demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

Özlük Dosyası Nedir? Nasıl Hazırlanır?

İşyerlerinde hem işverenler hem de çalışanlar için önemli bir yasal sorumluluk olan özlük dosyası, iş ilişkisi süresince işçiyle ilgili tüm belgelerin arşivlendiği, hukuki dayanak oluşturan bir dosyadır. Çalışanın işe girişinden ayrılışına kadar olan süreci kayıt altına alarak işverenin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlar. İş dünyasında çalışanlarla işverenler arasında kurulmuş olan hukuki bağın önemli bir unsuru olarak işverenler için yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda etkili bir yönetim aracıdır. Yani arşivleme yöntemi olmasının yanı sıra işyerinde disiplin ve düzen sağlama, işçi haklarını koruma ve iş sağlığı güvenliği açısından da büyük önem taşır. Peki, özlük dosyasını hazırlarken nelere dikkat edilmelidir, bu dosya hangi belgeleri içermelidir ve saklama süresi ne kadardır? Gelin, özlük dosyasıyla ilgili tüm ayrıntılara birlikte bakalım.

Özlük Dosyası Nasıl Hazırlanır?

Özlük dosyasının hazırlanması, işverenin her çalışan için detaylı bilgi, belge toplamasını gerektirir. Çünkü dosyanın içerdiği her belge, çalışan ile işveren arasındaki hukuki bağı güçlendirir ve iş ilişkisini resmi zemine oturtur. Özlük dosyasının hazırlanması sırasında dikkat edilmesi gereken adımlara bakalım.

Temel Bilgiler ve İşe Alım Belgelerinin Toplanması

İlk adımda, çalışanın kimlik bilgileri ve işe alım sürecinde talep edilen tüm belgeler eksiksiz olarak temin edilmelidir. Çalışan hakkında genel bilgilere sahip olunması ve bu bilgilerin doğruluğu büyük önem taşır. Özellikle kimlik fotokopisi, ikametgâh belgesi, adli sicil kaydı gibi belgeler, çalışanın kimliğini, adres bilgilerini doğrular nitelikte olmalıdır.

İşe Giriş Sağlık Raporu

Çalışanın işe uygunluğunu gösteren sağlık raporu hem iş sağlığı ve güvenliği hem de yasal gereklilik açısından özlük dosyasına eklenmelidir. Çünkü rapor, çalışanın işe başlamadan önce bedensel ve zihinsel olarak işin gerektirdiği koşullara uygun olduğunu kanıtlayacaktır.

İş Sözleşmesi

İşverenle çalışan arasında yapılan iş sözleşmesi, iş ilişkisinin temeli olarak dosyada yer almalıdır. Sözleşme, çalışanın görevleri, ücret hakları, çalışma saatleri, işyeri kurallarını belirler. Yani iş sözleşmesi, olası anlaşmazlık durumlarında her iki tarafın haklarını korur ve yasal açıdan bağlayıcıdır.

Sigorta Giriş Belgesi

Çalışanın sosyal güvencesinin başladığını gösteren işe giriş bildirgesi, özlük dosyasının önemli belgelerinden biridir. Bu belge, çalışanın sosyal güvenlik kapsamına alındığını ve sigortalı olarak işe başladığını gösterir.

Eğitim Belgeleri ve Sertifikalar

Çalışanın mesleki yeterliliklerini ve geçmiş iş deneyimlerini gösteren belgeler de dosyada yer almalıdır. Eğitim durumu, uzmanlık alanları, iş için gerekli sertifikalar, işverenin çalışan hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmasını sağlar, çalışanın görevlendirilmesinde belirleyici olur.

Tüm belgelerin eksiksiz olarak özlük dosyasına dahil edilmesi, işyerinde düzenin sağlanması, yasal gerekliliklerin yerine getirilmesi açısından zorunludur. Ayrıca, iş süresince çalışanın durumunda meydana gelebilecek değişiklikler de (terfi, disiplin cezası, izin kayıtları vb.) özlük dosyasına eklenmelidir.

Özlük Dosyası Evrakları Nelerdir?

Özlük dosyası içerisinde, çalışanın işe girişinden ayrılışına kadar olan sürede gerekli tüm yasal belgeler saklanır. İş Kanunu'na göre, özlük dosyasında bulunması gereken belgelerin başlıcaları şunlardır:

  • Kimlik Fotokopisi: Çalışanın nüfus bilgileriyle ilgili detayları içerdiği için çalışanın kimliğini doğrulayan en temel belgedir.
  • İkametgah Belgesi: Çalışanın güncel adres bilgilerini gösteren belge, işverenin çalışana ulaşmasını sağlar, adres bilgilerinin doğruluğunu teyit eder.
  • İşe Giriş Sağlık Raporu: Adından da anlaşılacağı üzere çalışanın işe girerken verdiği sağlık durumu hakkında bilgi veren belgedir.
  • İş Sözleşmesi: İşveren ile çalışanın hak ve yükümlülüklerini gösteren belge, işyerindeki çalışma koşullarını belirler.
  • İşe Giriş Bildirgesi: Çalışanın sosyal güvenceye alındığını gösteren belge olup, sigorta başlangıcını ifade eder.
  • Askerlik Durum Belgesi: Erkek çalışanlar için zorunlu olan askerlik durum belgesi, çalışanın askerlik yükümlülüğünün durumunu gösterir.
  • Adli Sicil Kaydı: Çalışanın adli sicil durumu hakkında bilgi verse de bazı pozisyonlar için yasal gerekliliktir.
  • Aile Durumu Bildirimi: Çalışanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler, medeni durumu hakkında bilgi veren belge, vergi indirimlerinden yararlanabilmek için gereklidir.
  • Eğitim ve Sertifika Belgeleri: Çalışanın eğitim durumu, mesleki niteliklerini gösteren belgeler, işteki yetkinliğini doğrular.

Özlük Dosyasının Saklanma Süresi Ne Kadardır?

İş Kanunu ve ilgili mevzuatlara göre özlük dosyalarının saklanma süresi işçinin işten ayrılmasından sonra en az 10 yıldır. İşten ayrılan çalışanın gelecekte talep edebileceği haklar veya işveren ile doğabilecek anlaşmazlık durumlarında hukuki dayanak oluşturur. Ancak saklama süresi dolsa bile bazı belgelerin, özellikle iş kazası veya meslek hastalığı gibi durumlarla ilgili olanların daha uzun süre muhafaza edilmesi gerekebilir. Örneğin; bir iş kazası geçiren çalışanın özlük dosyası, dava açma süresi veya tazminat talep etme hakkının korunması adına daha uzun süre saklanmalıdır. Aynı şekilde vergi incelemeleri, SGK denetimleri için özlük dosyasının eksiksiz tutulması zorunludur. Dosyaları fiziki veya dijital ortamda saklanmasını tercih edilebilirsiniz, ancak her iki durumda da gizliliğin sağlanması esastır.

Özlük Dosyası Tutmamanın Cezası Nedir?

Özlük dosyası oluşturmak ve iş ilişkisi süresince düzenli olarak güncellemek, işverenin yasal sorumlulukları arasında yer alır. Çalışanla ilgili gerekli belgeleri saklamayan veya eksik tutan işverenler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetimlerinde idari para cezası ödemek zorunda kalabilir. Cezalar, özlük dosyasının olmaması, belgelerde eksik olması veya güncel olmayan belgeler bulundurması nedeniyle verilebilir. Yani ihlalin niteliğine, tekrarlanma sıklığına göre cezalar artabileceğinden ek bir mali yük oluşturabilir.

Cezaların yanı sıra özlük dosyasının düzgün tutulmaması durumunda, iş kazası veya işçi ile ilgili hukuki bir durum söz konusu olduğunda işveren savunmasız kalabilir. Örneğin; iş kazası yaşayan bir çalışanın özlük dosyasında sağlık raporunun bulunmaması, işverenin yasal açıdan zor durumda kalmasına yol açabilir.

Orka İnsan Kaynakları Programı

Özlük dosyalarının doğru şekilde tutulması hem çalışan haklarının korunması hem de işveren olarak yasal sorumluluklarınızı eksiksiz yerine getirmeniz açısından hayati öneme sahiptir. Siz de işletmenizin özlük dosyalarını güvenle, pratik ve dijital bir altyapı üzerinden yönetmek istiyorsanız Orka Bilgisayar'ın dijital çözümlerini tercih edebilirsiniz.

demo-attachment-547-Mask-Group-49@2x

Brüt Maaş ve Net Maaş Arasındaki Fark Nedir?

Çalışanlar için maaş bordrolarında iki farklı rakam görmek kafa karıştırıcı olabilir: brüt maaş ve net maaş. Brüt maaş ve net maaş arasındaki fark, çalışanların eline geçen miktar üzerinde doğrudan etkiye sahip olan kesintilerden kaynaklanır. Dolayısıyla maaş hesaplamaları, çalışanlar için oldukça karmaşık olabilen, fakat işin özünü anladıkça basit hale gelen bir konudur. Çoğu çalışanın maaş bordrosunda gördüğü brüt maaş, net maaş arasındaki fark temel olarak vergi ile kesintilerden kaynaklanır. Ancak detaylı bakıldığında, brüt maaş ve net maaşın hesaplanmasında birçok önemli unsur ve yasal kesinti devreye girer.

