demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

İş Yeri Sahibi veya Ortağı SGK’lı Olabilir Mi?

2018 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, sigortalılık türlerini üç ana başlık halinde düzenlemiştir. Yani kişilerin dahil olabileceği 3 farklı sigorta türü vardır.

Birincisi 4/1/a bendi kapsamındaki yani hizmet akdiyle çalışan sigortalılar (eski SSK’lılar),

İkincisi 4/1/b bendi kapsamındaki sigortalılar yani bağımsız çalışanlar (BAĞ-KUR),

Sonuncusu ise 4/1/c kapsamındaki sigortalılar yani kamu görevlileri (eski Emekli Sandığı).

Bu kanun ayrıca şirket sahiplerinin ve ortaklarının sigortalılık durumları ile alakalı birtakım kararları da barındırıyor. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 53. Maddesi’nde şöyle belirtilir, “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” Kanunda alınan hükme göre, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan bir ortaksanız, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarından biriyseniz veya diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ortağıysanız 4/1/b bendi kapsamında sigortalı olmanız gerekir. Yani, şirket sahibi veya ortağı olmanız durumunda ancak BAĞ-KUR’lu olabilirsiniz.

Ayrıca, BAĞ-KUR’a kayıtlı olan şirket sahibi ve ortağıysanız sonradan SSK’lı olmanız da mümkün değil. Şirket sahibi veya ortaklar, BAĞ-KUR sonrasında SSK’ya geçmiş olsalar da önceden var olan BAĞ-KUR sona ermedikçe SSK’lı olamıyorlar. Bu yüzden, SSK’nız iptal edilip BAĞ-KUR sigortası geçerli sayılır.

 Eğer işçi olarak çalışırken sonradan bir şirkete ortak veya şirket sahibi olursanız SSK sigortalılığınız bitene kadar BAĞ-KUR’lu olmazsınız. Açıklamak gerekirse, SSK’lı olarak başladıysanız, SSK’lı devam etme şansınız var.

Peki eğer 01.10.2008 tarihinden önce şirket sahibi veya ortağı olmanıza rağmen SSK’lıysanız durumunuz ne olacak?

“01.10.2008 tarihinden önce kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinde ortaklıklarının başladığı tarihte veya öncesinde, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendi (Y.N; hizmet akdiyle çalışan işçiler) kapsamında sigortalı olanlardan, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu çalışmaları devam edenlerin, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendine (Y.N; hizmet akdiyle çalışan işçiler) tabi prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilir (SGK’nın 2013/11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi).” hükmü bu durumu açıklamakta. Bu hükme göre, eğer önceden başlayan bir SSK’nız varsa, kesintiye uğrayana kadar SSK’lı olarak devam edebilirsiniz. Fakat, bu hükme 2013 yılının 11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi ile bir şart daha eklenmiştir. “…bu durumda kendi kurduğu işyerinde başkaca sigortalı çalıştırmayıp kendini sigortalı gösteren kişilerin 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmalarına imkân bulunmadığı gibi bu gibi işyerlerinin işyeri olarak da sayılmaması gerekmektedir”. Açıklamak gerekirse, 01.10.2008 yılından itibaren SSK’lı olmayı kesintisiz devam ettirmeniz gerektiği gibi aynı şekilde şirketinizde de sizden başka bir kişinin de SSK’lı olması gerekmekte.

Özet olarak dikkat etmeniz gereken bazı hususlar bulunmakta. Öncelikle, şirket sahibi ya da bir şirketin ortağıysanız 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren kendi şirketlerinizde SSK’lı olamazsınız. Ayrıca, BAĞ-KUR’lu şirket sahibiyken kendinizi sonradan SSK’lı gösterirseniz bile, SSK’nız iptal olacak ve BAĞ-KUR’lu olarak devam edeceksiniz. Ek olarak, SSK’lı bir işçi iken, kendi işyerinize veya başka bir işyerine ortak ya da yönetim kurulu üyesi olursanız sigortalılığınız bitene kadar BAĞ-KUR’lu olmayacaksınız, SSK’lı olarak devam edeceksiniz. Bunun yanı sıra, şirket sahibi olup da kendinizi BAĞ-KUR’a kayıt etmeden SSK’lı olursanız SSK’lı süreniz BAĞ-KUR’lu sayılacaktır.

demo-attachment-546-asian-businesswoman-laptop-planning-strategy-PQFT2HE@2x

E-Fatura Özel Entegratörü Nasıl Değiştirilir?

Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) E-arşiv ve E-fatura gibi uygulamalarına geçmek zorunda kalan şirketleri dijital alanda destekleme görevini edinmiş şirketlere Özel Entegratör denir. Bu firmalar, şirketinizin GİB sistemlerine yatırım yapması gerekliliğini ve sistemleri takip etme zorunluğunu ortadan kaldırıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, özel entegratörleri pek çok kriteri göz önüne alarak değerlendirdikten sonra yetkilendiriyor.

Şirketinizin e-dönüşüm uygulamalarına (e-fatura, e-irsaliye ve e-arşiv gibi) geçmesi için iki farklı yol bulunur. İsterseniz, şirket olarak kendinizin BT sistemleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın aracılığıyla işlemlerinizi gerçekleştirebilir isterseniz de özel entegratörler ile çalışmayı tercih edebilirsiniz. Şirketinizin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerinin yanı sıra, özel entegratörler, aynı zamanda resmî belge düzenleme, gönderme, alma, arşivleme ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletme gibi görevleri de üstlenirler. Özel entegratörler ile çalışmak, sistem ve personel için yatırım gerektirmemeleri sayesinde size maliyet ve zaman avantajı sağlarlar.

Özel entegratör değişikliği kolay bir işlem olmasının yanı sıra dikkat etmeniz gereken birkaç adımı da barındırır. Özel entegratör değişikliği yapmak istiyorsanız eğer öncelikle çalışmak istedikleri yeni şirketi bulmak durumundasınız. Gelir Dairesi Başkanlığı’nın internet sayfasında bulabileceğiniz özel entegratörlerin listesinden, bu unvana sahip şirketleri görebilirsiniz. Bu şirketler ile görüşerek sizin için en uygun e-fatura özel entegratörü bulabilirsiniz. Yeni entegratör ile anlaşma sağlandıktan sonra şirketinizi yeni özel entegratörün sistemine kaydetmeniz gerekir. Şirketinizin sisteme kayıt edilebilmesi için size gönderecekleri bir bağlantı ile şirket bilgilerinizi edinen özel entegratörler sizi otomatik olarak sistemlerine ekleyeceklerdir. Bu şekilde, yapacağınız anlaşma Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından geçerli sayılacaktır. Şirket sistemine kayıt olduktan sonra, eğer şahıs firması iseniz e-imanızla, eğer değilseniz Kamu Sertifikasyon Merkezi tarafından edindiğiniz mali mührünüz ile onaylama işlemi yapmanız gerekmektedir. Bu aşamaları bitirdikten sonra artık yeni özel entegratörünüz ile çalışmaya başlayabilirsiniz. Anlaştığınız yeni entegratörünüz Gelir İdaresi Başkanlığı’nda yapılması gereken işlemleri yerine getirecektir. Sizin herhangi bir şey yapmanıza gerek yoktur. Bu adımları tamamladıktan sonra, eski entegratörünüze artık çalışmak istemediğinizi bildirmeniz gerekmektedir. Entegratörünüzün çalışmayı bırakma gerekliliklerini yerine getirip yeni entegratörünüz ile çalışmaya başlayabilirsiniz. Özetle, eğer e-fatura entegratör değişikliği yapmak istiyorsanız, çalışmak isteyeceğiniz yeni özel entegratörü bulmanız neredeyse yeterli. Diğer adımlarda şirketler size yardımcı olacaktır.

Eğer çalıştığınız herhangi bir özel entegrasyon şirketi bulunmuyorsa ve GİB portalı üzerinden işlemlerinizi sürdürüyorsanız yapmanız gerekenler çok daha kolay. Yapmanız gereken Gelir İdaresi Başkanlığı’nın web sitesinde yer alan özel entegratör listesinden çalışmak istediğiniz şirketi seçip bu şirketle anlaşmanız yeterli. Geri kalanını anlaştığınız özel entegratör şirketi sizin yerinize halledecektir.

Özel entegratör şirketleri ile çalışmak istemiyor ve Gelir İdaresi Başkanlığı portalı üzerinden çalışmak istiyorsanız yapmanız gerekenler çok kolay. Gelir İdaresi Başkanlığı’na kaşeli ve imzalı dilekçe ile başvurun. Başvuru sonrasında ise çalıştığınız özel entegratörünüze artık çalışmak istemediğinizi bildirmeniz yeterli olacak.

