demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Geçici Vergi Nedir?

Türk Vergi Kanunları uyarınca ödenmesi gereken vergi türlerinden biri de geçici vergidir. Bu vergi türü peşin vergi adı ile de bilinir. Geçici vergi ödemeleri her yıl güncellenen oranlar baz alınarak hesaplanır. Vergi mükellefi olanlar geçici vergi beyan etmemesi durumunda çeşitli cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalabilir. Bu vergi türünde dönemsel kazançlar esas alınır ve vergi bu rakamlar üzerinden hesaplanarak ödenir. Peki, geçici vergi nedir, geçici vergi hesaplama süreci nasıldır ve geçici vergi ne zaman ödenir? Gelin geçici vergi hakkında bilinmesi gereken tüm detaylara birlikte yakından bakalım.

Geçici Vergi Nedir?

Kurumsal vergi mükellefleri, serbest meslek sahipleri ve gerçek usul düzenine göre kazanç sağlayan kişilerin, gelir ve kurumlar vergisini üçer aylık cari dönem kazançlarına göre peşin olarak ödemesine geçici vergi denir. Başka bir ifade ile ise geçici vergi, gelir ve kurumlar vergisi adına tüm yılın hesaplamaları yapılmadan üçer aylık sürelerde oluşan kazançların önden peşinen ödenmesidir. Bu sebepten ötürü bu vergi türüne peşin vergi de denir.

Geçici Vergi Nasıl Hesaplanır?

Geçici vergi oranları her sene değişen rakamlar üzerinden ödenen bir vergi türüdür. Üçer aylık dönemler şeklinde belirlenen kȃr/zarar durumlarına göre ödemesi yapılan geçici vergide bir önceki dönem hesaplanan vergi oranı beyannameden düşülür.
2023 yılına göre geçici vergi oranları,

  • Gelir vergisi mükellefleri için yüzde 15,
  • Kurumlar vergisi mükellefleri için yüzde 20

şeklinde belirlenmiştir.
Geçici vergi de tıpkı diğer vergiler gibi beyan edilmelidir. Bu verginin beyannamesinde mükellefin durumuna göre ek belgeler de gerekebilir. Serbest meslek sahipleri beyannamelerine ek olarak kazanç bildirimi eklemelidir. Kurumlar vergisine tabi olan ve bilanço defteri tutan mükelleflerin gelir tablosunu beyan etmesi gerekirken işletme defteri tutmakla yükümlü olan mükellefler ise beyan sırasında hesap özeti tablosunu da Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunmalıdır.

Geçici Vergi Ne Zaman Ödenir?

Geçici vergi ödemeleri Gelir Vergisi Kanununun 120. maddesi uyarınca belirlenir. Kazanç belirleme işleminde dönemsellik ilkesine uyulması önem taşır. Mükellefler, ilgili hesap döneminin 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolarına göre hesaplama yapmalı ve beyanname vermelidir. Örneğin, gelir vergisi mükellefi olan Ahmet Bey; Ocak, Şubat ve Mart ayı dönemindeki 1500 TL kȃrı için bu tutarın yüzde 15’i olan 225 TL’yi ilk 3 ay için ödeyecektir. Ahmet Bey, diğer 3 aylık dönemlerde de kazançlarını bu şekilde beyan edip düzenli olarak ödediği takdirde yıl içinde parça parça ödeme yaptığı için yıl sonunda gelir vergisi ödemesi yapmayacaktır. Yani geçici vergisini düzenli olarak ödeyen mükelleflerin gelir vergisi yıllık vergi tutarından düşülür.

Geçici Vergi Kimler Verir?

Yukarıda da belirtildiği gibi geçici vergi vermekle yükümlü olan kişiler; serbest meslek sahipleri, kurumlar vergisi mükellefleri ve gerçek usulde faaliyet gösteren ticari kazanç erbaplarıdır. Kazanç üzerinden 3’er aylık dönemler halinde ödenen bu vergi aslında gelir vergisi dışında bir vergi olarak görülmemelidir. Ücret geliri kazananlar, basit usulde vergilendirilen mükellefler, zirai kazanç sahipleri ve vergiden muaf olan serbest meslek sahipleri ise geçici vergi ödemez. Geçici verginin yüzde 10’u aşan bir oranda eksik bildirilmesi durumunda mükellefe vergi cezasının yanı sıra ilgili tutar üzerinden gecikme faizi de uygulanır.
Siz de geçici vergi mükellefi iseniz kazançlarınız üzerinden 3’er aylık dönemlerde beyanname sunarak ödemelerinizi eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmeli ve ödemelerinizi gelir vergisinden düşmelisiniz. Orka Bilgisayar’ın kurumsal muhasebe ve yazılım programlarını kullanarak tüm gelir/gider ve vergi akışınızı kolayca takip edebilir ve muhasebe işlemlerinizi verimli bir biçimde yönetebilirsiniz. Ayrıca şirketinizin dijital dönüşüm süreci için Orka Bilgisayar tarafından sunulan e-Fatura, e-Defter, e-SMM gibi hizmetlere de göz atabilirsiniz.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

E-Belge Nedir? Nasıl Düzenlenir?