Çoğu kişi, maaş görüşmeleri sırasında veya iş teklifini değerlendirirken maaş miktarını net mi yoksa brüt mü alacağını sorar. Çünkü brüt maaş, bir çalışanın iş sözleşmesinde belirtilen, herhangi kesinti yapılmadan önceki maaşıdır; yani, yasal kesintiler yapılmadan önceki toplam ücrettir. Net maaş ise çalışanın eline geçen, tüm yasal kesintilerden arındırılmış maaş miktarıdır. Bu nedenle çoğu çalışan için önemli olan, maaş bordrosunda yüksek görünen brüt maaş değil, kesintilerden sonra hesabına yatan net maaştır. Peki, brüt ve net maaş ne anlama gelir, nasıl hesaplanır? Gelin, brüt ve net maaş kavramlarının detaylı tanımlarını, aralarındaki farkları, bu maaşların nasıl hesaplandığını örneklerle inceleyelim.

Brüt Maaş Nedir?

Brüt maaş, çalışanın kesintilerden önceki toplam maaşıdır. İşveren tarafından çalışana ödenmesi taahhüt edilen bu miktar, çalışan açısından gerçek anlamda eline geçen maaşı ifade etmez. Brüt maaş üzerinden belirli oranlarda sosyal güvenlik primleri, işsizlik sigortası primi, gelir vergisi, damga vergisi gibi yasal kesintiler yapılır. Söz konusu kesintiler ise hem çalışanın sosyal güvencelerini sağlamak hem de kamuya vergi katkısını oluşturmak amacıyla devlet tarafından belirlenir. Dolayısıyla brüt maaş, elde edilecek maaşın ham hali olarak kabul edilir. Brüt miktar işverenin çalışanı işe alırken sunduğu toplam maaşı temsil ederken çalışanın net maaşı elde edebilmesi için bu kesintilerin yapılması gereklidir.

Net Maaş Nedir?

Net maaş, çalışanın brüt maaşı üzerinden kesintiler çıkarıldıktan sonra hesabına yatan gerçek miktardır. Bir çalışanın günlük yaşam giderlerini karşılayabileceği, harcayabileceği ve tasarruf yapabileceği miktar net maaştır. Net maaş, çalışan açısından en önemli rakamdır çünkü iş sözleşmelerinde, maaş görüşmelerinde genellikle net maaş miktarı konuşulur. Net maaş, sosyal güvenlik primleri, işsizlik sigortası, vergi kesintileri yapıldıktan sonra banka hesabına yatırılır. Yani çalışanların yaşam standardını belirleyen kendilerine kalan bu gerçek maaş tutarıdır.

Brüt Maaş ve Net Maaş Arasındaki Farklar Nelerdir?

İki maaş türü arasındaki fark, brüt maaş üzerinden çeşitli yasal kesintilerin yapılmasıyla oluşur. Bu kesintiler, işsizlik sigortası primi, SGK primleri, damga vergisi ve gelir vergisi  gibi yasal yükümlülüklerdir. Örneğin; bir çalışanın brüt maaşından %14 oranında sosyal güvenlik primi, %1 işsizlik sigortası primi, vergi dilimlerine göre değişen oranlarda gelir vergisi kesilir. Ayrıca, damga vergisi de belirli oranda brüt maaş üzerinden alınır. Kesinti sonrası net maaş ortaya çıkar. Brüt ve net maaş arasındaki fark, çalışanların vergi yükümlülükleri yerine getirmeleri, sosyal güvenlik haklarını bilmeleri açısından önemlidir. Oranlarıyla birlikte şu kesintiler yapılır:

  • Brüt maaş üzerinden %14 oranında işçi SGK primi kesilir ve bu kesinti, çalışanın emeklilik ve sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlar.
  • Çalışanın işsizlik durumunda destek alabilmesi için brüt maaştan %1 oranında kesinti yapılır.
  • Brüt maaş üzerinden belirli oranlarda gelir vergisi kesilir. Gelir vergisi oranı, çalışanların maaşlarına göre belirlenir, dilimlere göre artabilir.
  • Türkiye’de maaş bordrosu üzerinden alınan diğer kesinti damga vergisidir, brüt maaşın yaklaşık %0,759’u oranında kesinti yapılır.

Brüt ve net maaş hesaplaması nasıl yapılır?

Brüt maaşın net maaşa dönüştürülmesi, belirli kesintiler ve oranlar dikkate alınarak yapılır. Örneğin; Türkiye’de brüt maaşı 30.000 TL olan çalışanın net maaşını hesaplamak için önce sosyal güvenlik primleri, işsizlik sigortası primi gibi yasal kesintiler uygulanır. Ardından kalan miktar üzerinden gelir vergisi / damga vergisi kesintileri yapılır. Net maaş hesaplaması, işverenin bordro hazırlık süreçlerinde, çalışanların maaş beklentilerini belirlemesinde önemli unsurdur. Net maaşın doğru hesaplanması, çalışanların gelir beklentilerini karşılaması ve işveren ile çalışan arasında maaş konusunda doğru anlaşma sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Net maaş hesabını örnek üzerinde inceleyelim;

Brüt maaş: 20.000 TL

Sosyal Güvenlik Primi (Çalışan Payı): Brüt maaşın %14’ü = 2.800 TL

İşsizlik Sigortası Primi (Çalışan Payı): Brüt maaşın %1’i = 200 TL

Gelir Vergisi: Brüt maaştan sosyal güvenlik primi + işsizlik sigortası düşüldükten sonra kalan miktardan, gelir dilimine göre belirli oranda kesinti yapılır. Örneğin, %15’lik bir gelir vergisi diliminde: (20.000 - 2.800 - 200) x %15 = 2.250 TL

Damga Vergisi: Brüt maaşın %0,759’u = 151,80 TL

Net Maaş = Brüt Maaş - (Sosyal Güvenlik Primi + İşsizlik Sigortası Primi + Gelir Vergisi + Damga Vergisi)

Bu durumda çalışanın net maaşı:

20.000 - (2.800 + 200 + 2.250 + 151,80) ≈ 14.598,20 TL olacaktır.

Orka Muhasebe Programı

Şirketlerin çalışanlarına brüt / net maaş bilgilerini açıkça ifade etmeleri, güvenilir bir çalışma ortamı oluşturmak açısından oldukça önemli. Bu bağlamda, doğru muhasebe ve insan kaynakları yönetim sistemi ile süreci yönetmek de iş verimliliği açısından hayati rol oynar. Siz de iş süreçlerinizi kolaylaştırmak, çalışan memnuniyetini artırmak için Orka Bilgisayar’ın çözümlerini keşfedebilir, operasyonlarınızı bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz. Orka Bilgisayar, brüt - net maaş hesaplamalarını doğru ve hızlı yapmanızı sağlayan gelişmiş muhasebe  çözümleri ile işletmenizin yanında!

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

Orka Bulut’ta e-Defter İmzalamak Artık Çok Daha Pratik!

1. Digital İnternet Vergi Dairesi

Dijital İnteraktif Vergi Dairesi (İVD) üzerinden, E-İmza veya Mali Mühür olmadan kolayca E-Defter başvurunuzu yapın.

2. Orka Defter Saklama Hizmeti

Orka Defter Saklama Hizmeti'ni satın alın ve her bir VKN için sınırsız defter saklama kapasitesiyle ücretsiz bulutta imzalama avantajından faydalanın.

3. Mali Mühür

Mali Mühür veya E-İmza kullanmadan E-Defter gönderebilmek için İVD üzerinden Orka'ya muvafakatname verin.

Orka e-Defter

e-Defter ile 7/24, hızlı ve pratik bir şekilde E-Defter gönderimi gerçekleştirin!

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

İştirak Nedir? İştirak Türleri Nelerdir?

Şirketlerin büyüme stratejilerinde önemli rol oynayan iştirakler ve yapıları hem büyüme fırsatları sunar hem de yeni pazarlara giriş imkanı sağlar. İştirak, genel olarak bir şirketin başka şirketin sermayesine katılarak hissedar olması anlamına gelir. Şirketler, yeni pazarlara girmek, faaliyetlerini genişletmek veya mevcut riskleri dağıtmak amacıyla iştirak yapıları kurabilir. İştirak türleri ise şirketlerin stratejilerine göre farklı şekillerde düzenlenebilir. Peki iştirak türleri neler? İştirak kuruluş sürecinde nelere dikkat etmeli? Gelin, iştirak yapılarının avantajlarını, işleyiş yapısına ve tercih edilme nedenlerine birlikte bakalım.

İştirak Nedir?

İştirak, bir şirketin başka bir şirketin belirli oranda hissesine sahip olduğu ortaklık türüdür. Hisse oranı genellikle şirkete belirli söz hakkı ya da yönetim kontrolü sağlayacak ölçüde yüksek olabilir. İştirak yapısı, holding şirketlerinin en sık başvurduğu stratejik adımlardan biridir ve şirketin yeni pazarlara giriş yaparken risklerini minimize etmesine olanak tanır. Yani yapı gereği bir şirket başka bir şirkete yatırım yaparak o şirketin faaliyetlerinden finansal fayda sağlar. Böylece şirketler arasında iş birliği sağlarken aynı zamanda uzun vadeli büyüme stratejilerinin parçası olarak kullanılır. Fakat doğrudan satın alım olmadığı için iki şirket arasında daha rahat bağ oluşturur ve bu bağ genellikle finansal çıkarlar üzerinden yürütülür. İştirak kavramı genellikle sermaye piyasaları ve şirket birleşmeleri gibi konularla yakından ilişkilidir, global iş dünyasında ise geniş bir yelpazede kullanılır.

İştirak Türleri

Şirketlerin stratejik planlarına göre farklı türlerde organize edilebilen iştirakler, hissedar olunan şirketteki hak ve yetkiler açısından farklılık gösterir. Başka bir şirkette iştirak sayesinde pay sahibi olması, büyüme stratejileri, pazarlara açılma ve risk yönetimi açısından farklı şekillerde gerçekleştirilebilir. Bu tür iştirakler, genellikle şirketin yönetim kontrolünü sağlayıp sağlamadığına, katılım oranına ve işbirliği seviyesine göre değişir. Şirketlerin stratejik hedeflerine uygun olarak tercih ettikleri iştirak modelleri uzun vadeli başarılarını da belirler.