E-fatura işlemeleriniz için özel entegratörler ile çalışmak faydalıdır, fakat bu özel entegratörleri nasıl seçmeniz gerekir? Dikkat etmeniz gereken birden fazla husus bulunuyor. Bunlardan ilki, özel entegratörün gerekli tüm izinleri almış olmasına dikkat etmelisiniz. Ayrıca, bu şirketlerin saklama hizmeti veriyor olması da önemlidir. Bunun yanında, şirketin sunduğu portalın Kurumsal Kaynak Planlama uygulamasıyla entegre, mobile uyumlu ve kolay kullanıma sahip olması gerekir. Çalışmayı seçtiğiniz özel entegratörünüzün yedi gün yirmi dört saat çalışıyor olması ve destek hattının ulaşılabilir olması da önem arz eder.

demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Maaş Bordrosu Hazırlama Rehberi

İşveren ve çalışan ilişkisinde büyük bir önem arz eden ayrıca resmi olarak da değerli olarak maaş bordrosu, dikkatli bir şekilde hazırlanması gereken belgedir. Bu belgeye dair tüm detayları ve hazırlanma sürecine ilişkin bilgileri bu yazımızda ele alarak maaş bordrosu nedir sorusunun yanıtını vermeye çalışacağız. İşletmeler adına önem arz eden bu konu hakkında detaylı bilgiler yazımızın devamında.

Maaş Bordrosu Nedir?

İşletmeler, bünyelerinde bulunan çalışanlara ödemekle mükellef oldukları ücretleri ve bu ücretlere ilişkin tüm veri ve kesintileri her ay düzenli olarak düzenler. Düzenlemenin kayıt altına alındığı resmi belgeye ise maaş bordrosu adı verilir. Maaş bordrosu, yapılan ödemelerin kayıt altında tutularak hem geriye dönük değerlendirme hem de yasal bir kanıt olarak önem arz etmektedir. Bu ayrıca çalışanın aylık kazanının resmi olarak kanıtlanmasında da kullanılan bir evraktır. Maaş bordrosunun hazırlanması, uygulanması, saklanması birçok açıdan hem işletme hem de çalışan adına kıymetlidir. Doğru ve periyodik olarak hazırlanması gereken maaş bordrosunun takibini genellikle işletmelerin muhasebe departmanları gerçekleştirir. Muhasebe maaş bordrosu hesaplama işlemini gerçekleştirerek kayıt altına alırken çalışan çeşitli alanlarda ihtiyacı olması durumunda ilgili departmandan, insan kaynakları departmanından bu belgeyi alabilmektedir. Bunun yanında memurlar ise bordro sorgulama işlemlerini e-Devlet üzerinden gerçekleştirebilmektedirler.

Maaş Bordrosunda Yer Alması Gereken Bilgiler Nelerdir?

Maaş bordrosu resmi bir belge niteliği taşıdığı için  İş Kanunu, Sosyal Sigorta ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Vergi Usul Kanunu kapsamında göz önünde bulundurulması gereken unsurlar ve bulunması zorunlu tutulan çeşitli bilgiler vardır.

1) 4857 Sayılı İş Kanunu’na Göre Yer Alması Gereken Bilgiler:

  • İşçinin adı ve soyadı,
  • Ödemenin yapıldığı gün, bulunduğu dönem,
  • Vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi kesinti tutarları
  • Ücret ödeme günü,
  • Ekstra çalışma, haftasonu tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her türlü eklemenin tutarı,
  • İşverenin imzası.

2) 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na Göre Yer Alması Gereken Bilgiler:

  • İşyerinin sicil numarası,
  • Bordronun ait olduğu ay ve dönem,
  • Sigortalının adı ve soyadı,
  • Sigortalıya ait sosyal güvenlik sicil numarası,
  • Ücret ödenen toplam gün sayısı,
  • Sigortalının ücreti,
  • Ödenen ücret miktarı,
  • Ücretin alındığını gösteren sigortalının imzası.