Hem ülkemizde hem de dünyada yaşanan dijital dönüşüm yolculuğundan şirketlerde kullanılan belgeler de nasibini almış durumda. Küçük veya büyük ölçekli pek çok şirket, düzenlediği belgelerde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kararları doğrultusunda dijitalleşme yoluna gitmekte. E-belge olarak adlandırılan bu kavram dijitalleşme sürecine uyumlanma açısından işletmeler için oldukça önemli. Ancak e-belge düzenleme sürecinde hangi belgelerin bu kapsama girdiğine ve ne tür standartların benimsenmesi gerektiğine dair bazı soru işaretleri bulunmakta. Peki, e-belge nedir, ne işe yarar ve nasıl düzenlenir? Gelin e-belge hakkındaki önemli konu başlıklarını yakından inceleyelim.

E-Belge Nedir?

Elektronik belge olarak adlandırılan e-belge, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın dijital dönüşüm çerçevesinde uygulamaya aldığı tüm elektronik belgelere verilen isimdir. E-belge çeşitleri arasında e-fatura, e-irsaliye, e-defter ve e-gider pusulası gibi farklı belgeler yer alır. Elektronik belgeler sayesinde şirket yetkililerinin muhasebe kayıtlarını oluşturması ve takip etmesi daha kolay olur. Fiziki ihtiyaçları ortadan kaldıran elektronik belgeler sayesinde arşiv tutma gerekliliği kalmaz. Bunun yerine belgelerin kaydı e-arşiv üzerinde tutulur ve istenildiği zaman ilgili dokümanlara kolayca ulaşılabilir.

E-Belge Ne İşe Yarar?

Teknolojinin hızla geliştiği günümüz iş dünyasında dijital dönüşüm faaliyetleri önemli bir gereklilik halini almıştır. Ticari faaliyetlerde kullanılan e-belge sistemi ile birlikte ekonomik anlamda daha hızlı ve güvenli bir zemin oluşturmak, işlerin daha verimli ilerlemesini sağlamak mümkün olur. GİB öncülüğünde başlatılan büyük dijital dönüşüm devrimi kapsamında verimlilik, otomasyon ve optimizasyon anlamında işletmelere daha akıcı süreç yönetimine sahip olma imkanı sunulur. Elektronik belge sistemi ile birlikte şirketlerin daha hızlı, eksiksiz ve tasarruflu şekilde hareket etmesi desteklenir. Elektronik ortamda hazırlanan e-belgeler sayesinde işlemlerin kontrolü ve paylaşımı çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilirken süreçlerin dünya standartlarına taşınması da mümkün hale gelir.

E-Belge Nasıl Düzenlenir?

E-belgeler mükellefler tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı’nın belirlediği standartlara göre hazırlanmalı ve düzenlenmelidir. Gerekli koşulları sağlayan söz konusu elektronik belgeler GİB portalı üzerinden gönderilebilir. Elektronik belge kullanımı işletmelerde her geçen sene daha fazla yaygınlaşan bir uygulama olup belirli vergi mükellefleri için ise zorunlu hale gelmiştir. E-belge sistemi; özel entegratörler, GİB portalları ve doğrudan entegrasyon sistemleri olmak üzere 3 farklı şekilde kullanılabilir. Vergi mükellefi olan işletmeler bu yöntemlerden birini seçerek, e-belge başvuru sürecini başlatarak elektronik belge kullanımı gerçekleştirebilir. E-belgelerin kontrolü ise e-belge doğrulama ve görüntüleme sistemleri aracılığı ile denetlenir.

Orka Bilgisayar ile E-Dönüşüm Sürecini Başlatın

İşletmeniz için dijital dönüşüm sürecini başlatmak istiyorsanız Orka Bilgisayar’ın kapsamlı e-belge transfer hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. Diğer entegratörlerden e-belge transferi yaparak müşterilerinizin e-fatura portalındaki elektronik belgeleri hızlıca indirip görüntüleme ve toplu muhasebeleştirme düzenleme işlemlerini yapma imkanı bulabilirsiniz. Orka SQL programındaki e-belge modülünü satın alarak süreci hemen başlatabilirsiniz.

Ayrıca şirketinizin faturalarını tek tuşla oluşturabilir ve muhasebe kayıtlarına otomatik olarak iletebilirsiniz. E-fatura hizmeti ile göndermiş olduğunuz faturalara Word, Excel veya PDF dokümanları ekleyerek müşterilerinize işlem hakkında daha ayrıntılı bilgi verebilirsiniz. E-defter uygulaması ise elektronik ortama girdiğiniz her kaydın GİB standartlarına uyumluluğunu denetleyerek e-defter gönderim gününü size hatırlatır. Bilanço kuralları dışında kalmış hiçbir e-defteri düzenleyemez veya gönderemezsiniz. Bu sayede işlemlerinizde hata yapma olasılığınız ortadan kalkar.

