması için alıcı veya satıcı olarak başvurabilirsiniz.

İptal edilmek istenen fatura eğer Ticari E-Fatura ise itiraz bildirimi için alıcı veya satıcı olarak talep başlatabilirsiniz.

İptal edilmek istenen fatura eğer Hal tipi E-Fatura ise hem itiraz hem iptal için alıcı veya satıcı olarak başvurabilirsiniz.

İptal edilmek istenen fatura eğer Kamu tipi E-Fatura ise itiraz için satıcıysanız talep başlatabilirsiniz ve alıcı onayı bu fatura tipinde aranmaz.

E-Fatura İptali Nasıl Yapılır?

Belirtildiği gibi, E-fatura reddetme işlemlerini Gelir İdaresi Başkanlığı’nın E-Fatura Portalı’ndan gerçekleştirebilirsiniz. E-Fatura İptal bağlantısından ile portala ulaşabilirsiniz. Portala giriş yapabilmek için bilgisayarınızda imzalama aracı programı açık olmalıdır. İptal başvuru süresi boyunca bu programı kapatmamanız gerekir.

Unutmayın ki iptal işlemleri faturanın alıcıya iletilmesinden sonraki 8 gün içerisinde yapılmalıdır.

Alıcı Olduğunuz Faturalar İçin İptal Talebi Nasıl Oluşturulur?

E-fatura kayıtlı kullanıcısı olarak mali mühür veya elektronik imzalarınız ile E-fatura iptal itiraz portalına giriş yapmanız gerekir. Bu portala giriş yaparak adınıza düzenlenen e-Faturalar için “İptal Talebi” oluşturabilirsiniz. Portala giriş yaptıktan sonra, “Fatura İptal Talebi Oluşturmak için Tıklayınız” yazan butona tıklayıp, gerekli yerleri doldurarak iptal talebinizi gerçekleştirebilirsiniz. Girdiğiniz sekmede “İşlem Sahibini seçiniz” kısmından “Alıcı” seçeneğini seçmeniz gerekmektedir.

Düzenlediğiniz E-Faturalara İptal Talebinde Nasıl Bulunabilirsiniz?

Düzenlediğiniz E-Faturalara iptal talebi oluşturmak için portala giriş yapıp, “Fatura İptal Talebi Oluşturmak için Tıklayınız” butonuna basınız. Sekmeye girdikten sonra gereken yerleri doldurmanız gerekmektedir. “İşlem Sahibini Seçiniz” kısmından “Satıcı” seçeneğini seçmeniz gerekmektedir.

Düzenlediğiniz E-Faturalara gelen İptal Taleplerini Nasıl incelersiniz?

Bu durumda da yine portala giriş yapmanız gerekir. Portala giriş yaptıktan sonra ana ekrandan “Fatura İptal Taleplerinin Durumlarını Görmek ve Adınıza Gelen İptal Taleplerine Onay vermek İçin Tıklayınız” yazan butona tıklayınız. Bu sekmeden, sizin düzenlediğiniz faturalar gelen itiraz ve iptal taleplerini inceleyebilirsiniz.

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

İş Yeri Sahibi veya Ortağı SGK’lı Olabilir Mi?

2018 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, sigortalılık türlerini üç ana başlık halinde düzenlemiştir. Yani kişilerin dahil olabileceği 3 farklı sigorta türü vardır.

Birincisi 4/1/a bendi kapsamındaki yani hizmet akdiyle çalışan sigortalılar (eski SSK’lılar),

İkincisi 4/1/b bendi kapsamındaki sigortalılar yani bağımsız çalışanlar (BAĞ-KUR),

Sonuncusu ise 4/1/c kapsamındaki sigortalılar yani kamu görevlileri (eski Emekli Sandığı).

Bu kanun ayrıca şirket sahiplerinin ve ortaklarının sigortalılık durumları ile alakalı birtakım kararları da barındırıyor. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 53. Maddesi’nde şöyle belirtilir, “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” Kanunda alınan hükme göre, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan bir ortaksanız, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarından biriyseniz veya diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ortağıysanız 4/1/b bendi kapsamında sigortalı olmanız gerekir. Yani, şirket sahibi veya ortağı olmanız durumunda ancak BAĞ-KUR’lu olabilirsiniz.