3) 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’na Göre Bulunması Gereken Bilgiler:

  • Hizmet erbabının adı ve soyadı, ücretin alındığını gösteren imzası veya mührü,
  • Varsa vergi karnesinin tarihi ve numarası,
  • Aldığı birim ücreti (aylık, haftalık, günlük, saatlik ya da parça başı ücreti),
  • Çalışma süresi ya da ücretin ait olduğu süre,
  • Ücret üzerinden hesaplanmış olan vergilerin tutarı maaş bordrosunda yer almalıdır.

Çağrı üzerine veya Uzaktan çalışma İş Sözleşmeleri

İhtiyaç duyulması durumunda çalışan kişilerin çalışma hükümleri çağrı üzerine iş sözleşmesinde detaylandırılır. Bu süre içerisinde işçi çalıştırılmasa dahi ücreti almaya hak kazanır. İş yeri dışında herhangi bir ortamda teknolojik altyapı kullanarak çalışan kişiler için ise uzaktan çalışma sözleşmesi düzenlenir.

Maaş Bordrosu Nasıl Hesaplanır?

Maaş bordrosu hesaplama sürecinde eksiklik ve hata olması; bordronun mevzuata uygun hazırlanmaması gibi durumlarda Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunu’nda ve İş Kanunu çerçevesinde çeşitli idari cezalar uygulanabiliyor. Bu uygulamada ise ceza tutarları süreye bağlı olarak farklılaşabiliyor. 4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre maddesine göre her ay maaş bordrosu hazırlanması ve imzalı bir kopyasının işçiye verilmesi gerekiyor. Bu kanuna uyulmaması durumunda işverene idari para cezası kesilmektedir. Bordroda yıllık izinlerin gösterilmesi, ödeme türlerinin belirtilmesi ve mesai saati alanlarının doldurulması, Asgari Geçim İndirimi dahil olmak üzere gelir vergisinin belirtilmesi gerekiyor. Maaş bordrosu gelir vergisi hesaplama ve diğer tüm hesaplama işlemleri aşağıda sıralanmıştır.

Hesaplama İşlemi:

Birden çok işçiden oluşan takımı temsil eden bir takım kılavuzunun işverenle düzenlediği sözleşme takım sözleşmesidir. Bu sözleşmede işçilerin her birinin alacağı ücret ayrıca yazılır. Takım sözleşmesine bağlı olarak imzalanan iş sözleşmesinde diğer tüm esaslar belirtilir.

1) İşçiden Yapılacak Kesintilerin Hesaplanması

SSK primi işçinin payı = Brüt ücret X %14

İşsizlik sigortası işçinin payı = Brüt ücret X %1

Gelir vergisinin matrahı = Brüt ücret – (SSK işçi payı + işsizlik sigorta işçi payı)

Gelir vergisi miktarı = Gelir vergisi matrahı x %15

Damga vergisi miktarı = Brüt ücret x 0,00759

Kesintilerin toplamı = İşçi payı + işsizlik sigortası işçi payı + Gelir vergisi + Damga vergisi

Net ücret = Brüt ücret – Kesintiler toplamı

2) İşverenden Yapılacak Kesintilerin Hesaplanması

SSK Primi işveren payı = Brüt ücret x %15,5 (%5 indirim teşviki ile)

İşsizlik sigortası işveren payı = Brüt ücret x %2

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

Basit Usulde Vergilendirme Nedir?

Kurulumu itibarıyla devlet nezdinde resmiyet kazanan her işletmenin çeşitli vergi mükellefiyetleri bulunur. Bu mükellefiyetler hakkında bilgi sahibi olmak ise bazen işletme sahipleri açısından kafa karıştırıcı olmakla beraber vergiler ve vergi türleri kolayca öğrenilebilmektedir. Bu yazımızda, birçok kişinin merak ettiği basit usulde vergilendirme hakkında merak edilenleri ele alacağız ve hangi işletmelerin bu verginin mükellefi olduğunu açıklamaya çalışacağız.