Tüm bunların yanında e-arşiv uygulaması ile e-fatura mükellefi olmayan kişilere de dijital ortamda e-belge düzenleyebilir ve gönderebilirsiniz. Birden fazla şubeniz varsa tanımlama ve aktivasyon süreçlerine hız katabilir, gelen-giden e-arşiv faturalarınızın takibini kolay hale getirebilirsiniz. Siz de Orka Bilgisayar’ın işletmenize en uygun e-dönüşüm seçeneklerini hemen inceleyerek dijital süreçlerinizi en iyi şekilde yönetin!

demo-attachment-1083-Mask-Group-4442@2x

Huzur Hakkı Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Şirketlerin en iyi performansa ulaşması ve doğru şekilde yönetilmesi için üst yönetim kadrosu tarafından düzenli olarak kararlar alınır. Firmalarda sürekli olarak yapılan toplantı ve görüşmeler sonucunda üst yönetim tarafından alınan birtakım şirket kararları ise huzur hakkı kavramını doğurur. Şirketin önde gelenleri tarafından alınan kritik kararların, ileride kişiler üzerinde negatif etkisi olmaması için ilgili kişilere huzur hakkı ödemesi yapılır. Bu hak şirketin yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerinin üzerindeki sorumluluğu azaltmak ve onları rahatlatmak amacıyla kullanılır. Peki, huzur hakkı ne demekhuzur hakkı ödemesi nedir ve huzur hakkı kimlere verilir? Bu yazımızda huzur hakkı kavramıyla ilgili en çok merak edilen detayları bulabilirsiniz.

Huzur Hakkı Nedir?

Firma yetkililerinin ve yöneticilerin, başında olduğu kurumla alakalı önemli görev ve sorumlulukları bulunur. Şirketin geleceği adına hayati öneme sahip kararları alan bu kişiler için huzur hakkı adı altında maddi bir ödeme yapılır. Ek maaş olarak da adlandırılabilen bu ödeme kişilerin sorumlulukları neticesinde karşılaşacağı riskleri minimum seviyeye indirme amacı taşır. Huzur hakkı firmanın üst düzey yönetimindeki hizmetlerin karşılığında ilgili kişilere Gelir Vergisi Kanunu baz alınarak ödenir.

Huzur Hakkı Nasıl Hesaplanır?

Kurum tarafından firmanın üst düzey yetkililerine huzur hakkı ödemesi yapılabilmesi için ilgili hakkın şirket sözleşmesi esaslarında belirtilmesi gerekir. Ayrıca huzur hakkı ödemesi için kurumun karar defterinde bu kararın yer alması şartı da bulunur. Ancak bunun noterle tasdikinin yapılması gibi bir gereklilik bulunmaz. Eğer şirket çok ortaklı bir yapıda ise ve ileride bu konu hakkında bir kargaşaya mahal vermemek isteniyorsa o zaman şirket tarafından huzur hakkının noterde tescil ettirilmesi tercih edilebilir.
Huzur hakkı ödemesi için hesaplama yapılırken Gelir Vergisi kesintisi baz alınır. İlgili ödeme için damga vergisi oranı ise binde 7.59 olarak alınır. Huzur hakkı hesaplama süreci için söz konusu yıl içerisindeki gelir vergisi oranları dikkate alınmalı ve brüt tutar üzerinden net tutar hesaplanmalıdır. Bunun yanında huzur hakkı asgari geçim indirimini kapsarken sigorta primine tabi değildir. Örneğin, 50 bin TL’lik net huzur hakkı ödemesi yapmanın bedeli şirket için yaklaşık 57 bin 750 lirayı bulabilir. Bunun 8 bin 660 liralık kısmı %15’lik gelir vergisi kesintisi iken 438 liralık kısmı damga vergisi kesintisidir. 1350 liralık kısmı ise asgari ücret vergi istisnası şeklinde hesaplanır.
Huzur hakkı ücreti belirlenirken ilgili tutarın şirketin mali yapısına uygun bir aralıkta olması son derece önemlidir. Şirketin mali durumunun üzerinde belirlenen tutarların Maliye tarafından cezai yaptırımları olması ihtimali bulunur. Bu nedenle huzur hakkı ödemelerinin şirketin kȃrlılık durumlarına uygun olarak düzenlenmesi önemli bir ayrıntıdır.

Huzur Hakkı Kimlere Verilir?

Huzur hakkı ödemeleri genellikle üst düzey yönetim kadrosunda yer alan kişilere yapılır. Bu kural, anonim şirket tipinde faaliyet gösteren kurumlarda yönetim kurulu üyeleri olarak bilinirken limited şirket türündeki firmalarda ise müdür statüsünde olan veya olmayan şirket ortakları olarak kabul edilir. Huzur hakkı adı altında gerçekleştirilen ödemelerin toplantı başına olacak şekilde düzenlenmesi mümkündür. Buna ek olarak ödemelerin ay, yıl veya gün bazında düzenlenip ödemesi de yapılabilir.
Siz de şirketinizin üst yönetim kadrosunda yer alan kişiler için huzur hakkı ödemesi gerçekleştirirken Orka Bilgisayar’ın kurumsal muhasebe ve yazılım çözümlerinden faydalanın. Sektörünüze özel çözümler sayesinde muhasebe süreçlerinizi en verimli şekilde yönetin. Ayrıca Orka Bilgisayar’ın e-Fatura, e-Defter, e-SMM ve e-Ticaret alanındaki dijital yeniliklerini de hemen inceleyerek firmanızın dijital dönüşüm sürecine katkı sağlayın.