Ayrıca, BAĞ-KUR’a kayıtlı olan şirket sahibi ve ortağıysanız sonradan SSK’lı olmanız da mümkün değil. Şirket sahibi veya ortaklar, BAĞ-KUR sonrasında SSK’ya geçmiş olsalar da önceden var olan BAĞ-KUR sona ermedikçe SSK’lı olamıyorlar. Bu yüzden, SSK’nız iptal edilip BAĞ-KUR sigortası geçerli sayılır.

 Eğer işçi olarak çalışırken sonradan bir şirkete ortak veya şirket sahibi olursanız SSK sigortalılığınız bitene kadar BAĞ-KUR’lu olmazsınız. Açıklamak gerekirse, SSK’lı olarak başladıysanız, SSK’lı devam etme şansınız var.

Peki eğer 01.10.2008 tarihinden önce şirket sahibi veya ortağı olmanıza rağmen SSK’lıysanız durumunuz ne olacak?

“01.10.2008 tarihinden önce kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinde ortaklıklarının başladığı tarihte veya öncesinde, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendi (Y.N; hizmet akdiyle çalışan işçiler) kapsamında sigortalı olanlardan, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu çalışmaları devam edenlerin, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendine (Y.N; hizmet akdiyle çalışan işçiler) tabi prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilir (SGK’nın 2013/11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi).” hükmü bu durumu açıklamakta. Bu hükme göre, eğer önceden başlayan bir SSK’nız varsa, kesintiye uğrayana kadar SSK’lı olarak devam edebilirsiniz. Fakat, bu hükme 2013 yılının 11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi ile bir şart daha eklenmiştir. “…bu durumda kendi kurduğu işyerinde başkaca sigortalı çalıştırmayıp kendini sigortalı gösteren kişilerin 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmalarına imkân bulunmadığı gibi bu gibi işyerlerinin işyeri olarak da sayılmaması gerekmektedir”. Açıklamak gerekirse, 01.10.2008 yılından itibaren SSK’lı olmayı kesintisiz devam ettirmeniz gerektiği gibi aynı şekilde şirketinizde de sizden başka bir kişinin de SSK’lı olması gerekmekte.

Özet olarak dikkat etmeniz gereken bazı hususlar bulunmakta. Öncelikle, şirket sahibi ya da bir şirketin ortağıysanız 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren kendi şirketlerinizde SSK’lı olamazsınız. Ayrıca, BAĞ-KUR’lu şirket sahibiyken kendinizi sonradan SSK’lı gösterirseniz bile, SSK’nız iptal olacak ve BAĞ-KUR’lu olarak devam edeceksiniz. Ek olarak, SSK’lı bir işçi iken, kendi işyerinize veya başka bir işyerine ortak ya da yönetim kurulu üyesi olursanız sigortalılığınız bitene kadar BAĞ-KUR’lu olmayacaksınız, SSK’lı olarak devam edeceksiniz. Bunun yanı sıra, şirket sahibi olup da kendinizi BAĞ-KUR’a kayıt etmeden SSK’lı olursanız SSK’lı süreniz BAĞ-KUR’lu sayılacaktır.

demo-attachment-546-asian-businesswoman-laptop-planning-strategy-PQFT2HE@2x

E-Fatura Özel Entegratörü Nasıl Değiştirilir?

Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) E-arşiv ve E-fatura gibi uygulamalarına geçmek zorunda kalan şirketleri dijital alanda destekleme görevini edinmiş şirketlere Özel Entegratör denir. Bu firmalar, şirketinizin GİB sistemlerine yatırım yapması gerekliliğini ve sistemleri takip etme zorunluğunu ortadan kaldırıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, özel entegratörleri pek çok kriteri göz önüne alarak değerlendirdikten sonra yetkilendiriyor.

Şirketinizin e-dönüşüm uygulamalarına (e-fatura, e-irsaliye ve e-arşiv gibi) geçmesi için iki farklı yol bulunur. İsterseniz, şirket olarak kendinizin BT sistemleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın aracılığıyla işlemlerinizi gerçekleştirebilir isterseniz de özel entegratörler ile çalışmayı tercih edebilirsiniz. Şirketinizin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerinin yanı sıra, özel entegratörler, aynı zamanda resmî belge düzenleme, gönderme, alma, arşivleme ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletme gibi görevleri de üstlenirler. Özel entegratörler ile çalışmak, sistem ve personel için yatırım gerektirmemeleri sayesinde size maliyet ve zaman avantajı sağlarlar.