Doğrudan İştirak

Bir şirketin başka bir şirketin hisselerine doğrudan sahip olması anlamına gelir. Doğrudan iştiraklerde, şirkete ait hisse oranı yüksekse hissedar şirket yönetim kararlarında aktif rol oynayabilir. Genellikle stratejik iş birlikleri veya sektörel genişleme hedefleriyle gerçekleştirilir. Şirketler, faaliyet alanlarında rekabet avantajı sağlamak veya yeni pazarlar kazanmak amacıyla doğrudan iştirakler oluşturabilir. Örneğin; teknoloji firması başka teknoloji start-up'ına doğrudan iştirak edebilir ve böylece inovasyonlarını artırabilir.

Dolaylı İştirak

Bir şirketin doğrudan değil, üçüncü şirket aracılığıyla ortak olmasıdır. Bu durumda hissedar olunan şirketin yönetimine doğrudan müdahale edilmez; ancak dolaylı yoldan etki sağlanabilir. Genellikle holdingler veya büyük yatırım şirketlerinde görülür. Dolaylı iştirakler, geniş yatırım portföyüne sahip şirketler için riskin daha geniş alana dağıtılmasını ve sermaye kaynaklarının verimli kullanılmasına katkı sağlar. Örneğin; holding hem enerji sektöründe hem de finans sektöründe dolaylı iştirakler aracılığıyla faaliyet gösterebilir. Böylece herhangi bir sektörde yaşanan dalgalanmalar holdingin genel finansal performansını daha az etkiler.

Bağımsız İştirak

Şirketin diğer şirket hisselerinin %50’sinden daha azına sahip olması durumunda bağımsız iştirak oluşur. Dolayısıyla şirketin yönetiminde doğrudan söz hakkı sınırlı olabilir. Ancak şirket stratejik ortaklıklarla kâr payı ve finansal kazanç elde edebilir. Bağımsız iştirakler, genellikle riskli ya da yeni pazarlara temkinli giriş yöntemi olarak tercih edilir.

Bağımlı İştirak

Şirketin, başka şirketin hisselerinin %50’sinden fazlasına sahip olduğu iştiraktir. Hissedar olan şirket diğer şirkette tam kontrol sahibi olarak stratejik kararlarda aktif rol alabilir. Çoğunluk iştirakleri genellikle büyük birleşmeler ve satın almalarla sonuçlanır, yönetim hakimiyetini sağlar. Şirketler, rakiplerini devre dışı bırakmak veya sektördeki liderlik konumunu güçlendirmek amacıyla çoğunluk iştirakini tercih eder.

İştiraklerin Kuruluş Süreci

İştiraklerin kurulması, dikkatli planlama ve strateji gerektirir. Çünkü süreçte şirketler hem yasal prosedürleri yerine getirir hem de sermaye planlaması yapar. İştirak için atılacak ilk adım şirketin stratejik hedeflerine uygun sektör ya da şirket belirlenmesidir. Hedefler genellikle büyüme, rekabet avantajı elde etme veya yeni pazarlara giriş yapma amacına yönelik olur.

Daha sonra ise hisse alım süreci başlar. Şirket, belirlediği diğer şirketin hisselerini alarak iştirak yapısını oluşturur. Hissedar olunan şirkette yönetim kurulunda temsil edilme ve stratejik karar süreçlerine katılma hakkı kazanılır. Uzun vadeli strateji olarak görüldüğü için genellikle büyük sermaye yatırımları gerektirir.

Yasal prosedürler ise iştirak sürecinin üçüncü önemli adımıdır. İki şirket arasında yapılan resmi ortaklık sözleşmeleri, iştiraklerin işleyişini güvence altına alır. Tarafların hak ve yükümlülükleri açıkça belirtilir, bu da olası hukuki anlaşmazlıkları engeller. Özellikle uluslararası iştiraklerde yasal süreçler daha karmaşık olabileceğinden farklı ülke hukuk sistemlerine uyum sağlanması gerekebilir.

İştiraklerin Avantajları Nelerdir?

İştirakler, genellikle daha büyük ya da finansal güce sahip şirketlerin, daha küçük ya da gelişmekte olan şirketlere yatırım yaparak güçlerini birleştirmesiyle gerçekleşir. Hem yerel hem de uluslararası pazarlarda, farklı sektörlerde faaliyet gösteren her ölçekteki şirket iştirak yoluyla yeni fırsatlar elde edebilir. Bu nedenle, iştirak yapısı, şirketlerin operasyonel esneklik kazanması ve rekabet avantajı elde etmesi için tercih edilen bir stratejidir. İştirak yapısından faydalanarak siz de şu avantajlara sahip olabilirsiniz:

  • İştirak yapıları, şirketlerin farklı sektörlerde veya pazarlarda faaliyet göstermesine olanak tanır. Böylece risklerin tek bir alana yoğunlaşmasını engeller. Şirketler pazarda yaşadıkları olumsuzlukları, başka sektörde elde ettikleri başarılarla dengeleyebilir.
  • Bir şirketin başka ülke ya da sektörde faaliyet gösteren şirkete iştirak etmesi, o pazara daha kolay giriş yapmasını sağlar. Yeni pazarlara giriş, genellikle yüksek maliyetli ve riskli bir süreç olabilir; ancak iştirak yapısı, bu riskleri minimuma indirir.
  • İştirakler, şirketlerin finansal gücünü artırabilir. Başka şirketin hisselerine sahip olmak, o şirketteki kâr payı dağıtımlarına katılma ve uzun vadede değer artışından faydalanma anlamına gelir. Bu sayede şirketler sermayelerini güçlendirir, büyüme fırsatlarını daha etkin kullanabilir.

Orka Muhasebe Programı

Şirketinizin büyüme stratejilerine uygun bir iştirak yapısı oluşturmak veya iştirak süreçlerinizle ilgili detaylı bilgi almak için, Orka Bilgisayar uzmanlarından her zaman destek alabilirsiniz. Finansal yönetim, sermaye artırımı ve iş süreçleri hakkında profesyonel danışmanlık için bize ulaşabilirsiniz.

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

Sermaye Artırımı Nedir? Neden Yapılmaktadır?

Sermaye artırımı bir işletmenin mevcut öz kaynaklarını güçlendirmek için sermayesini yükseltmesidir. Bu işlem, işletmelerin uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmesini ve finansal yapısını güçlendirmesini destekler.

Sektör fark etmeksizin işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için ek kaynaklara ihtiyaçları vardır. Sermaye artırımı, bu kaynakları elde etme noktasında başvurulan yöntemler arasında yer alır. İşletmeler, yeni yatırımları ya da satın alımları finanse etmek için sermaye artırımı işlemini gerçekleştirir. Bununla beraber bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için sürecin genel kurulun kararından geçmesi gerekir. Genel kurul onay verdiği takdirde işletmeler sermayelerini artırabilir ve yeni finansal kaynaklar yaratarak yatırımlarını gerçekleştirmeye başlayabilir.

En basit tanımıyla sermaye artırımı, şirketlerin daha fazla hisse senedi piyasaya sürmeleri işlemidir. Ortaklardan ek para toplayan işletmeler, ihtiyaçlarını karşılamak için bu tür yollara başvurur.

Sermaye Artırımı Neden Yapılır?

Sermaye artırımı, işletmelerin büyüme ya da finansal hedeflerine gerçekleştirme amacıyla başvurdukları stratejik bir adımdır. Sermaye artırımı yapılmasının birçok farklı neden olabilir. Nedenlerden bazıları şu şekildedir:

  • Büyüme ve Genişleme: İşletmeler, yeni pazarlara girmek istediklerine yeni finansmanlara ihtiyaç duyar. Üretim kapasitesinin artırılması ya da yeni ürün/hizmetlerin geliştirilmesi için ek kaynaklara gereksinim duyulabilir. Bütün bu işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için sermaye artırımı yapılabilir.
  • Yatırım Projelerine Fon Bulma: Yeni yatırımlar, fabrika açmak, teknolojik gelişmelere imza atmak ya da bir şirket satın almak gibi önemli yatırım projeleri için finansman gerekir. Sermaye artırımı, bu noktada işletmelere fırsatlar sağlar.
  • Borç Yapılandırması: Şirketler borçlarını ödemek için daha uygun koşullarda yeniden yapılandırmaya ihtiyaç duyabilir. Yeni borçlar alabilmek için sermaye artırımına gidilebilir.
  • Şirket Değerinin Artırılması: Şirket değerinin artması, işletmeye yeni yatırımcılar çekebilir. Böylece işletmeler gelecekte daha kolay finansman bulabilir.
  • Enflasyona Karşı Korunma: Yüksek enflasyon dönemlerinde, sabit sermayeler problemlere neden olabilir. Sermaye artırımı, yaşanabilecek kayıpların telafi edilmesine olanak tanır.
  • Borçlanma İhtiyacını Azaltma: Artırım sonucunda işletmelerin finansal kaynakları güçlenir ve böylece borçlanma ihtiyacı azalır. Bu durum, finansal riskleri minimize ederek işletmenin daha rahat bir şekilde faaliyetlerini sürdürmesine yardımcı olur.

Sermaye artırımı, şirketlerin büyümelerine, gelişmelerine ve rekabet güçlerini artırmalarına olanak tanır. Bununla beraber bu işlemi gerçekleştirmeden önce şirketlerin detaylı bir değerlendirme yapmaları gerekir. Yanlış yapılan hamleler, şirketin finansal yapısını zayıflatabilir ve bazı durumlarda iflasına neden olabilir.