demo-attachment-1083-Mask-Group-4442@2x

Gelir Vergisi Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Türkiye’de iş kuran ve ürün/hizmet satışı yapan herkes Türk Vergi Kanunları uyarınca gelir vergisi ödemekle yükümlüdür. Ticari faaliyet yapan gerçek kişiler, yıl boyu elde edilen gelir miktarına göre dilimlere ayrılmış vergi düzeni üzerinden devlete yılın belirlenen zamanlarında ödeme yapar. Gelir vergisi dünya üzerindeki her ülkede devlete ödenen bir vergi türüdür. Ancak gelir vergisi öderken ticari faaliyete yeni başlamış kişilerin kafasında bazı soru işaretleri olabilir. Çünkü gelir vergisinin hesaplanması ve ödenmesinde bazı kurallar vardır. Peki, gelir vergisi nedir, nasıl hesaplanır ve ne zaman ödenir? Gelin gelir vergisi konusunda merak edilen tüm konu başlıklarını birlikte inceleyelim.

Gelir Vergisi Nedir?

Gelir vergisi, en kısa tanımıyla gerçek kişilerin bir takvim yılı boyunca gelirlerini vergilendirmesine aracılık eden bir vergi türüdür. Gelir vergisi ödemeleri sadece gerçek kişiler tarafından devlete ödenen tutarlardır. Gelir vergisi hesaplaması yapılırken dikkat edilecek en önemli noktalardan biri vergi dilimleridir. Kişinin bir yıl boyunca kazandığı toplam tutar gelir vergisi dilimini belirler. Bu ödeme işletmeler için sabit giderler arasında gösterilir. Vergi ödemesini düzenli olarak yapmayan kişi ve işletmeler çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalır.

Gelir Vergisi Nasıl Hesaplanır?

Gelir vergisi hesaplama aşamasında yukarıda da belirtildiği gibi gelir vergisi dilimi esas alınır. 2023 yılı için gelir vergisi dilimleri ise şu şekildedir:

  • 70 bin TL’ye kadar olan kazançlarda yüzde 15
  • 150 bin TL’ye kadar yüzde 20
  • 550 bin TL’ye kadar yüzde 27,
  • 1 milyon 900 bin TL’ye kadar yüzde 35,
  • 1 milyon 900 bin TL üstü için yüzde 40

Örneğin, vergiye tabi olan yıllık kazanç 80 bin TL ise bunun 70 bin TL’lik kısmı yüzde 15’lik vergi dilimine girerek 10 bin 500, geriye kalan 10 bin TL ise yüzde 20’lik dilime göre 2 bin TL vergi gideri olarak hesaplanır. Buna göre kişinin toplam 12 bin TL vergi ödemesi gerekir.

Gelir Vergisi Nasıl Ödenir?

Gelir vergisi ödemeleri kişinin bağlı olduğu vergi dairesine yapılır. Bunun yanında kişinin ikametgahının bulunduğu ilçeye de ödeme yapması mümkündür. Ayrıca vergi dairesi ile anlaşmalı bankalar üzerinden ödeme yapılması söz konusudur. Gelir vergisi ödemesi için gelir beyannamesi düzenlenmesi gerekir. Bu beyannamede gelir vergisine dair tüm detaylar yer alır. İkametgahı Türkiye’de bulunanlar veya yılın en az altı ayını ülke sınırları içinde geçirenler vergi ödemekle yükümlüdür. Ülkede 6 aydan daha az süre geçirenler ve yurt dışında yaşarken Türkiye’den gelir elde edenler, dar mükellef kategorisinde olup ülkeden kazandıkları gelir tutarı üzerinden vergi ödemeye tabidir.

Gelir Vergisi Ne Zaman Ödenir?

Gelir vergisi beyannamesi Gelir İdaresi Başkanlığı’nın web sitesi üzerinden indirilebilir. Doğru ve eksiksiz bir şekilde doldurulan beyanname her yıl Mart ayının 25. gününün sonuna kadar vergi dairesine teslim edilmelidir. Vergi beyannamesini bu tarihe kadar düzenlemeyen kişiler Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından birtakım cezai yaptırımlara tabi olur. Eğer gelir vergisi basit usulde ise beyanname Şubat ayında düzenlenmeli ve aynı ay içinde ödenmelidir. Gelir vergisi istendiği takdirde iki taksit şeklinde de ödenebilen bir vergi türüdür. Basit usul vergilerinde ilk taksit Şubat, ikinci taksit ise Haziran ayında ödenebilir. Basit usulde düzenlenmeyen kazanç ödemeleri ise Mart ve Temmuz ayı olmak üzere iki taksitte gerçekleştirilir. Siz de gelirleriniz üzerinden yukarıdaki bilgileri göz önüne alarak vergi ödemelerinizi gerçekleştirebilirsiniz. İşletmenizin vergi ödemesini Orka Bilgisayar’ın muhasebe programları ile kolay bir şekilde takip edebilir ve tüm süreçleri eksiksiz biçimde yönetebilirsiniz.

Dilerseniz Orka Bilgisayar’ın e-Fatura e-Defter e-SMM gibi e-dönüşüm hizmetlerinden de yararlanabilirsiniz.

demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Gider Pusulası Nedir? Ne Zaman Kullanılır?