Özel entegratör değişikliği kolay bir işlem olmasının yanı sıra dikkat etmeniz gereken birkaç adımı da barındırır. Özel entegratör değişikliği yapmak istiyorsanız eğer öncelikle çalışmak istedikleri yeni şirketi bulmak durumundasınız. Gelir Dairesi Başkanlığı’nın internet sayfasında bulabileceğiniz özel entegratörlerin listesinden, bu unvana sahip şirketleri görebilirsiniz. Bu şirketler ile görüşerek sizin için en uygun e-fatura özel entegratörü bulabilirsiniz. Yeni entegratör ile anlaşma sağlandıktan sonra şirketinizi yeni özel entegratörün sistemine kaydetmeniz gerekir. Şirketinizin sisteme kayıt edilebilmesi için size gönderecekleri bir bağlantı ile şirket bilgilerinizi edinen özel entegratörler sizi otomatik olarak sistemlerine ekleyeceklerdir. Bu şekilde, yapacağınız anlaşma Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından geçerli sayılacaktır. Şirket sistemine kayıt olduktan sonra, eğer şahıs firması iseniz e-imanızla, eğer değilseniz Kamu Sertifikasyon Merkezi tarafından edindiğiniz mali mührünüz ile onaylama işlemi yapmanız gerekmektedir. Bu aşamaları bitirdikten sonra artık yeni özel entegratörünüz ile çalışmaya başlayabilirsiniz. Anlaştığınız yeni entegratörünüz Gelir İdaresi Başkanlığı’nda yapılması gereken işlemleri yerine getirecektir. Sizin herhangi bir şey yapmanıza gerek yoktur. Bu adımları tamamladıktan sonra, eski entegratörünüze artık çalışmak istemediğinizi bildirmeniz gerekmektedir. Entegratörünüzün çalışmayı bırakma gerekliliklerini yerine getirip yeni entegratörünüz ile çalışmaya başlayabilirsiniz. Özetle, eğer e-fatura entegratör değişikliği yapmak istiyorsanız, çalışmak isteyeceğiniz yeni özel entegratörü bulmanız neredeyse yeterli. Diğer adımlarda şirketler size yardımcı olacaktır.

Eğer çalıştığınız herhangi bir özel entegrasyon şirketi bulunmuyorsa ve GİB portalı üzerinden işlemlerinizi sürdürüyorsanız yapmanız gerekenler çok daha kolay. Yapmanız gereken Gelir İdaresi Başkanlığı’nın web sitesinde yer alan özel entegratör listesinden çalışmak istediğiniz şirketi seçip bu şirketle anlaşmanız yeterli. Geri kalanını anlaştığınız özel entegratör şirketi sizin yerinize halledecektir.

Özel entegratör şirketleri ile çalışmak istemiyor ve Gelir İdaresi Başkanlığı portalı üzerinden çalışmak istiyorsanız yapmanız gerekenler çok kolay. Gelir İdaresi Başkanlığı’na kaşeli ve imzalı dilekçe ile başvurun. Başvuru sonrasında ise çalıştığınız özel entegratörünüze artık çalışmak istemediğinizi bildirmeniz yeterli olacak.

E-fatura işlemeleriniz için özel entegratörler ile çalışmak faydalıdır, fakat bu özel entegratörleri nasıl seçmeniz gerekir? Dikkat etmeniz gereken birden fazla husus bulunuyor. Bunlardan ilki, özel entegratörün gerekli tüm izinleri almış olmasına dikkat etmelisiniz. Ayrıca, bu şirketlerin saklama hizmeti veriyor olması da önemlidir. Bunun yanında, şirketin sunduğu portalın Kurumsal Kaynak Planlama uygulamasıyla entegre, mobile uyumlu ve kolay kullanıma sahip olması gerekir. Çalışmayı seçtiğiniz özel entegratörünüzün yedi gün yirmi dört saat çalışıyor olması ve destek hattının ulaşılabilir olması da önem arz eder.

demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Maaş Bordrosu Hazırlama Rehberi

İşveren ve çalışan ilişkisinde büyük bir önem arz eden ayrıca resmi olarak da değerli olarak maaş bordrosu, dikkatli bir şekilde hazırlanması gereken belgedir. Bu belgeye dair tüm detayları ve hazırlanma sürecine ilişkin bilgileri bu yazımızda ele alarak maaş bordrosu nedir sorusunun yanıtını vermeye çalışacağız. İşletmeler adına önem arz eden bu konu hakkında detaylı bilgiler yazımızın devamında.