Sermaye Artırımı Nasıl Yapılır?

Sermaye artırımı farklı şekillerde yapılabilir. Bu  yöntemler, özetle şu şekildedir:

Bedelli Sermaye Artırımı: Bedelli artırımda şirketler, yeni hisse senetleri ihraç eder. Bu hisse senetlerini mevcut hissedarlara ya da yeni yatırımcılara belirli bir bedel karşılığında satar. Böylece işletmenin kasasına nakit girdisi sağlanmış olur. Bedelli sermaye artırımı, dış kaynaklardan gerçekleştirilir. Böylece işletmeler herhangi bir borçlanmaya gitmeden finansman elde edebilir. Bununla beraber yeni hisse senetlerinin piyasaya sürülmesi, mevcut hissedarların sahip olduğu oranları düşürebilir. Hisse oranının düşmesini istemeyen hissedarlar, rüçhan hakkını kullanarak yeni senetler alabilir.

Bedelsiz Sermaye Artırımı: Bedelsiz artırımda işletmeler hissedarlarına ek hisse senetleri verir. Bedelliden farklı olarak karşılığında herhangi bir talepte bulunmaz. Bu durum, mevcut hisse senedi sayısının artmasına neden olur ve hisse başına düşen değeri düşürür. Örneğin, piyasada 100 TL değerinde 500 hisse senedi varken bedelsiz sermaye artırımı sonucunda hisse sayısı 1000’e çıkabilir. Bu durumda hisse başına düşen değer 100 TL’den 50 TL’ye iner.

Artırım işlemi hisse senetlerini hem olumlu hem de olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Bundan dolayı sermaye artırımına gidilmeden önce işletmelerin doğru analizler yapması gerekir. Şirketin finansal durumunu, sektördeki rekabet koşullarını, piyasa şartlarını ve yatırımcı beklentilerini incelemesi önemlidir. Doğru bir şekilde yapılan sermaye artırımı, şirketin piyasadaki güvenini pekiştirebilir. Bununla beraber yanlış zamanda yapılan bir artırım, yatırımcıların olumsuz tepkisiyle karşılaşabilir. Yatırımcıların şirket hakkındaki düşünceleri de hisse senedinin değerini doğrudan etkiler. Sermaye artırımı ile ilgili riskleri minimize etmek için hangi kaynakların kullanılacağına ve nasıl bir strateji izleneceğine iyi bir şekilde karar verilmesi gerekir.

Sermaye Artırımı Sürecinin Adımları

Sermaye artırımı süreci, belirli adımlardan oluşur. Dikkatle takip edilmesi gereken yasal süreçler sonucunda işlem gerçekleştirilebilir. Sermaye artırımının genel adımları şöyledir:

  • Artırım kararı verebilmek için ilk önce genel kurulun onayının alınması gerekir. Şirketlerin yetkili organı sermaye artırım tutarı, yöntemi, finansal kaynakları ve diğer konular hakkında karar vermelidir. Türk Ticaret Kanunu’na göre sermaye artırımı kararının verilebilmesi için genel kurul üyelerinin üçte ikisinin onayı alınmalıdır.
  • Bir işletmenin sermaye artırımı yapabilmesi için şirketin mevcut sermayesinin tamamının ödenmesi gerekir. Şirket, hisse senetlerine karşılık gelen bütün tutarı bankaya yatırdığı takdirde koşulu sağlamış olur.
  • Şirketlerin sermaye artırımı yapabilmesi için Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) düzenlemelerine uyum sağlaması gerekir.
  • Bedelsiz sermaye artırımı yapılacaksa işletme, bağımsız uzmanlar tarafından değerlendirilmelidir. Uzmanlar, sermaye artırımında kullanılacak varlıkların gerçek değerini tespit eder ve konu hakkında rapor hazırlar.
  • Sermaye artırımı gerçekleştirildikten sonra yeni hisse senetleri Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından kayıt altına alınır. Bu sayede hisse senetleri borsada işlem görebilir.
  • Halka açık şirketler, sermaye artırımı yapacağı zaman konuyu halka bildirmelidir. SPK’ya gerekli bildirimler yapıldıktan sonra şirketler, artırımı kamuya açıklamalıdır.

Sermaye artırımı hem hukuki hem de teknik birçok detayı içerir. Bu süreçte işletmeler uzmanlardan yardım alarak artırımı eksiksiz bir şekilde gerçekleştirebilir. Hisse senedi sahibi olan yatırımcılar da artırım kararlarını dikkatli bir şekilde takip etmeli ve artırım teklifini değerlendirmelidir.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

Amazon Türkiye’de Mağaza Nasıl Açılır?

Şirketlerin büyüme stratejilerinde önemli rol oynayan iştirakler ve yapıları hem büyüme fırsatları sunar hem de yeni pazarlara giriş imkanı sağlar. İştirak, genel olarak bir şirketin başka şirketin sermayesine katılarak hissedar olması anlamına gelir. Şirketler, yeni pazarlara girmek, faaliyetlerini genişletmek veya mevcut riskleri dağıtmak amacıyla iştirak yapıları kurabilir. İştirak türleri ise şirketlerin stratejilerine göre farklı şekillerde düzenlenebilir. Peki iştirak türleri neler? İştirak kuruluş sürecinde nelere dikkat etmeli? Gelin, iştirak yapılarının avantajlarını, işleyiş yapısına ve tercih edilme nedenlerine birlikte bakalım.

Amazon Mağaza Nasıl Açılır?

Amazon mağaza açma süreci karmaşık gibi dursa da aslında oldukça kolaydır. Birkaç basit adımı takip ederek siz de Amazon’da mağaza sahibi olabilirsiniz. Aşağıdaki başlıkları inceleyerek süreç hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilir, satışlarınızı farklı kanallara nasıl aktarabileceğinize dair fikir alabilirsiniz.

1. Hazırlık Aşaması

Amazon mağaza açma sürecine geçmeden önce stratejilerinizi belirlemelisiniz. Ürün seçimi, bu noktada oldukça önemlidir. Satmak istediğiniz ürünlerin Amazon’un satış politikalarına uygun olduğundan emin olmalısınız. Ardından hedef kitle analizi yaparak bu kitleye yönelik bir pazarlama stratejisi oluşturmalısınız. Rakiplerinizi inceleyerek onlardan nasıl farklılaşabileceğinizi belirlemelisiniz. Son olarak stok yönetimi yapabileceğiniz bir depolama alanı oluşturmalısınız.

2. Amazon Türkiye Satıcı Hesabı Oluşturma

Amazon mağaza açma sürecini başlatmak için bazı bilgileri internet sitesine sunmalısınız. İşletme bilgilerinizi, vergi levhanızı, kimlik belgenizi ve banka hesap bilgilerinizi hazırlamalısınız. Kayıt işlemini Amazon Seller Central üzerinden rahat bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Kayıt işlemini tamamlamak için de hesabınızı doğrulamalısınız. Doğrulama işleminin eksiksiz bir şekilde gerçekleşebilmesi için bütün bilgileri girdiğinizden emin olmalısınız.

3. Ürün Listeleme

Hesabınız doğrulandıktan sonra ürünlerinizi listelemeye başlayabilirsiniz. Amazon mağaza açma işleminin ardından en önemli adımlardan biri listelemedir. Bunun için ürünlerinizin adını, açıklamalarını, özelliklerini ve yüksek kaliteli görsellerini yüklemelisiniz. Açıklamaları hem SEO’ya hem de potansiyel müşterilerinize yönelik yazmalısınız. Müşterilerinizin ürünlerinizi kolayca bulmasını sağlayacak anahtar kelimeler kullanmalısınız. Aynı ürünün farklı bedeni, rengi ya da modeli varsa onları da sisteme yükleyebilirsiniz. Ek olarak Amazon’daki doğru kategorilere ürünlerinizi yerleştirmelisiniz.

4. Lojistik

Amazon mağaza açma işlemini tamamladıktan ve ürünlerinizi listeledikten sonra lojistiğe karar vermelisiniz. Amazon Kolay Gönderi, işletmenin kargo hizmetidir. Bu kargo hizmeti, ürünlerinizi anlaşmalı kargo firmaları aracılığıyla belirttiğiniz adresten alarak müşterilerinize ulaştırır.

Amazon Lojistik ise ürünlerinizi işletmenin 175’ten fazla lojistik merkezinde depolayabilir. Amazon Prime etiketi ile hızlı teslimat gibi avantajlardan yararlanabilirsiniz. Bu seçenekte Amazon, müşteri hizmetleri ve iade süreçlerini de yönetir. Amazon Lojistik ile teslimatın haricinde diğer süreçlerle de rahatça ilgilenebilirsiniz.

Lojistik işlemini kendi başınıza da gerçekleştirebilirsiniz. Amazon’un Kargo Satın Al aracı ile kargo firmaları üzerinden indirimli gönderim hizmeti alabilir, siparişlerinizi kolayca takip edebilir ve lojistik sürecini dilediğiniz gibi yönetebilirsiniz.