İş hayatında ve ticari ilişkilerde, alım satımların ispatlanması, sürecin muhasebe kayıtlarına girmesi ve vergiye konu edilebilmesi adına faturalar büyük önem taşır. Ancak fatura kesilebilmesi için fatura alıcısının vergi mükellefi olması şartı aranır. Peki, ticari faaliyetleri sonrasında fatura kesmek durumunda olan işletmeler mal ya da hizmet aldığı karşı taraf vergi mükellefi değil ne yapıyor? Siz de serbest meslek çalışanları, freelancerlar gibi vergi mükellefi olmayan çalışanları ve bu kişilerden hizmet alanları ilgilendiren gider pusulası hakkında daha fazla bilgi için detayları inceleyebilirsiniz.

Gider Pusulası Nedir?

Gider pusulası, vergi mükellefi olan işletmelerin vergi ödemekle yükümlü olan bireylerden aldıkları mal ve hizmetleri belgelendirmek amacıyla kesilen bir fatura türüdür. İşlemin muhasebeleştirilmesi yani kayıt altına alınması, kazançların vergilendirilmesi, anlaşmazlık durumunda bir ispat olarak kullanılması açısından gider pusulası yaygın olarak kullanılan bir belge türüdür.

Gider Pusulası Nasıl Düzenlenir?

İşletmeler vergi mükellefi olmayan taraflarla yaptıkları mal veya hizmet alışverişinde gider pusulası oluşturmak için aşağıdaki adımları izlemelidir:

  • Gider pusulasının fiziksel olarak temin edilebilmesi için Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan matbaalardan bastırabilir. Kırtasiyelerde veya internet üzerinde satılan boş gider pusulası defterleri noterde onaylatılmak suretiyle de kullanılabilir.
  • Gider pusulaları 2 nüsha şeklinde olmalıdır. Gider pusulası kesildikten sonra nüshalar alıcıya imzalattırılmalıdır ve ilk nüsha satıcıya verilirken ikinci nüsha da vergi mükellefi olan tarafta kalır.

Gider pusulalarında konu olan hizmetin ya da malın mahiyeti, cinsi, adedi, fiyatı, tutarı bulunmalıdır. Vergi oranı ve net vergi tutarına ek olarak işi tarafların isim ve soyisimleri ve tüzel kişi ise ünvanları ve adresleri de eklenir. Gider pusulasının düzenlenme tarihi de belge üzerinde yer almalıdır.

Gider Pusulası Hangi Durumlarda Düzenlenir?

Gider pusulası, alıcıların normalde satıcıdan alması gereken fatura yerine alışverişi belgelemek için kendi düzenledikleri bir tür faturadır. Örneğin; işletmenizde küçük bir hasarı tamir etmesi için bir tesisatçı ile anlaştınız. Tesisatçı bir şirkete bağlı çalışmadığı ya da kendi şirketi olmadığı durumlarda size fatura kesemez. Fakat sizin tesisatçıya yapacağınız ödemeyi ticari hesaplarınızdan yapmak ve belgeleme zorunluluğunuz var. Bu durumlarda hesabınızdan para çıkışını faturayla kapatmak yerinde kestiğiniz gider pusulası ile kapatabilirsiniz. Bir başka deyişle gider pusulası yapmış olduğunuz ödemeyi muhasebe kayıtlarına geçirmenizi sağlar. Gider faturası düzenlenebilecek durumları şöyle özetlemek mümkün:

  • Hizmet alınan ya da malını satın aldığınız kişinin vergi mükellefi olmadığı durumlarda
  • Yürürlükte olan Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan istisnalar kapsamına giren satıcılardan alım yapıldığında
  • Serbest meslek çalışanlarından yapılan alımlarda yapılan arizi ödemelerde

Ödemeler, banka havalesi yoluyla ya da PTT aracılığıyla yapıldığı durumlar alınan dekont gider pusulası yerine geçebilir. Ancak dekont üzerinde alınan hizmet ya da satın alınan mala dair işin mahiyeti, tutarı, miktarı, ücreti ve adres gibi bilgiler bulunmadığı için bazı durumlarda sorunla karşılaşabilirsiniz.

Gider Pusulası Ne zaman Düzenlenir?

Gider pusulası, hizmet ya da mal alım işlemlerinde satıcı size ürün teslimatı veya hizmeti verdikten sonra yapılır. Gelir Vergisi Kanunu’na göre gider pusulasının alışveriş tamamlandıktan sonraki 7 gündür. Bu tarihler dışında düzenlenen faturalar geçersizdir.

Gider Pusulası Oranları

Gider pusulası düzenleme işlemi ile kazanca dair gelir vergisi niteliği taşıyan kesintiler uygulanır. Stopaj adı verilen bu kesintiler faturayı kesen tarafından ödenir. Ancak bazı durumlarda satıcı ile alıcı arasındaki anlaşmaya göre taraflar arasında çeşitli oranlarda pay edilebilir. Ancak devlete ödenen yasal stopaj oranları tutar üzerinden hesaplanır ve aşağıdaki gibidir:

  • Alımı söz konusu olan mal hurda statüsünde ise kesinti oranı %2’dir. Diğer mal statüsündeki alımlarda da %2 kesinti uygulanır.
  • Vergi yükümlülüğü olmayan bir satıcı, tüzel ya da gerçek kişi adına satış yapmıyorsa komisyon ve prim ödemelerinden yüzde 20 gider pusulası stopajı alınır.
  • Dokuma ürünleri ve örgü, nakış işleri, süpürge, sepet, hasır gibi el işleri, çarşaf, havlu, kilim ve benzeri eşya ve benzeri mal için ödenen ücretlerden veya üretimine ödenen hizmet bedellerinden %2 kesinti yapılır.
  • Diğer hizmet statüsündeki alımlarda kesinti oranı %5 olarak uygulanırken ürün ve hizmet bedelinin ayrılmaz ise kesinti %10’dur.