Maaş Bordrosu Nedir?

İşletmeler, bünyelerinde bulunan çalışanlara ödemekle mükellef oldukları ücretleri ve bu ücretlere ilişkin tüm veri ve kesintileri her ay düzenli olarak düzenler. Düzenlemenin kayıt altına alındığı resmi belgeye ise maaş bordrosu adı verilir. Maaş bordrosu, yapılan ödemelerin kayıt altında tutularak hem geriye dönük değerlendirme hem de yasal bir kanıt olarak önem arz etmektedir. Bu ayrıca çalışanın aylık kazanının resmi olarak kanıtlanmasında da kullanılan bir evraktır. Maaş bordrosunun hazırlanması, uygulanması, saklanması birçok açıdan hem işletme hem de çalışan adına kıymetlidir. Doğru ve periyodik olarak hazırlanması gereken maaş bordrosunun takibini genellikle işletmelerin muhasebe departmanları gerçekleştirir. Muhasebe maaş bordrosu hesaplama işlemini gerçekleştirerek kayıt altına alırken çalışan çeşitli alanlarda ihtiyacı olması durumunda ilgili departmandan, insan kaynakları departmanından bu belgeyi alabilmektedir. Bunun yanında memurlar ise bordro sorgulama işlemlerini e-Devlet üzerinden gerçekleştirebilmektedirler.

Maaş Bordrosunda Yer Alması Gereken Bilgiler Nelerdir?

Maaş bordrosu resmi bir belge niteliği taşıdığı için  İş Kanunu, Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Vergi Usul Kanunu kapsamında göz önünde bulundurulması gereken unsurlar ve bulunması zorunlu tutulan çeşitli bilgiler vardır.

1) 4857 Sayılı İş Kanunu’na Göre Yer Alması Gereken Bilgiler:

  • İşçinin adı ve soyadı,
  • Ödemenin yapıldığı gün, bulunduğu dönem,
  • Vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi kesinti tutarları
  • Ücret ödeme günü,
  • Ekstra çalışma, haftasonu tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her türlü eklemenin tutarı,
  • İşverenin imzası.

2) 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na Göre Yer Alması Gereken Bilgiler:

  • İşyerinin sicil numarası,
  • Bordronun ait olduğu ay ve dönem,
  • Sigortalının adı ve soyadı,
  • Sigortalıya ait sosyal güvenlik sicil numarası,
  • Ücret ödenen toplam gün sayısı,
  • Sigortalının ücreti,
  • Ödenen ücret miktarı,
  • Ücretin alındığını gösteren sigortalının imzası.

3) 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’na Göre Bulunması Gereken Bilgiler:

  • Hizmet erbabının adı ve soyadı, ücretin alındığını gösteren imzası veya mührü,
  • Varsa vergi karnesinin tarihi ve numarası,
  • Aldığı birim ücreti (aylık, haftalık, günlük, saatlik ya da parça başı ücreti),
  • Çalışma süresi ya da ücretin ait olduğu süre,
  • Ücret üzerinden hesaplanmış olan vergilerin tutarı maaş bordrosunda yer almalıdır.

Çağrı üzerine veya Uzaktan çalışma İş Sözleşmeleri

İhtiyaç duyulması durumunda çalışan kişilerin çalışma hükümleri çağrı üzerine iş sözleşmesinde detaylandırılır. Bu süre içerisinde işçi çalıştırılmasa dahi ücreti almaya hak kazanır. İş yeri dışında herhangi bir ortamda teknolojik altyapı kullanarak çalışan kişiler için ise uzaktan çalışma sözleşmesi düzenlenir.

Maaş Bordrosu Nasıl Hesaplanır?