5. Performans Takibi

Amazon, satıcılarının performanslarını takip edebilmeleri ve değerlendirmeleri için çeşitli metrikler sunar. Bu metrikleri düzenli bir şekilde takip etmek, işletmenizin güçlü ve zayıf yanlarını anlamanıza yardımcı olabilir. Eğer ihtiyacınız varsa çeşitli iyileştirmeler yapabilirsiniz. Metrikler şu şekildedir:

  • Kusurlu Sipariş Oranı: Satış yaptığınız kişilerin siparişleri ile ilgili yaşadığı sorunların oranını ifade eder. Düşük bir orana sahip olmak, müşteri memnuniyetinizin yüksek olduğunu belirtir.
  • Gönderim Öncesi İptal Oranı: Daha siz siparişleri kargoya vermeden müşterilerinizin iptal etme oranıdır. Bu oranının düşük olması, müşterilerinizin size güvendiğini gösterir.
  • Geç Gönderim Oranı: Siparişleri belirttiğiniz tahmini gönderme zamanından sonra gönderdiğiniz miktardır. Zamanında teslimat, müşteri memnuniyetini sağlama noktasında oldukça önemlidir.

Amazon mağaza açma işlemini tamamladıktan sonra Seller Central platformu üzerinden bu metrikleri detaylı bir şekilde inceleyebilir, performansınızı pratik bir şekilde değerlendirebilirsiniz.

Amazon Mağaza Açma ve Başarılı Bir Satıcı Olma

Amazon mağaza açma işlemi her ne kadar kolay olsa da sonrasında süreci iyi bir şekilde yönetmeniz gerekir. Amazon’a göre ilk 90 gün, işinizi büyütmeniz ve iyi bir temel oluşturmak için oldukça önemlidir. Bu 90 günde başarılı satıcı olmak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz.

  • Seller Central’da Hesap Durumunuzu Takip Edin: Satıcı panel üzerinden performansınızı düzenli bir şekilde takip ederek işinizin doğru bir biçimde ilerlemesini sağlayabilirsiniz. Müşteri memnuniyetini artırarak platformda güven sağlayabilir ve Amazon’un belirlediği performans standartlarını bu aşamada hayata geçirebilirsiniz.
  • Amazon Lojistik Hizmetlerinden Yararlanın: Her ne kadar zorunlu olmasa da Amazon’un lojistik hizmetlerinden yararlanmak size başlangıçta avantaj sağlayabilir. Ürünlerinizi Amazon’un sunduğu güvenli depolarda saklayarak stok maliyetini azaltabilirsiniz. Ayrıca Amazon, hızlı gönderim fırsatı sunmasıyla da geç gönderim oranını düşürmenize yardımcı olur.
  • Marka Kaydı Programı: Kendi markanızı koruma altına almak için Amazon’un Marka Kaydı programına katılmayı düşünebilirsiniz. Bu program, listelerinizi zenginleştirerek müşterilerinize sizin hakkında daha fazla bilgi verebilir.
  • Ürün Yelpazesini Geliştirin: Müşterilerinize ihtiyaç duyabilecekleri uygun ürünler sunarak satışlarınızı artırabilirsiniz. Mevcut ürünlerinize tamamlayıcı ürünler ekleyerek ortalama sipariş değerini artırabilir, satışlarınızı iyileştirebilirsiniz.
  • Fiyatlandırma Stratejinizi Optimize Edin: Amazon’un Seller Central platformunda otomatik fiyatlandırma aracı yer alır. Bu araç, rekabetçi fiyatlar belirleme noktasında size yardımcı olabilir. Fiyatlandırma sürecinde kâr marjınızı dikkate almalı ve stratejilerinizi ona göre belirlemelisiniz.
  • Müşteri Memnuniyetini Maksimize Edin: Müşterilerinizin soru ve şikayetlerine hızlı yanıtlar vererek onları memnun edebilirsiniz. Müşteri beklentilerini doğru bir şekilde analiz ederek ona göre ürünler sunmaya özen göstermelisiniz. Müşterilerinizi yorum yapmaya teşvik ederek potansiyel alıcılarınızın ilgisini çekebilirsiniz.

Orka Muhasebe Programı

Amazon mağaza açma işleminin ardından belirli adımları takip ederek işletmenizi büyütebilir, müşterilerinizin gözündeki değerinizi artırabilir ve büyüme stratejilerinizi genişletebilirsiniz. Sonrasında muhasebe süreçlerini Orka Bilgisayar ile takip ederek işletmenizi istediğiniz noktaya taşımaya başlayabilirsiniz.

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

Trendyol’a Fatura Nasıl Kesilir?

Trendyol, Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarından biri olarak, binlerce satıcıya ürünlerini milyonlarca tüketiciye ulaştırma fırsatı sunuyor. E-ticarette satış yapmanın ilk adımı ürünlerinizi listelemek kadar önemli bir diğer süreç de doğru ve düzenli fatura kesimidir.

Bu rehber, Trendyol’da mağaza açmış ya da açmayı düşünen satıcılar için fatura kesme sürecini adım adım açıklıyor. Fatura kesme, yasal bir gereklilik olmanın yanı sıra, işletmenizin mali disiplinini ve vergisel sorumluluklarını yerine getirmenin de temel bir parçasıdır.

Bu yazıda, Trendyol satıcı panelinden fatura oluşturma sürecinden, e-fatura ve e-arşiv fatura kullanımına, ayrıca karşılaşılabilecek sorunlar ve çözümlerine kadar her detayı bulacaksınız.

Faturalandırma sürecinizi kolaylaştırmak ve Trendyol’da satış yaparken karşılaşabileceğiniz muhtemel aksilikleri minimuma indirmek için hazırladığımız bu rehberi takip ederek, işlemlerinizi hızla ve hatasız bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

Trendyol’da Nasıl Mağaza Açılır?

Trendyol platformunda mağaza açma süreci, satıcıların ürünlerini geniş bir tüketici kitlesine sunmaları için gereken adımları içerir. İşte bu süreçle ilgili temel adımlar:

1. Trendyol Satıcı Başvuru Sayfasına Gitmek

İlk adım, Trendyol'un resmi web sitesine giderek "Satıcı Ol" bölümünü ziyaret etmektir. Bu bölümde, satış yapmak istediğiniz kategoriyle ilgili gerekli bilgileri doldurarak başvurunuzu yapabilirsiniz.

2. Gerekli Bilgileri ve Belgeleri Hazırlamak

Başvuru sırasında şirket bilgileri, vergi numarası, iletişim bilgileri ve banka hesap bilgileri gibi önemli belgeler gereklidir. Bireysel veya kurumsal satıcı olma durumunuza göre gerekli belgelerde değişiklik gösterebilir.

3. Başvurunun Onaylanmasını Beklemek

Gönderilen başvuru, Trendyol tarafından değerlendirilecektir. Bu süreç, başvurunun detaylarına ve yoğunluğuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Onaylandıktan sonra, Trendyol size satış yapmaya başlayabileceğiniz ile ilgili bilgiler ve sonraki adımlar hakkında bilgi verecektir.

4. Satıcı Panelini Tanımak ve Ürün Yüklemek

Onay aldıktan sonra, satıcı paneline erişim sağlanır. Panel üzerinden ürünlerinizi sisteme yükleyebilir, fiyat ve stok bilgilerini güncelleyebilirsiniz. Ayrıca Trendyol fatura, sipariş yönetimi, ve kargo süreçlerini de bu panel üzerinden yönetebilirsiniz.

5. Satışa Başlamak

Tüm bu adımlar tamamlandıktan sonra, ürünleriniz Trendyol'da listelenecek ve satışa sunulacaktır. Satışlarınızı artırmak için çeşitli kampanya ve reklam seçeneklerinden yararlanabilir, müşteri geri bildirimlerini takip ederek hizmet kalitenizi artırabilirsiniz.

Bu adımlar, Trendyol'da başarılı bir şekilde mağaza açmanın ve satış yapmanın temellerini oluşturur. E-ticaret dünyasında yerinizi almak için bu süreci dikkatle takip etmek önemlidir.

6. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası Kabulü

Trendyol platformunda satış yapabilmek için kullanıcı sözleşmesini ve gizlilik politikasını kabul etmeniz gerekir. Bu dokümanlar, platformun kullanım koşullarını ve tarafların haklarını detaylı bir şekilde açıklar.

7. Müşteri Hizmetleri ve Lojistik Yapılanması

Satıcıların, müşteri sorularına hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verebilme kapasitesine sahip olmaları ve ürünlerin zamanında ve sağlam bir şekilde müşterilere ulaştırılmasını sağlayacak lojistik bir yapıya sahip olmaları beklenir.

Bu şartlar, Trendyol platformunda satıcı olarak başarılı bir şekilde faaliyet göstermenin temelini oluşturur. Her bir adım, hem satıcıların hem de alıcıların memnuniyetini ve güvenliğini sağlamak

Trendyol Satıcı Panelinin İşlevleri

Trendyol Satıcı Paneli, satıcıların platform üzerindeki tüm işlemlerini yönetebilecekleri kapsamlı bir araçtır. Bu panel, satış süreçlerini kolaylaştırmak ve satıcıların ihtiyaçlarına yönelik çeşitli işlevler sunarak, onların verimliliğini ve satışlarını artırmayı hedefler. İşte Trendyol Satıcı Paneli’nin temel işlevleri:

1. Ürün Yönetimi

Satıcılar, bu bölüm üzerinden yeni ürün ekleyebilir, mevcut ürünlerin bilgilerini güncelleyebilir ve fiyat ayarlamaları yapabilirler. Ürün kategorilerine göre özelleştirilmiş alanlar sayesinde, ürün detaylarını alıcıların aradığı bilgilerle donatabilirler.

2. Sipariş Yönetimi

Bu işlev, gelen siparişleri takip etme, sipariş durumlarını güncelleme ve müşteri iade işlemlerini yönetme imkanı tanır. Ayrıca, siparişlerin kargo sürecini başlatmak ve kargo takibi yapmak için de kullanılır.

3. Kampanya Yönetimi

Satıcılar, Trendyol tarafından sunulan kampanyalara katılabilir veya kendi özel indirim ve promosyonlarını oluşturabilir. Bu sayede satış potansiyellerini artırma şansı bulurlar.