Ayrıca malın kimlerden ve ne şekilde alındığına göre düzenlenen gider pusulası ve benzeri belgelerde uygulanacak kesintileri bulabilirsiniz.

Arizi Ödemelerde:

    • Esnaflar için gider pusulası oranları: %2, %5, %10

    • Serbest meslek için gider pusulası oranları: %17, %20

    • Ücretlilerde bordro üzerindeki gelir vergisi kademeleri (%15, %20, %27, %35) uygulanır.

Devamlı ödemelerde ise:

    • Esnaflar için gider pusulası oranları: %2, %5, %10

    • Serbest Meslek erbapları için Serbest Meslek Makbuzu (Smm) kesintisi: %17, %20

    • Ücretlilerde bordro üzerindeki gelir vergisi kademeleri (%15, %20, %27, %35) uygulanır.

      İşletmenizin dijital dönüşümüne öncülük eden çözümler için Orka Bilgisayar’ın e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-SMM, e-İrsaliye gibi kurumsal muhasebe yazılımlarını ve dijital çözümlerini inceleyebilirsiniz.

demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Sigorta Primi Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Hayatın her alanında olduğu gibi iş dünyasında da çeşitli sigorta uygulamaları bulunur. Bunlardan biri de sigorta primidir. Çalışanları çeşitli risklere karşı koruyan bu sistem işçilerin devlet tarafından sağlanan sağlık hizmetlerinden faydalanmasına ve emeklilik hakkı elde etmesine olanak tanır. Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenen prim çalışan ve işveren katkısı olmak üzere ikiye ayrılır. Sigorta primi belirli bir gün sayısına sahip olup ödenmeye devam ettikçe işleyen bir sisteme dahildir. Peki, sigorta primi nedir ve nasıl hesaplanır? Gelin sigorta primine dair merak edilen başlıklara yakından bakalım.

Sigorta Primi Nedir?

Sigorta primi işverenlerin maliyet kalemlerinden biri olup her ay ödenmesi gereken belirli bir tutardan oluşur. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ya da çalışma izni bulunan her yabancı uyruklu çalışan iş hayatında çalışmaya başladığı günden itibaren sigorta primi ödemesi yapmak zorundadır. İlgili prim işverenler tarafından ödenir ve çalışanın brüt maaşı üzerinden hesaplanır. Sigorta priminin tutarı ve ödemelerin düzenli olarak gerçekleştirilmesi çalışanın ileride emekli maaşı tutarını ve emeklilik zamanını yakından etkiler.

Sigorta primleri çalışanların iş yerinde çalıştığı süre boyunca SGK’ya ödenir. Çalışan işten ayrıldığında prim ödemeleri ve dolayısıyla sigorta da kesintiye uğrar. Sigorta prim tutarının asgari sınırı devlet tarafından belirlenen brüt asgari ücrete göre hesaplanır. 2023 yılı için ilgili taban tutar 3577 TL iken tavan tutar ise 26831 TL olarak belirlenmiştir.

Sigorta Primi Nasıl Hesaplanır?

Sigorta prim tutarları her sene belirlenen alt sınıra göre değişiklik gösterir. Prim ödemelerinde çalışanın brüt maaşı ve ek ödemeleri üzerinden ödenmesi gereken tutar hesaplanır. Brüt ücret tutarları ise önceden kabul edilen prim oranları ile çarpılır ve çalışanın sigorta prim ücreti bulunur. Buna göre belirlenen oranlar aşağıdaki gibidir:

  • İşveren işsizlik oranı %2
  • Çalışan sigorta prim oranı %14
  • Çalışan işsizlik oranı %1
  • İşveren pay oranı %20,5

İndirimsiz olarak hesaplanan primler aylık brüt maaşın %37,5’ine karşılık gelir. Eğer işveren güncel teşvik oranlarından yararlanırsa işveren prim tutar toplamı %22,5’ten 17,5’e düşer. Güncel teşviklerden faydalanmak için ise işveren aşağıdaki gereklilikleri yerine getirmelidir:

  • Şirkette kayıt dışı çalışan bulunmaması
  • SGK ödemelerinin her ay düzenli olarak ödenmesi
  • Şirketin SGK’ya prim borcu bulunmaması
  • Primlerin her ay tam zamanında ödenmesi

Tüm bu oranlar göz önüne alındığında ise 10.000 TL maaş alan bir çalışan SGK primi olarak 3750 TL öder. Bu tutarın çalışan prim oranı ve çalışan işsizlik oranı tutarı olan 1500 TL’si çalışan maaşından kesilirken işveren işsizlik oranı ve pay tutarı olan 2250 TL ise işveren tarafından SGK’ya ödenir. Sigorta primleri hesaplanırken dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri prim ödemelerinin net değil, brüt maaş üzerinden yapılmasıdır.