Maaş bordrosu hesaplama sürecinde eksiklik ve hata olması; bordronun mevzuata uygun hazırlanmaması gibi durumlarda Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunu’nda ve İş Kanunu çerçevesinde çeşitli idari cezalar uygulanabiliyor. Bu uygulamada ise ceza tutarları süreye bağlı olarak farklılaşabiliyor. 4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre maddesine göre her ay maaş bordrosu hazırlanması ve imzalı bir kopyasının işçiye verilmesi gerekiyor. Bu kanuna uyulmaması durumunda işverene idari para cezası kesilmektedir. Bordroda yıllık izinlerin gösterilmesi, ödeme türlerinin belirtilmesi ve mesai saati alanlarının doldurulması, Asgari Geçim İndirimi dahil olmak üzere gelir vergisinin belirtilmesi gerekiyor. Maaş bordrosu gelir vergisi hesaplama ve diğer tüm hesaplama işlemleri aşağıda sıralanmıştır.

Hesaplama İşlemi:

Birden çok işçiden oluşan takımı temsil eden bir takım kılavuzunun işverenle düzenlediği sözleşme takım sözleşmesidir. Bu sözleşmede işçilerin her birinin alacağı ücret ayrıca yazılır. Takım sözleşmesine bağlı olarak imzalanan iş sözleşmesinde diğer tüm esaslar belirtilir.

1) İşçiden Yapılacak Kesintilerin Hesaplanması

SSK primi işçinin payı = Brüt ücret X %14

İşsizlik sigortası işçinin payı = Brüt ücret X %1

Gelir vergisinin matrahı = Brüt ücret – (SSK işçi payı + işsizlik sigorta işçi payı)

Gelir vergisi miktarı = Gelir vergisi matrahı x %15

Damga vergisi miktarı = Brüt ücret x 0,00759

Kesintilerin toplamı = İşçi payı + işsizlik sigortası işçi payı + Gelir vergisi + Damga vergisi

Net ücret = Brüt ücret – Kesintiler toplamı

2) İşverenden Yapılacak Kesintilerin Hesaplanması

SSK Primi işveren payı = Brüt ücret x %15,5 (%5 indirim teşviki ile)

İşsizlik sigortası işveren payı = Brüt ücret x %2

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

Basit Usulde Vergilendirme Nedir?

Kurulumu itibarıyla devlet nezdinde resmiyet kazanan her işletmenin çeşitli vergi mükellefiyetleri bulunur. Bu mükellefiyetler hakkında bilgi sahibi olmak ise bazen işletme sahipleri açısından kafa karıştırıcı olmakla beraber vergiler ve vergi türleri kolayca öğrenilebilmektedir. Bu yazımızda, birçok kişinin merak ettiği basit usulde vergilendirme hakkında merak edilenleri ele alacağız ve hangi işletmelerin bu verginin mükellefi olduğunu açıklamaya çalışacağız.

Basit usulde vergilendirme hakkında

Genel özellikleri çerçevesinde ele alındığında, basit usulde vergilendirme, bir hesap dönemi boyunca elde edilen gelir ve yapılan giderler ve alış-satış tutarları arasındaki farka uygulanan vergi türüdür. Özetle açıklama gerekirse, bu vergi türünün kapsamında yer alan işletmelerin bir dönemdeki hasılatı ve alım-satımda açığa çıkan farkın toplamı arasındaki fark üzerinden hesaplanmaktadır. Basit usulde vergilendirme nedir dendiğinde bu şekilde açıklanabilir. Düzenleme uyarınca mükellefiyet açısından da farklı bir vergilendirmedir. Bu kapsamda ele alındığında da basit usulde vergi mükellefi yalnızca basit usulde elde ettikleri ticari kazançlarına ait vergileri ödemek durumundadır. Öte yandan, gerçek usule tabii tutulan mükellefler ise gelir, stopaj ve katma değer vergisi ödemektedirler. Uygulama esasında ise benzerlik söz konusudur. Her iki vergilendirme usulünde de ödenmesi gereken vergi bedeli, elde edilen kazanç üzerinden hesaplanmaktadır.

Basit usulde vergilendirmenin avantajları

Basit usul vergilendirme esasen gelir vergisi ile benzer nitelikler taşıyor olsa da bazı ayrımlar ve avantajlar bulunmaktadır. Tanım itibarıyla da gelir vergisine tabi olanların kazançlarına yönelik tespit usulü de basit usulde gelir vergisine tabi olanlar ve gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar olarak ayrılmaktadır. Bu noktada ortaya çıkan ayrım ise basit usul vergilendirme kapsamında bulunan vergi mükelleflerinin, gerçek usuldeki mükelleflerden farklı olarak bazı kolaylıklara sahip olmasıdır. Basit usulde vergilendirmenin avantajları nelerdir sorusuna yanıt olarak ise şunlar ifade edilebilir:

  • Ticari kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin defter tutmaları gerekmemektedir.
  • Basit usulde vergilendirmeye tabii olan mükellefler için vergi tevfikatı yapılmamaktadır ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmemektedir.
  • Gerçek usulde vergilendirilenler ve kurumlar vergisine tabii olan taraflar gibi bir geçici vergi beyannamesinin ibrazına gerek olmadığı gibi geçici vergi ödemesi de yapılmamaktadır.
  • Basit usule göre vergilendirilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri için katma değer vergisi uygulanmamaktadır.
  • Ticari kazançlarının tespitinde de amortisman kapsamındaki iktisadi kıymetlerin alış ve satışları dikkate alınmamaktadır.
  • Bu vergilendirmeye tabi olan mükelleflerin ticari kazançlarına yıllık 11.000 TL kazanç indirimi yapılmaktadır.
  • Genç girişimcilere ilişkin 75.000 TL’lik kazanç istisnasından yararlanmak mümkündür.
  • Basit usulde vergiye tabi olanların engellilik indiriminden faydalanmaları mümkündür ve vergiye uygun mükelleflere sağlanan yüzde 5 düzeyindeki vergi indiriminden faydalanılabilmektedir.

Basit usulde vergilendirmede beyan ve ödeme süreleri

Diğer tüm vergi türlerinde olduğu gibi basit usulde vergilendirilenlerin de yıllık olarak takip etmeleri gereken bir beyan ve ödeme tarihi bulunmaktadır. Düzenleme kapsamında, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin 1-28 Şubat tarihleri arasında yıllık beyanlarını ibraz etmeleri gerekmektedir. Basit usulde vergilendirme beyanname ibrazı neticesinde tahakkuk ettirilen vergi borcunun ise iki eşit taksitle 1 Şubat-28 Şubat tarihleri arasında ve 1 Haziran-30 Haziran tarihleri arasında ödenmesi gerekmektedir. Ödemelerin devlet bankaları, vergi dairesi gişeleri ve İnternet Vergi Dairesi üzerinden kredi kartı ile yapılması mümkündür. Türü, beyan süreci, ödeme takvimi ve çeşitli indirim avantajları nedeniyle basit usulde vergilendirmeye tabii olmanın sağladığı birçok fayda bulunmaktadır. Bu nedenle de özellikle bireysel olarak ticari hayata atılacak olan birçok kişinin tercihi bu türde vergilendirme kapsamında olmaya yöneliktir.

demo-attachment-547-Mask-Group-49@2x

E-İhracat Yapacaklar için Başlangıç Rehberi

Gelişen ve büyük bir hız kazanan dijitalleşme ile birlikte ticaret de büyük ölçüde internete taşınırken, artık yalnızca yerel pazarda değil küresel pazarda da yer alarak satış yapmak kolaylaştı. Hal böyle olunca da birçok kişi e-ihracat nedir ve nasıl yapılır sorusunu sormaya başladı. Türkiye’den dünyanın diğer ülkelerine ürünlerini veya hizmetini satmak isteyenler için hazırladığımız bu içerikte genel çerçevesi ile e-ihracatı ve bu yolculuğa başlayanların izlemesi gereken çeşitli temel adımları ele alacağız. Siz de yazımızı okuyarak bu alanda yapmanız gerekenleri öğrenebilirsiniz.

E-İhracat hakkında bilinmesi gerekenler

Artık e-ticaretin büyük bir popülerlik kazanması ile beraber hayatımıza da yaygın olarak giriş yapan e-ihracat, klasik ihracatın ötesinde dijital olarak ihracat yapılmasına işaret etmektedir. E-ihracat nedir dendiğinde, e-ticaret sitesi aracılığıyla Türkiye dışındaki bir ülkeye satış yapmak denilebilir. İnternet üzerinden yapılan yurt dışına satış işlemi sonucunda elektronik ihracat işlemi gerçekleşmiş olur. İhracat yapan firmalar için işlemlerin dijitale taşınmasında da e-ihracattan bahsedilir. Bu alandaki ihracat işlemleri ilgili olarak da çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan birisi “mikro ihracat” olarak tanımlanır. Mikro ihracatta, KDV hariç fatura bedeli maksimum 15 bin Euro ve yük ağırlığı 300 kg’dan az olan ürünlerin satışı söz konusudur. ETGB ile gerçekleştirilen bu ihracat modelinde işleyiş tıpkı kargo firması mantığındadır. Bu türde yapılan satışlarda gümrük işlemlerinden muaf olunmaktadır.