4. Finansal İşlemler

Bu alanda, satıcılar kazançlarını takip edebilir, ödeme dökümanlarını görüntüleyebilir ve faturalandırma işlemlerini yönetebilirler. Ayrıca, mali durumlarını analiz etmek için detaylı raporlara erişim sağlayabilirler.

5. E-Fatura veya E-Arşiv Fatura Seçeneği

Eğer e-fatura mükellefi iseniz, e-fatura seçeneğini; değilseniz e-arşiv fatura seçeneğini tercih edin. Trendyol, her iki fatura türünü de desteklemektedir.

6. Faturayı Oluşturun

Tüm bilgiler doğru girildikten sonra "Fatura Oluştur" butonuna tıklayarak faturayı elektronik olarak oluşturun. Fatura, hem sizin hem de alıcının kayıtlarında elektronik olarak saklanacaktır.

7. Fatura Bilgilerini Kontrol Edin ve Yazdırın

Fatura oluşturulduktan sonra, oluşturulan faturanın önizlemesini inceleyin ve bilgilerin doğruluğundan emin olun. Ardından faturayı yazdırmak için gereken işlemleri tamamlayın.

8. Faturayı Müşteriye Gönderin

Fatura, ürünle birlikte müşteriye fiziksel olarak gönderilmelidir. Eğer müşteri e-fatura mükellefi ise, fatura elektronik olarak da müşteriye iletilir.

Bu adımlar, Trendyol Satıcı Paneli üzerinden pratik ve hızlı bir şekilde fatura oluşturmanıza olanak tanır. Fatura oluşturma sürecini düzenli olarak yürütmek, işletmenizin mali disiplinini ve yasal uyumunu sağlar.

Trendyol’a Fatura Kesmek Zorunlu mu?

Trendyol’da satış yapan her satıcı için fatura kesmek zorunludur. Türkiye’de faaliyet gösteren tüm e-ticaret platformları gibi Trendyol da, vergi mevzuatına uygun olarak hareket etmek zorundadır. Satıcılar, sattıkları her ürün için alıcılara yasal bir fatura sağlamalıdır. Bu, hem satıcıların hem de alıcıların hukuki haklarını korur ve vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlar.

Fatura kesmek, satıcıların şu yönlerden yararına olan bir süreçtir:

  • Vergi Kaydı: Satıcılar, satış üzerinden elde ettikleri geliri vergi dairelerine doğru bir şekilde beyan etmek için fatura kesmelidir.
  • Müşteri Güveni: Müşteriler, aldıkları ürünler için fatura almaları durumunda satın alma işlemlerinin resmi ve güvenli olduğunu bilirler.
  • Hukuki Koruma: Faturalar, olası bir anlaşmazlık durumunda satıcıların ve alıcıların haklarını kanıtlamada önemli bir rol oynar.
  • İşletme Kayıtları: Faturalar, işletmelerin mali kayıtlarını düzenli tutmalarına yardımcı olur ve mali analiz yapılabilmesi için gerekli verileri sağlar.

Bu nedenle, Trendyol gibi büyük bir platformda satış yapmayı düşünüyorsanız, fatura kesme sürecini otomatikleştirecek ve kolaylaştıracak sistemler kurmanız önemlidir. Bu, işletmenizin yasal olarak uyumlu olmasını ve müşteri memnuniyetini artırmasını sağlayacaktır.

Orka ile e-Belge Transferi

Orka sayesinde Trendyol, N11, Turkcell, Kolaysoft ya da E-Logo gibi farklı uygulamalar arasında belge transferi yapabilirsiniz. Özellikle e-ticaret ile ilgileniyorsanız e-Arşiv Fatura ve e-Faturalarınızı Orka sayesinde sistemler arasında kolaylıkla transfer edebilir, ticari faaliyetlerinizi kolayca belgelendirebilirsiniz. Farklı programlar arasından ihtiyaç duyduğunuzu seçebilir ve aktarım işlemini tamamlayabilirsiniz.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

İndirimli Fatura Nasıl Oluşturulur?

Her işletme için maliyetleri yönetmek ve müşteri ilişkilerini güçlendirmek büyük önem taşır. İndirimli faturalama, hem müşterilerinize değer sunmanın hem de işletme gelirlerinizi optimize etmenin etkili bir yöntemidir.

Süreç içerisinde çeşitli indirim türlerinin uygulanması, yasal düzenlemelere uyum sağlanması ve doğru hesaplama yöntemlerinin benimsenmesini gerektirir. Müşteri memnuniyetini artırma ve maliyet yönetimi konularında işletmenizi bir adım öne taşıyabilirsiniz.

İndirimli Fatura Nedir?

İndirimli fatura, işletmelerin belirli ürün ya da hizmetler üzerinden sağladıkları mali indirimleri resmi olarak belgelemek için kullandıkları bir fatura türüdür. Promosyonlar, özel indirimler ya da toplu alımlar gibi durumlarda müşterilere sunulur.

İndirimli fatura düzenleyerek, müşterilerinize sunduğunuz avantajları net bir şekilde gösterebilirsiniz. İşletmenizin mali kayıtlarında da şeffaflık sağlayan bu düzem dönem sonu raporlarının doğru oluşmasına katkıda bulunur. Böylelikle, hem müşteri memnuniyetini artırabilir hem de işletmenin vergisel yükümlülükleri doğru bir şekilde yerine getirebilirsiniz. İndirimli faturalar, müşteri sadakatini pekiştirmek ve uzun vadeli müşteri ilişkileri kurmak için de etkili bir araçtır.

İndirimli Fatura Nasıl Kesilir?

İndirimli fatura kesmek, işletmelerin hem mali düzenlerini korumalarını hem de müşterilerine sunulan avantajları resmi olarak belgelemelerini sağlar. İndirimli bir fatura kesmek için izlenmesi gereken adımları aşağıda bulabilirsiniz:

  • Müşterinin ve işletmenizin tam adı, adresi, vergi numarası gibi temel fatura bilgilerini doğru ve eksiksiz bir şekilde toplayabilirsiniz.
  • Hangi ürün üzerinden ne kadar indirim yapılacağını belirleyebilirsiniz. İndirim oranı ya da sabit indirim miktarını net bir şekilde faturaya işleyebilirsiniz.
  • Fatura yazılımınız veya manuel sistemleriniz üzerinden, faturanın üzerine tüm satın alınan ürünlerin listesini, birim fiyatlarını ve indirimli tutarları ekleyebilirsiniz.
  • İndirim uygulandıktan sonra kalan net tutar üzerinden geçerli vergi oranlarını hesaplayarak faturaya ekleyebilirsiniz.
  • Faturadaki tüm bilgilerin doğruluğunu kontrol edebilir ve gerekli onayları alabilirsiniz.
  • Faturayı resmi olarak kesip müşteriye ya da ilgili birime elektronik veya fiziki olarak iletebilirsiniz.
  • Kesilen indirimli fatura detaylarını işletmenizin muhasebe sisteminde güncelleyebilir ve arşivleyebilirsiniz.

Bu adımları takip ederek, hem yasal yükümlülüklerinizi yerine getirebilir hem de müşterilerinizle olan ilişkilerinizi güçlendirebilirsiniz.

İndirimli Fatura Oluşturmanın İşletmelere Faydaları

İndirimli fatura oluşturmanın işletmelere sunduğu faydalar, hem mali hem de stratejik açıdan oldukça önemlidir. Bu faydalar, firmanızın piyasadaki konumlarını güçlendirebilir ve müşteri ilişkilerini derinleştirebilir.

  • İndirimli faturalar, müşterilere özel teklifler sunarak onların sadakatini kazanmaya yardımcı olur. Müşterileriniz kendilerine sunulan indirimlerle değerli hisseder ve aynı işletmeden tekrar alışveriş yapma olasılıkları artar.
  • Büyük miktarlarda yapılan satışlarda indirim uygulamak, müşterilerin daha hızlı ödeme yapmalarını teşvik edebilir. İşletmenizin nakit akışını hızlandıran bu durum likidite ihtiyaçlarınızı daha etkin yönetmenize olanak tanır.
  • İndirimli faturalama, belirli ürünlerin stoklarını hızla azaltmak için kullanılabilir. Bu yöntemle, sezon sonu ürünleri veya modası geçen mallar etkili bir şekilde elden çıkarabilir, depolama ve bakım maliyetlerini azaltabilirsiniz.
  • İndirimleri, özellikle yoğun rekabetin olduğu sektörlerde bir avantaj olarak kullanabilirsiniz. Müşteriler, benzer ürün veya hizmetler arasında tercih yaparken fiyat avantajını göz önünde bulundurur.
  • İndirimli faturalarla yeni müşteriler çekmek mümkündür. Potansiyel alıcılar için cazip hale gelen fiyatlar, işletmenizin tanınırlığını ve pazar payını artırır.
  • İndirimli faturalar, işletmenin toplam gelirini düşürerek vergi yükünü azaltabilir. Ayrıca, bu faturalar, mali düzenlemeler ve vergi denetimleri sırasında işletmenin uyumunu gösteren belgeler olarak işlev görür.
  • İndirimli teklifler sunarak, müşteri ile aranızda güven oluşturabilir uzun vadeli ilişkiler kurabilirsiniz. Bu yaklaşım, müşteri hizmetleri ve memnuniyet düzeyini artırarak marka sadakatini pekiştirir.