Basit usulde vergilendirme hakkında

Genel özellikleri çerçevesinde ele alındığında, basit usulde vergilendirme, bir hesap dönemi boyunca elde edilen gelir ve yapılan giderler ve alış-satış tutarları arasındaki farka uygulanan vergi türüdür. Özetle açıklama gerekirse, bu vergi türünün kapsamında yer alan işletmelerin bir dönemdeki hasılatı ve alım-satımda açığa çıkan farkın toplamı arasındaki fark üzerinden hesaplanmaktadır. Basit usulde vergilendirme nedir dendiğinde bu şekilde açıklanabilir. Düzenleme uyarınca mükellefiyet açısından da farklı bir vergilendirmedir. Bu kapsamda ele alındığında da basit usulde vergi mükellefi yalnızca basit usulde elde ettikleri ticari kazançlarına ait vergileri ödemek durumundadır. Öte yandan, gerçek usule tabii tutulan mükellefler ise gelir, stopaj ve katma değer vergisi ödemektedirler. Uygulama esasında ise benzerlik söz konusudur. Her iki vergilendirme usulünde de ödenmesi gereken vergi bedeli, elde edilen kazanç üzerinden hesaplanmaktadır.

Basit usulde vergilendirmenin avantajları

Basit usul vergilendirme esasen gelir vergisi ile benzer nitelikler taşıyor olsa da bazı ayrımlar ve avantajlar bulunmaktadır. Tanım itibarıyla da gelir vergisine tabi olanların kazançlarına yönelik tespit usulü de basit usulde gelir vergisine tabi olanlar ve gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar olarak ayrılmaktadır. Bu noktada ortaya çıkan ayrım ise basit usul vergilendirme kapsamında bulunan vergi mükelleflerinin, gerçek usuldeki mükelleflerden farklı olarak bazı kolaylıklara sahip olmasıdır. Basit usulde vergilendirmenin avantajları nelerdir sorusuna yanıt olarak ise şunlar ifade edilebilir:

  • Ticari kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin defter tutmaları gerekmemektedir.
  • Basit usulde vergilendirmeye tabii olan mükellefler için vergi tevfikatı yapılmamaktadır ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmemektedir.
  • Gerçek usulde vergilendirilenler ve kurumlar vergisine tabii olan taraflar gibi bir geçici vergi beyannamesinin ibrazına gerek olmadığı gibi geçici vergi ödemesi de yapılmamaktadır.
  • Basit usule göre vergilendirilen mükelleflerin teslim ve hizmetleri için katma değer vergisi uygulanmamaktadır.
  • Ticari kazançlarının tespitinde de amortisman kapsamındaki iktisadi kıymetlerin alış ve satışları dikkate alınmamaktadır.
  • Bu vergilendirmeye tabi olan mükelleflerin ticari kazançlarına yıllık 11.000 TL kazanç indirimi yapılmaktadır.
  • Genç girişimcilere ilişkin 75.000 TL’lik kazanç istisnasından yararlanmak mümkündür.
  • Basit usulde vergiye tabi olanların engellilik indiriminden faydalanmaları mümkündür ve vergiye uygun mükelleflere sağlanan yüzde 5 düzeyindeki vergi indiriminden faydalanılabilmektedir.

Basit usulde vergilendirmede beyan ve ödeme süreleri

Diğer tüm vergi türlerinde olduğu gibi basit usulde vergilendirilenlerin de yıllık olarak takip etmeleri gereken bir beyan ve ödeme tarihi bulunmaktadır. Düzenleme kapsamında, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin 1-28 Şubat tarihleri arasında yıllık beyanlarını ibraz etmeleri gerekmektedir. Basit usulde vergilendirme beyanname ibrazı neticesinde tahakkuk ettirilen vergi borcunun ise iki eşit taksitle 1 Şubat-28 Şubat tarihleri arasında ve 1 Haziran-30 Haziran tarihleri arasında ödenmesi gerekmektedir. Ödemelerin devlet bankaları, vergi dairesi gişeleri ve İnternet Vergi Dairesi üzerinden kredi kartı ile yapılması mümkündür. Türü, beyan süreci, ödeme takvimi ve çeşitli indirim avantajları nedeniyle basit usulde vergilendirmeye tabii olmanın sağladığı birçok fayda bulunmaktadır. Bu nedenle de özellikle bireysel olarak ticari hayata atılacak olan birçok kişinin tercihi bu türde vergilendirme kapsamında olmaya yöneliktir.

demo-attachment-547-Mask-Group-49@2x

E-İhracat Yapacaklar için Başlangıç Rehberi

Gelişen ve büyük bir hız kazanan dijitalleşme ile birlikte ticaret de büyük ölçüde internete taşınırken, artık yalnızca yerel pazarda değil küresel pazarda da yer alarak satış yapmak kolaylaştı. Hal böyle olunca da birçok kişi e-ihracat nedir ve nasıl yapılır sorusunu sormaya başladı. Türkiye’den dünyanın diğer ülkelerine ürünlerini veya hizmetini satmak isteyenler için hazırladığımız bu içerikte genel çerçevesi ile e-ihracatı ve bu yolculuğa başlayanların izlemesi gereken çeşitli temel adımları ele alacağız. Siz de yazımızı okuyarak bu alanda yapmanız gerekenleri öğrenebilirsiniz.