E-İhracat işlemlerine başlarken

Eğer siz de gerçekleştirdiğiniz ticari işlemleri dijitale taşımak ve e-ihracat yapmak istiyorsanız öncelikle bir e-ticaret sitesi kurabilirsiniz. Dilerseniz var olan sitenizi geliştirebilir ya da hali hazırda ihracat yapan platformlara dahil olarak satış için kendinize bir alan edinebilirsiniz. Bu alanlara giriş yaptığınıda, klasik e-ticaret mantığında olduğu gibi ürünleriniz dijital ortamda satışa açılır ve yabancı uyruklu tüketiciler bu alanlardan ürünlerinizi satın alabilir. Yurt dışına e-ticaret sürecinde hangi yolu seçerseniz seçin potansiyelinizi geliştirmek için oluşturacağınız stratejiler büyük bir önem taşır. Eğer sıfırdan başlamayı düşünüyorsanız bu durumda da yine klasik ticarete girişte olduğu gibi bir şirket kurmanız zorunludur. Bu, yapacağınız faaliyetlerin resmi olarak kayıt altına alınıp takip edilebilmesi için gereklidir ve ayrıca vergilendirmelerinizde de bu kayıtlar esas alınır. E-ihracat yapabilmek için ister anonim veya limited ister şahıs şirketi kurabilirsiniz. Satışlarınızı yurt dışına yapacak olsanız da izlenecek olan prosedürler yurt içindeki kurallarla birebir aynıdır ve süreç tamamen benzer şekilde ilerler.

E-Ticaret sitesi kurarak yola çıkmak

Eğer bir e-ticaret altyapısı kurarak bu alanda satışa başlamaya hazırlanıyorsanız bu durumda klasik formatı izlemeniz yeterlidir. Domain, hosting ve tasarımınız tamamlandıktan sonra ürünlerinizi platformunuza ekleyerek satışa açabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken şey e-ihracat Türkiye dışında ülkelere satış amaçlı olduğundan, sitenizin satış yapacağınız ülke veya ülkelerin tüketicilerine yönelik bir dil ve tasarıma sahip olmalıdır. Ayrıca para birimi ve pazar ile ilgili verilerde de bu alanlara yönelik düzenlemeleri gözetmeniz, araştırma yapmanız önem taşır. Bu noktada hazır sistemlerden de yararlanabilirsiniz. Bu sistemler, farklı ülkelerde sitenize giriş yapıldığında ilgili bölgenin diline ve para birimine göre görüntüleme yapılmasını sağlar.

Artık satış yapma aşamasına geldiğinizde ve geleceğinizi belirleyecek adımları atmaya başlayacağınız zaman diliminde e-ihracat ne satılır sorusu aklınıza gelebilir. Bu tamamen sizin satış yapmayı hedeflediğiniz kitle, ülke ve sizin hangi alanda uzman olduğunuzla ilgilidir. Bundan dolayı da öncelikle çok kapsamlı bir araştırma ve analiz yaparak stratejilerinizi belirlemeniz, ürün gamınızı netleştirmeniz, pazarlama tekniklerine iyi bir şekilde hakim olmanız gerekmektedir.

demo-attachment-1248-Mask-Group-48@2x

NACE Kodu Nedir? Ne İşe Yarar?

Kullanım amacı itibarıyla Avrupa’da ekonomik faaliyetler hakkında verilerin üretilmesi, yayılması ve derlenmesi amacı ile belirlenmiş olan bir kodlama sistemi olan NACE sisteminin açılımı Nomenclature des Activités Économiques dans la Communauté Européenne” şeklindedir. NACE sistemi bir kod uygulaması olarak aynı zamanda ISIC yani Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması ile de ilişkilidir.

Gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerin verisel olarak değerlendirilebilmesi ve dünya standartları çerçevesinde karşılaştırılabilmesi adına da NACE sistemi önem arz etmektedir. Bu kod sınıflandırmasında aynı zamanda firmaların gerçekleştirdikleri işlere göre tehlike sınıfları da belirlenebilmektedir. 6 haneden oluşan NACE kodu için bir diğer tanım da altılı faaliyet kodudur.