İndirimli Fatura İndirimlerini Hesaplama Yöntemleri

İndirimli fatura düzenlerken indirim miktarlarını doğru bir şekilde hesaplamak, işletmeler için mali doğruluk açısından büyük önem taşır. İndirim hesaplama yöntemleri, uygulanacak indirimin türüne ve işletmenin stratejik hedeflerine göre değişebilir.

  • En sık kullanılan yöntemlerden biri olan yüzde bazlı indirim, ürün veya hizmetin liste fiyatından belirli bir yüzde oranında indirim yapılmasını içerir. Örneğin, bir ürünün liste fiyatı 100 TL ise ve %10 indirim uygulanacaksa, indirim miktarı 10 TL olur ve müşteriye 90 TL’ye sunulur.
  • Sabit tutar yönteminde, fatura toplamından baştan belirlenmişt bir tutar düşülür. Örneğin, müşterinin alışverişinin toplamı 500 TL ise ve 50 TL sabit indirim uygulanacaksa, müşteri 450 TL öder.
  • Belirli bir miktarın üzerindeki alışverişlerde uygulanan miktar bazlı indirimler, genellikle toptan alımlarda tercih edilir. Örneğin, 10 adet ürün alana %15, 20 adet ve üzeri alımlarda %20 indirim gibi uygulamalar yapabilirsiniz
  • Müşterilerin belirli promosyon kodlarını kullanmaları halinde indirimler uygulayabilirsiniz. Bu kodlar genellikle pazarlama kampanyaları, özel günler veya ilk alışverişe özel olarak sunulur.

İndirimli E-Fatura Nasıl Oluşturulur?

İndirimli e-fatura oluşturmak, işletmelerin elektronik ortamda indirim uygulamış oldukları faturaları resmi ve yasal bir biçimde düzenlemelerini sağlar. Bu süreç, hem zaman tasarrufu hem de maliyet avantajı sunar. İndirimli e-fatura oluşturmak için izlenebilecek adımlar şöyledir:

  • İşletmenizin e-fatura sistemine giriş yapabilirsiniz.
  • Müşterinin vergi numarası, adı ve adresi gibi temel bilgilerini sisteme doğru bir şekilde girerek işleme devam edebilirsiniz.
  • Satılacak hizmetlerin miktarını, birim fiyatını ve toplam tutarını belirleyerek sistemde seçmeniz gerekir. Ardından, uygulanacak indirim miktarını ve indirimli toplam tutarı hesaplayıp ilgili alanlara ekleyebilirsiniz.
  • İndirim sonrası net tutar üzerinden gerekli vergi hesaplamalarını yapabilirsiniz. Bu hesaplamalar, KDV ve varsa diğer vergi yükümlülüklerini içermelidir.
  • Oluşturduğunuz e-faturanın tüm detaylarını kontrol etmeniz önerilir. Bilgilerin doğruluğundan ve eksiksiz olduğundan emin olduktan sonra faturayı onaylayabilirsiniz.
  • Onaylanan faturayı müşterinizin e-fatura adresine elektronik olarak iletebilirsiniz. Müşteri e-faturayı kendi sistemlerinde görüntüleyebilir ve gerektiğinde indirebilir.
  • İşletmenizin muhasebe kayıtlarını güncelleyerek oluşturulan e-faturaları yasal süreler boyunca elektronik ortamda saklayabilirsiniz.

Orka e-Fatura

Siz de işletmenizi dijital dünyaya ayak uydurmak için Orka Bilgisayar’ın E-fatura hizmetinden faydalanabilirsiniz. Çevreye duyarlı bu yaklaşımı benimseyerek müşterilerinizin onayını kazanabilir, kağıt masrafınızı minimize edebilirsiniz.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

Bilanço Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Finansal raporlamada bilanço, işletmenin varlıklarını, borçlarını ve öz kaynaklarını belirli bir tarihte gösteren temel mali tablolardan biridir. İşletmelerin mali durumunu değerlendirmede kullanılan tablo, işletmenin finansal durumunu analiz etmek açısından büyük öneme sahiptir.

Bilanço hesaplama süreci ise işletmenin kaynaklarının, yükümlülüklerinin dengeli şekilde raporlanmasını sağlar. İşletme sahipleri, yöneticiler, yatırımcılar için önemli bir bilgi kaynağı olan bilanço, karar alma süreçlerinin olmazsa olmazıdır.

Bilanço Nedir?

Bir işletmenin finansal durumunu analiz etmek, geleceğe yönelik stratejiler geliştirmek ve mali performansını değerlendirmek için kullanılan en önemli araçlardan biri bilançodur.

Bilanço, belirli tarihte işletmenin tüm aktiflerini, pasiflerini ve öz kaynaklarını tablolaştırır. İşletme sahipleri kadar yatırımcılar için de hayati önem taşıyan tablo, işletmenin sağlığı hakkında net bilgiler sunar.

Bilanço, aktifler ve pasifler adı verilen iki ana bölüme ayrılır. Bu iki bölüm her zaman dengede olmalıdır. Yani, bilançoda toplam varlıklar, borçlar ve öz kaynaklar toplamına eşit olmalıdır.

Bu denge, bilançonun en temel denklemi olan Aktifler = Pasifler + Öz Kaynaklar formülüyle ifade edilir. Formülün temel amacı, işletmenin varlıklarının hangi kaynaklardan finanse edildiğini göstermek ve mali tabloların dengeli olmasını sağlamaktır. Formülde yer alan değerler ise şunlardır:

  • Aktifler (Varlıklar): İşletmeye ait tüm varlıklar bu bölümde yer alır. Aktifler, dönen / duran varlıklar olarak iki ana grupta sınıflandırılır. Dönen varlıklar, kısa vadede (1 yıl) nakit elde edilebilen varlıklar iken duran varlıklar daha uzun vadeli yatırımları ifade eder.
  • Pasifler (Borçlar ve Öz Kaynaklar): Bu bölümde, işletmenin borçları (yükümlülükleri) ve sahip olduğu öz kaynaklar yer alır. Pasifler de kısa vadeli / uzun vadeli borçlar olarak ayrılır. Kısa vadeli borçların 1 yıl içinde ödenmesi gerekir. Uzun vadeli borçlar ise bir yıldan uzun vadede ödenecek olan finansal yükümlülüklerdir. Öz kaynaklar ise işletmenin sahip olduğu sermaye, kâr yedeklerinden oluşur.

Bilanço Nasıl Hesaplanır?

Bilanço hesaplama, mali verilerin doğru organize edilmesi ve bu verilerin dengeli şekilde sunulması anlamına gelir. Bilanço hesaplamasında dikkat edilmesi gereken birkaç temel adım vardır.

Varlıkların Hesaplanması

Öncelikle işletmenin sahip olduğu tüm varlıklar hesaplanır. Varlıklar, kısa vadeli dönen ve uzun vadeli duran varlıklar şeklinde ayrı ayrı hesaplanır. Dönen varlıklar, işletmenin kısa sürede nakde çevirebileceği varlıklardır. Nakit, stoklar ya da ticari alacaklar dönen varlıklara örnek verilebilir. Duran varlıklar ise uzun vadeli yatırımlar, taşınmazlar gibi varlıklardır.

Borçların Hesaplanması

İkinci adımda, işletmenin kısa - uzun vadeli borçları hesaplanır. Kısa vadeli borçlar, ticari borçlar ve vergi yükümlülükleri gibi kısa sürede ödenmesi gereken borçlardır. Uzun vadeli borçlar ise kredi, tahvil gibi uzun vadeli finansal yükümlülüklerdir.

Öz Kaynakların Hesaplanması

Hesaplamanın son aşamasında ise işletmenin öz kaynakları ortaya çıkarılır. Öz kaynaklar, işletme sahiplerinin koyduğu sermaye, geçmiş yıllara ait kârların bir kısmının işletmede tutulmasıyla oluşur.

Bilançonun hesaplanmasında bu üç adım eksiksiz tamamlanmalıdır. İşletmenin aktifleri ile pasifleri dengelenmesi oldukça önemlidir. Bu denge, işletmenin finansal yapısının sağlıklı olduğunu gösterir.

Örnek Bilanço Hesaplaması

Dönen Varlıklar

Nakit: 50.000 TL

Alacaklar: 30.000 TL

Stoklar: 20.000 TL

Duran Varlıklar

Makine: 100.000 TL

Bina: 200.000 TL

Toplam Varlıklar

Dönen Varlıklar: 50.000 TL + 30.000 TL + 20.000 TL = 100.000 TL

Duran Varlıklar: 100.000 TL + 200.000 TL = 300.000 TL

Toplam Varlıklar = 100.000 TL + 300.000 TL = 400.000 TL

Kısa Vadeli Borçlar

Banka Kredisi: 60.000 TL

Tedarikçi Borçları: 20.000 TL

Uzun Vadeli Borçlar

Kredi Borcu: 100.000 TL

Toplam Borçlar

Kısa Vadeli Borçlar: 60.000 TL + 20.000 TL = 80.000 TL

Uzun Vadeli Borçlar: 100.000 TL

Toplam Borçlar = 80.000 TL + 100.000 TL = 180.000 TL

Öz Kaynaklar

Sermaye: 150.000 TL

Geçmiş Yıl Kârı: 70.000 TL

Toplam Öz Kaynaklar

150.000 TL + 70.000 TL = 220.000 TL

Bilanço Formülü

Varlıklar = Borçlar + Öz Kaynaklar

400.000 TL = 180.000 TL + 220.000 TL

Örnekte görüldüğü gibi varlıklar toplamı borçlar ve öz kaynaklar toplamına eşit. Dolayısıyla hesaplama sonucunda bilançonun dengede olduğunu görebilirsiniz.