E-İhracat hakkında bilinmesi gerekenler

Artık e-ticaretin büyük bir popülerlik kazanması ile beraber hayatımıza da yaygın olarak giriş yapan e-ihracat, klasik ihracatın ötesinde dijital olarak ihracat yapılmasına işaret etmektedir. E-ihracat nedir dendiğinde, e-ticaret sitesi aracılığıyla Türkiye dışındaki bir ülkeye satış yapmak denilebilir. İnternet üzerinden yapılan yurt dışına satış işlemi sonucunda elektronik ihracat işlemi gerçekleşmiş olur. İhracat yapan firmalar için işlemlerin dijitale taşınmasında da e-ihracattan bahsedilir. Bu alandaki ihracat işlemleri ilgili olarak da çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan birisi “mikro ihracat” olarak tanımlanır. Mikro ihracatta, KDV hariç fatura bedeli maksimum 15 bin Euro ve yük ağırlığı 300 kg’dan az olan ürünlerin satışı söz konusudur. ETGB ile gerçekleştirilen bu ihracat modelinde işleyiş tıpkı kargo firması mantığındadır. Bu türde yapılan satışlarda gümrük işlemlerinden muaf olunmaktadır.

E-İhracat işlemlerine başlarken

Eğer siz de gerçekleştirdiğiniz ticari işlemleri dijitale taşımak ve e-ihracat yapmak istiyorsanız öncelikle bir e-ticaret sitesi kurabilirsiniz. Dilerseniz var olan sitenizi geliştirebilir ya da hali hazırda ihracat yapan platformlara dahil olarak satış için kendinize bir alan edinebilirsiniz. Bu alanlara giriş yaptığınıda, klasik e-ticaret mantığında olduğu gibi ürünleriniz dijital ortamda satışa açılır ve yabancı uyruklu tüketiciler bu alanlardan ürünlerinizi satın alabilir. Yurt dışına e-ticaret sürecinde hangi yolu seçerseniz seçin potansiyelinizi geliştirmek için oluşturacağınız stratejiler büyük bir önem taşır. Eğer sıfırdan başlamayı düşünüyorsanız bu durumda da yine klasik ticarete girişte olduğu gibi bir şirket kurmanız zorunludur. Bu, yapacağınız faaliyetlerin resmi olarak kayıt altına alınıp takip edilebilmesi için gereklidir ve ayrıca vergilendirmelerinizde de bu kayıtlar esas alınır. E-ihracat yapabilmek için ister anonim veya limited ister şahıs şirketi kurabilirsiniz. Satışlarınızı yurt dışına yapacak olsanız da izlenecek olan prosedürler yurt içindeki kurallarla birebir aynıdır ve süreç tamamen benzer şekilde ilerler.

E-Ticaret sitesi kurarak yola çıkmak

Eğer bir e-ticaret altyapısı kurarak bu alanda satışa başlamaya hazırlanıyorsanız bu durumda klasik formatı izlemeniz yeterlidir. Domain, hosting ve tasarımınız tamamlandıktan sonra ürünlerinizi platformunuza ekleyerek satışa açabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken şey e-ihracat Türkiye dışında ülkelere satış amaçlı olduğundan, sitenizin satış yapacağınız ülke veya ülkelerin tüketicilerine yönelik bir dil ve tasarıma sahip olmalıdır. Ayrıca para birimi ve pazar ile ilgili verilerde de bu alanlara yönelik düzenlemeleri gözetmeniz, araştırma yapmanız önem taşır. Bu noktada hazır sistemlerden de yararlanabilirsiniz. Bu sistemler, farklı ülkelerde sitenize giriş yapıldığında ilgili bölgenin diline ve para birimine göre görüntüleme yapılmasını sağlar.