NACE kodu ne işe yarar?

Temel olarak NACE kodunun firmalara tanımlanmasında, firmaların gerçekleştirmekte oldukları faaliyete ve bu faaliyete ilişkin işyeri tehlike derecesine bakılır. Bu anlamda verilen kod ilgili faaliyetin tehlike sınıfını da temsil eder. Şirketlerin kurulması sürecinde, işyerinin açılması öncesinde Ticaret Odası’na kayıt işlemi gerçekleştirilecekken bu kodun mutlaka alınmış olması gerekmektedir. NACE kodu nedir sorusunun yanıtı bu şekilde açıklanabilirken, kodun önem arz ettiği alanların da iyi bilinmesi gerekir. Bu anlamda özellikle iş sağlığı ve güvenliği kanununa bağlı olarak belirlenen tehlike sınıfları NACE kodu ile belirlenmeli, verilen koda ilişkin tanımlara da uyulmalıdır. İşyeri NACE kodu doğru olarak belirlendiğinde, işyerinin hangi tehlike sınıfında bulunduğu da kolayca belirlenebilmektedir.

Yukarıda da açıklandığı üzere NACE kodları, işyerleri için tehlike sınıfını temsil ederken, bu sınıflar ise şu şekilde ayrılmaktadır:

Az Tehlikeli: Gıda, perakende alışveriş, büro hizmetleri ve benzeri gruptaki işyerleri

Tehlikeli: Kesme, imalat, boyama, servis ve benzeri gruptaki işyerleri

Çok Tehlikeli: Maden, inşaat, tersane ve benzeri gruptaki işyerleri

İşyerlerinin NACE kodlarının belirlenmesinde yapılan faaliyet esas alınmaktadır.

NACE kodu nasıl öğrenilir?

İşyerleri kurulurken NACE kodunu belirlemek istediğinizde NACE kodu listesi olarak tanımlanan Güncel İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi‘ni kontrol etmeniz gerekmektedir. Bu noktada sizin için gerekli tespiti gerçekleştirmesi adına işyerinizin muhasebe veya mali müşavirinden yardım isteyebilirsiniz. Dilerseniz İstanbul Ticaret Odası’na ait web sitesinden Ticaret Sicil İşlemleri sekmesine ilerleyerek burada yer alan NACE kodları sayfasına gidebilir ve bulunduğunuz sektöre veya gerçekleştirdiğiniz faaliyete uygun kelimelerle arama yaparak NACE kodunuzu öğrenebilirsiniz. NACE kodunuz hatalı ise değişiklik işlemi için ergi dairesi sicil servisine "NACE Kodu Değişikliği Talep Dilekçesi" vermek suretiyle değişiklik de talep edebilirsiniz.

Eğer e-Ticaret ile uğraşıyorsanız da NACE kodu almanız zorunludur. Bu alanda e-Ticaret NACE kodu ise doğrudan 47.91.14 olarak uygulanmaktadır ve bu kod Radyo, TV, posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret/elektrik elektronik e-ticaret faaliyetlerine yönelik olarak kullanılır.

KOSGEB hibe desteğinde NACE kodu gerekli midir?

Ülkemizde işyerlerinin kurulumunda hibe desteği almak üzere KOSGEB’e başvurmak isteyen tarafların da NACE kodu almış olması gerekir. Bunun nedeni, KOSGEB tarafında verilecek olan destek öncesinde şirketlerin net ayrımlarla sınıflandırılmasını sağlamak ve sektörel karmaşaları ortadan kaldırarak kurulacak olan şirketin faaliyet sınırlarının belirlenmiş olmasını mümkün kılmaktır. Bu çerçevede KOSGEB NACE kodu ile firmaları ayrı kategorilerde değerlendirebilmektedir. Başvurular sonrasında da hibe desteği almak için diğer işlemler tamamlanarak kurumda kayıt işlemi tamamlanmaktadır.

Türkiye’de aktif olarak faaliyetlerini gerçekleştirmekte olan her işyerinin bir NACE kodu bulunur. Eğer siz de yeni bir şirket kuracaksanız içeriğimizde yer alan bilgiler ışığında NACE kodunuzu belirleyebilir veya işyerinizin kodunu bilmiyorsanız ilgili listeler aracılığı ile kodunuzu öğrenebilirsiniz.