Bilanço Hesaplamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bilançonuzu düzenli olarak kontrol etmeniz, işletmenizin finansal durumunu görebilmeniz için en etkili yöntemler arasında yer alır. Bilanço hesaplama sürecinde aşağıdaki unsurlara dikkat ederek işletmenizin geleceğini planlayabilirsiniz:

  • Verilerin Güncel Olması: Bilançoda kullanılan tüm verilerin doğru, güncel olması önemlidir. Yanlış veya eski verilerle yapılan hesaplamalar, işletmenin mali durumu hakkında yanıltıcı sonuçlar verebilir.
  • Aktif ve Pasif Dengesinin Sağlanması: Bilançoda aktifler / pasifler arasındaki denge mutlaka korunmalıdır. Eğer denge sağlanmıyorsa finansal tabloda hata olduğu anlamına gelir.
  • Likidite Oranları: Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara oranı, işletmenin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceği konusunda önemli göstergedir.

Bilançonun Avantajları

İşletmelerin finansal durumunu şeffaf şekilde göstermeleri açısından büyük öneme sahip bilanço, yani mali tablo pek çok açıdan avantajlar sunabilir. Örneğin; işletmenin sahip olduğu varlıkları / borçlarını net şekilde gösterir. Bu sayede, işletmenin mali durumu açıkça anlaşılabilir. Aynı zamanda yatırımcılar için iyi bir bilgi kaynağıdır. Yatırımcılar, işletmenin bilançosunu inceleyerek gelecekteki potansiyel kârlılık hakkında fikir sahibi olabilir. Ayrıca, bilançoları inceleyerek işletmenin risk durumunu değerlendirebilir.

Bankalar ve diğer finans kuruluşları, işletmelere kredi vermeden önce bilançoyu inceler, işletmenin borç ödeme kapasitesini değerlendirir. Güçlü bilanço, kredi alımını kolaylaştırabilir. Diğer avantaj ise işletme performansına katkı sunması olabilir. Çünkü bilanço, işletmenin kârlılığını, likiditesini, borç ödeme kapasitesini değerlendirmek için kullanılabilecek en iyi göstergedir.

Orka IK Bilanço ve Mali Tablolar

Siz de finansal yönetiminizi en iyi şekilde yapmak ve bilançonuzu kolayca takip etmek için Orka Bilgisayar’ın güçlü muhasebe yazılımlarını kullanabilirsiniz. Orka Bilgisayar hizmetleri sayesinde gelir-gider takibi, vergi hesaplamaları, finansal analizler gibi işlemleri daha kolay ve hızlı şekilde yapabilirsiniz.

demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Kıdem Tazminati Nedir? Nasıl Hesaplanır?

İşçi ve işveren arasında kurulan iş akdinin herhangi bir sebeple sonlanması durumunda her iki taraf için de bazı sorumluluklar ve haklar ortaya çıkar. Taraflar arasındaki iş ilişkisi bittiğinde doğan bu haklardan biri de kıdem tazminatıdır. İşten ayrılan taraf için sosyal bir güvence olan kıdem tazminatı hakkında bilgi sahibi olmak geleceği planlayabilmek açısından önem taşır.

Kıdem Tazminatı Nedir?

Çalışanın mevcut işyerinden ayrılması durumunda geçmiş hizmetlerinin karşılığı olarak işverenin ödemekle yükümlü olduğu toplu paraya kıdem tazminatı denir. Şartları 4857 sayılı İş Kanunu ile belirlenmiş olan kıdem tazminatı, işçinin çalıştığı süre karşılığında almaya hak kazandığı bir tazminat türüdür. Bu tazminata hak kazanabilmek için kanunda belirtilen şartları karşılamak gerekir.

Kıdem Tazminatı Alabilmenin Şartları

Kıdem tazminatı kazanabilmek için İş Kanunu’nda karşılanması gereken üç temel şart belirlenmiştir. Bu şartlardan ilki 4857 sayılı İş Kanunu’na göre işçi olma koşuludur. Kanun kapsamında işçi sayılabilmek için çalışan ve işveren arasında yazılı ya da sözlü olarak bir iş sözleşmesi gerçekleştirilmiş olmalıdır. Bazı iş kollarında çalışanlar ve mesleği yapanlar kanunda belirlenen işçi kategorisinde yer almaz ve kıdem tazminatı almaya hak kazanamaz. Bu iş ve meslek grupları şu şekilde sıralanır:

  • Hava ve deniz taşıma işlerinde görev alanlar
  • Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işlerinde çalışanlar
  • Bir ailenin üyeleri ve 3. dereceye kadar ( 3. derece dahil olmak üzere) hısımlar arasında dışardan başka biri kayılmayarak evde ve el sanatlarının yapıldığı işlerd çalışanlar
  • Ev hizmetlerinde çalışanlar
  • Çıraklar
  • Sporcular
  • Rehabilite edilenler
  • 50'den az işçi çalıştırılan (50 dâhil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde görev yapanlar

Temel şartlardan diğeri en az bir yıl süre ile çalışma koşuludur. Tazminatı talep edebilmeniz için aynı işverene ait işyerlerlerinden birinde en az bir yıl süreyle çalışmış olmanız gerekir. Belirtilen süreden daha kısa çalışanlar tazminata hak kazanamaz.

Kıdem tazminatı hakkı doğması için işçi ve işveren arasındaki sözleşmenin haklı fesih koşullarına uygun olacak şekilde sonlandırılması gerekir. Bu koşullar kanunda net bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen taraflar arasında anlaşma sağlandığı sürece tazminat işçiye ödenebilir.

Kanunda yer verilen haklı fesih koşulları şu şekilde sıralanır:

  • İşin yapılması işin özelliğinden dolayı çalışanın sağlığı ve yaşayışı için tehlike oluşturduğunda iş akdi feshedilebilir. İşçi tam teşekküllü bir devlet hastanesinden sağlık raporu alarak bu durumu ispatlamalıdır.
  • Çalışanın sürekli görüşme halinde olduğu işveren ya da iş arkadaşının bulaşıcı hastalık veya çalışanın işi ile bağlantılı olmayan bir hastalığa tutulması durumunda sözleşme sonlandırılabilir.
  • İşçinin sahip olduğu temel haklar ya da yan hakların zamanında karşılanmaması iş akdinin feshi ve kıdem tazminatı için geçerli bir sebeptir.
  • İşveren tarafından hakarete uğrayan, tehdit edilen, cinsel taciz ya da mobbinge uğrayan işçi, sözleşmeyi sonlandırma ve kıdem tazminatı alma hakkına sahiptir.
  • Askerlik görevini yerine getirmek için görevinden ayrılan çalışan kıdem tazminatı alabilir.
  • Mevcut iş yerinin daha uzak bir bölgeye taşınması, çalışanın bulunduğu pozisyonunun düşürülmesi, çalışma saatlerine olağan dışı değişikliğe gidilmesi gibi çalışma koşullarında yapılan esaslı değişiklikler taraflar arasında anlaşmanın sonlandırılması ve kıdem tazminatı için dikkate alınabilir.
  • Yasal olarak emeklilik zamanı gelen bir işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır.
  • Evlenen bir kadın çalışan, evlendiği tarihten başlamak üzere 1 yıl içinde görevinden ayrılmak isterse kıdem tazminatı alabilir.
  • Sendika yöneticisi olan bir işçi iş akdini sonlandırırsa tazminat alabilir ya da iş sözleşmesini askıya alabilir.
  • Çalışanın ölmesi durumunda mirasçılar işverenden kıdem tazminatı talep edebilir.
  • Kanunda parça başı iş yapanlar için de kıdem tazminatı hakkı korunur. Bu işçilere daha düşük ödeme yaparak işten ayrılmasını sağlamak için az miktarda iş verilmesi durumunda çalışan anlaşmayı bitirebilir ve kıdem tazminatı alabilir.

Kıdem Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

Kıdem tazminatı hesaplama için çalışanın işe girdiği ve işten çıktığı tarihler arasındaki süreyle birlikte brüt maaşı baz alınır. Brüt maaş yemek, yakacak yardımı ve yol gibi sürekli yapılan yan ödemelerin eklenmesiyle giydirilmiş brüt maaş olarak hesaplanır.

İşçinin çalıştığı her bir yılın süresi ile son ödenen giydirilmiş brüt maaş çarpılarak hak kazanılan tazminat miktarı belirlenir. Bu işlem sırasında yıl kesirleri de dikkate alınmalıdır. Arta kalan aylar güne çevrildikten sonra son brüt tutar 365’e bölünür ve böylece günlük ücret hesaplanır. Çalışma süreleri güne çevrilerek günlük ücretle çarpılır.

Kıdem tazminatında yıllık olarak taban ve tavan miktarı belirlenir. Hesaplanan tazminat tutarının yıllık tavan miktarını aşmaması halinde yalnızca damga vergisi kesilir. Tavan miktarı aşılırsa ve işveren aşan tutar için de ödeme yapacak ise gelir vergisi kesintisi yapılır. Kesilecek olan bu gelir vergisi, mevcut biriken vergi matrahına göre %15 ile % 40 arasında değişiklik gösterebilir.

Örnek vermek gerekirse; aynı iş yerinde tam olarak altı yıl görev almış ve son brüt maaşı 30.000 TL olan bir işçi, haklı sebeplerle iş akdinin feshedilmesi halinde yaklaşık olarak 180.000 TL kıdem tazminatı almaya hak kazanır.

Orka IK Yönetimi

Siz de işe başlama ve ayrılma tarihi, son brüt maaş, kümülatif vergi matrahı bilgileriyle hak edilen kıdem tazminatını yaklaşık olarak hesaplayabilirsiniz. Daha profesyonel bir IK yönetimi için Orka Bilgisayar uzmanlarından destek alabilirsiniz.