Sigorta Prim Günü Nasıl Hesaplanır?

Çalışanın iş yerinde işe başladığı günden itibaren çalıştığı toplam gün sayısına göre hesaplanan sigorta prim günü, çalışanlar tarafından e-devlet üzerinden düzenli olarak takip edilebilir. Sigorta prim günü hesaplamasında ayın toplam kaç gün olduğu dikkate alınmaz. İlgili ödemeler her ay 30 gün üzerinden hesaplanır. Eğer çalışan bir aylık dönem boyunca bazı günlerde çalışmadıysa ve bu günler için ücret almadıysa o zaman aylık prim ödemelerinde bu günler hesap dışında bırakılarak ödeme yapılır. Part time olarak bir şirkette çalışan kişilerin sigorta primi ücreti ise çalışılan gün sayısı esas alınarak gerçekleştirilir.

Siz de şirketinizde aktif olarak çalışan kişilerin sigorta prim ödemelerini Orka Bilgisayar’ın kurumsal muhasebe ve yazılım çözümleri ile kolayca hesaplayabilir ve SGK ödemelerini sorunsuz bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca Orka Bilgisayar’ın e-fatura, e-defter ve insan kaynakları çözümlerini de inceleyerek tüm belgelerinizi tek bir platform üzerinden yönetebilir, dijital dönüşüm imkanlarından yararlanabilirsiniz.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

Kolektif Şirket Nedir?

Ticari hayatta faaliyet göstermek isteyen kişilerin bir tüzel kişi aracılığıyla bunu yapmaları gerekir. Ticaret yapmak, diğer bir deyişle mal ve hizmet sağlamak isteyen kişiler Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) kapsamında bir şirket kurarak bunu gerçekleştirebilirler. Kanuna göre kurulabilecek birden fazla şirket çeşidi vardır. Kolektif şirket bunlardan bir tanesidir. Peki kolektif şirket ne demek? Gelin, merak ettiğiniz tüm detaylara bir göz atın.

Koleftik Şirket Nedir?

İmza sirküleri resmi olarak kabul gören bir evrak olduğu için devlet kurumlarındaki işlemlerde son derece önemlidir. Bir şirket tarafından yapılan başvurularda devlet kurumları yetkili kişinin imza sirkülerini de talep eder. Böylece sunulan evraklarda bulunan imzanın gerçekten yetkili kişi tarafından atılıp atılmadığı kontrol edilebilir. Bu kontrol ve teyit etme işlemi özel şirketler arasında da olabilir. Örneğin tedarikçisi ile sözleşme imzalamak isteyen bir şirket de imza sirkülerini dosya içeriğine dahil edebilir. İmza sirkülerinin en önemli işlevlerinden biri ise sahte belge düzenlenmesi için bir engel oluşturmasıdır. Şirketler adına yapılabilecek asılsız işlemler imza sirküleri sayesinde ortaya çıkabilir. Bunun sonucu olarak da şirketler hem itibar hem malî düzen açısından yaşayabilecekleri problemlere karşı korunmuş olur. İmza sirküleri sayesinde önemli görevler ancak yetki sahibi kişiler tarafından yerine getirilir.

Kolektif Şirket Kaç Kişiyle Kurulur?

Kolektif şirket kurmak için en az 2 ortağın bulunması gerekir. 2 veya daha fazla gerçek kişi bir araya gelerek bir ticari faaliyeti gerçekleştirmek amacıyla kolektif şirket kurabilirler. Ortak sayısı bakımından herhangi bir üst sınırlama bulunmamakla birlikte uygulamada genellikle en fazla 4-5 kişiyle kurulan kolektif şirketler görülür.

Kolektif Şirket Özellikleri

Kolektif şirketlerin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Kendi tüzel kişiliği olan kolektif şirketler şahıs şirketidir.
  • Şirketin öz sermayesini ortaklar karşılar. Minimum bir sermaye tutarı yoktur. Ortaklar diledikleri miktarda sermaye koyarak kolektif şirket kurabilirler.
  • Şirketin hem borçlarından hem de alacaklarından ortaklar tüm malvarlıklarıyla sorumludur. Şirket tüzel kişiliği ile ortaklar arasında yasal bir ayrım yoktur. Bu özelliği nedeniyle kolektif şirketler genellikle aile şirketleri olarak karşımıza çıkar.
  • Şirket ortaklarının sorumlulukları ortaya koydukları sermaye ile doğru orantılı olarak belirlenir. Borçlar nedeniyle doğan sorumluluk ortakların pay oranları dikkate alınarak belirlenir. Diğer bir deyişle daha fazla sermaye koyan ortağın sorumluluğu daha fazla olur.
  • Şirket kuruluşu için yazılı bir kuruluş sözleşmesi hazırlanması gerekir. Ortakların ismi, taahhüt ettikleri sermaye ve şirketin faaliyet alanları gibi bilgileri içeren şirket kuruluş sözleşmesi noter tarafından onaylanmalıdır.
  • Kural olarak tüm ortaklar şirket yönetiminde eşit söz hakkına sahiptir. Öte yandan şirket sözleşmesi ile yönetim konusunda farklı bir düzenleme getirilmesi mümkündür.
  • Tüm ortaklar şirkete ait belgeleri, bilançoları ve diğer evrakları inceleyerek denetim yapma hakkına sahiptir.

Kolektif Şirket Özellikleri

Kolektif şirket kuruluşunda ortaklar belirli bir sermaye taahhüdünde bulunur. Sermaye taahhütleri nakit olarak tamamen ödendiği zaman şirketin kuruluş bilançosu buna göre hazırlanır.

Örneğin A ve B şahısları bir araya gelerek bir AB kolektif şirketini kurmaya karar vermiş olsun. Her 2 ortak da eşit şekilde 20.000- TL sermaye taahhüdünde bulunmuş. Ortakların sermaye taahhütlerinin kaydı için “501 Ödenmemiş Sermaye Hesabı” ile “500 Sermaye Hesabı” kullanılır:

501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS.  501.01 Ortak M.S Taahhüt Hs. 20.000  501.02 Ortak M.Ö Taahhüt Hs. 20.000                                                                   500 SERMAYE HS.                                                                        500.01 Ortak M.S Ser.Hs. 20.000.¬                                                                        500.02 Ortak M.Ö Ser.Hs.20.000.¬ 40.000 40.000
100 KASA HS  100.01 ₺ Kasa HS.                                                                                                                    501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE HS                                                                    501.01 M.S Taahhüt HS. 20.000                                                                          501.02M.Ö Taahhüt HS. 20.000 40.000 40.000

Bu kayıtlar sonrasında ortaklar sermaye taahhütlerini yerine getirir ve muhasebe kayıtları yapılır.

Orka Bilgisayar olarak ticaret ve muhasebe alanında sektöre özel çözümler sunuyoruz. Siz de ticaret hayatına atılmak ve kolektif şirketinizin e-fatura, e-defter, muhasebe programı ve insan kaynakları gibi ihtiyaçları için sunduğumuz çözümlerden yararlanmak isterseniz hemen bizimle iletişime geçin!

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

Tutanak Nedir? Nasıl Tutulur?

Tutanak, bir olayın yaşandığına dair kesinlik gösteren resmi bir belgedir. Olayların doğru bir şekilde belgelenmesi, sonradan referans olması, bilgi paylaşımı için kullanılması ve hukuki koruma sağlamak amacıyla sıklıkla kullanılır. Tutanak düzenleme işlemi, duyurmak istediğiniz olayı kanıtlar nitelikte bir belge elde etmenizi sağlar.

    • Tutanak başlığı, büyük harflerle ve kağıdın ortasına yazılmalıdır. Eğer tutulan olay için özel bir başlık yoksa sadece "TUTANAKTIR" yazılmalıdır.

    • Tutulan olayın niteliği belirtilmeli ve ayrıntılı bilgiler verilmelidir. Olaya dair detaylı bilgiler tutanakta yer almalıdır ve olaya dair bilgilerin nasıl öğrenildiği de açıklanmalıdır.

    • Olayın yaşandığı yer ve zaman bilgisini içermelidir.

    • Tutanakta yer alması gereken deliller varsa, bunlar eklenmelidir. Delillerin hangi şekilde elde edildiği belirtilmelidir.

    • Tutanak sadece kağıdın ön yüzüne yazılmalıdır. Arka yüz tamamen boş olmalıdır. Birden fazla tutanak düzenlemek isteniyorsa, numaralandırma yapılmalıdır.

    • Tutanakta yer alan tarafların ıslak imzaları mutlaka alınmalıdır. İmzası olmayan tutanaklar geçerli değildir.

Tutanak Hangi Durumlarda Tutulur?

Tutanak, bir olayın ya da durumun yaşandığı ve kayıt altına alınması gereken birçok durumda tutulur. Hukuki işlemler, iş hayatı, eğitim, sağlık ve spor gibi birçok alanda tutanak hazırlanabilir. Mahkemelerde delil olarak kullanılmak üzere iş yerinde yaşanan olaylar, okullarda öğrencilerin disiplin cezaları, hastanelerde yapılan muayeneler ve tedavi süreçleri, spor müsabakaları vb. gibi durumlar için tutanak tutulması gerekebilir. Tutanak resmi bir belge olduğundan, belirli şartlara uygun olarak tutulması ve tarafların ıslak imza ile onaylaması gerekir.

Tutanak Çeşitleri

Günümüzde farklı alanlarda kullanılan ve düzenlenme şartları değişiklik gösterebilen tutanak çeşitleri bulunmaktadır. Bu çeşitler arasında olay yeri inceleme ve tespit tutanağı, yangın yeri tutanağı, buluntu tutanağı, değer tespit tutanağı, suçüstü tutanağı, ihbar tutanağı, üst arama tutanağı, teslim tutanağı, yakalama ve el koyma tutanağı gibi çeşitler yer almaktadır. Her bir tutanak çeşidi, kullanım alanına göre isimlendirilir ve belirli şartlara göre düzenlenir.

İşletmenize ait bir tutanak tutmanız gerektiğinde veya e-ticaret, finans, insan kaynakları gibi konular özelindeki diğer işleyiş sorularınızda Orka Bilgisayar uzmanlarından dilediğiniz zaman destek alabilirsiniz.