Artık satış yapma aşamasına geldiğinizde ve geleceğinizi belirleyecek adımları atmaya başlayacağınız zaman diliminde e-ihracat ne satılır sorusu aklınıza gelebilir. Bu tamamen sizin satış yapmayı hedeflediğiniz kitle, ülke ve sizin hangi alanda uzman olduğunuzla ilgilidir. Bundan dolayı da öncelikle çok kapsamlı bir araştırma ve analiz yaparak stratejilerinizi belirlemeniz, ürün gamınızı netleştirmeniz, pazarlama tekniklerine iyi bir şekilde hakim olmanız gerekmektedir.

demo-attachment-1248-Mask-Group-48@2x

NACE Kodu Nedir? Ne İşe Yarar?

Kullanım amacı itibarıyla Avrupa’da ekonomik faaliyetler hakkında verilerin üretilmesi, yayılması ve derlenmesi amacı ile belirlenmiş olan bir kodlama sistemi olan NACE sisteminin açılımı Nomenclature des Activités Économiques dans la Communauté Européenne” şeklindedir. NACE sistemi bir kod uygulaması olarak aynı zamanda ISIC yani Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması ile de ilişkilidir.

Gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerin verisel olarak değerlendirilebilmesi ve dünya standartları çerçevesinde karşılaştırılabilmesi adına da NACE sistemi önem arz etmektedir. Bu kod sınıflandırmasında aynı zamanda firmaların gerçekleştirdikleri işlere göre tehlike sınıfları da belirlenebilmektedir. 6 haneden oluşan NACE kodu için bir diğer tanım da altılı faaliyet kodudur.

NACE kodu ne işe yarar?

Temel olarak NACE kodunun firmalara tanımlanmasında, firmaların gerçekleştirmekte oldukları faaliyete ve bu faaliyete ilişkin işyeri tehlike derecesine bakılır. Bu anlamda verilen kod ilgili faaliyetin tehlike sınıfını da temsil eder. Şirketlerin kurulması sürecinde, işyerinin açılması öncesinde Ticaret Odası’na kayıt işlemi gerçekleştirilecekken bu kodun mutlaka alınmış olması gerekmektedir. NACE kodu nedir sorusunun yanıtı bu şekilde açıklanabilirken, kodun önem arz ettiği alanların da iyi bilinmesi gerekir. Bu anlamda özellikle iş sağlığı ve güvenliği kanununa bağlı olarak belirlenen tehlike sınıfları NACE kodu ile belirlenmeli, verilen koda ilişkin tanımlara da uyulmalıdır. İşyeri NACE kodu doğru olarak belirlendiğinde, işyerinin hangi tehlike sınıfında bulunduğu da kolayca belirlenebilmektedir.

Yukarıda da açıklandığı üzere NACE kodları, işyerleri için tehlike sınıfını temsil ederken, bu sınıflar ise şu şekilde ayrılmaktadır:

Az Tehlikeli: Gıda, perakende alışveriş, büro hizmetleri ve benzeri gruptaki işyerleri

Tehlikeli: Kesme, imalat, boyama, servis ve benzeri gruptaki işyerleri

Çok Tehlikeli: Maden, inşaat, tersane ve benzeri gruptaki işyerleri

İşyerlerinin NACE kodlarının belirlenmesinde yapılan faaliyet esas alınmaktadır.

NACE kodu nasıl öğrenilir?

İşyerleri kurulurken NACE kodunu belirlemek istediğinizde NACE kodu listesi olarak tanımlanan Güncel İşyeri Tehlike Sınıfları Listesi‘ni kontrol etmeniz gerekmektedir. Bu noktada sizin için gerekli tespiti gerçekleştirmesi adına işyerinizin muhasebe veya mali müşavirinden yardım isteyebilirsiniz. Dilerseniz İstanbul Ticaret Odası’na ait web sitesinden Ticaret Sicil İşlemleri sekmesine ilerleyerek burada yer alan NACE kodları sayfasına gidebilir ve bulunduğunuz sektöre veya gerçekleştirdiğiniz faaliyete uygun kelimelerle arama yaparak NACE kodunuzu öğrenebilirsiniz. NACE kodunuz hatalı ise değişiklik işlemi için ergi dairesi sicil servisine "NACE Kodu Değişikliği Talep Dilekçesi" vermek suretiyle değişiklik de talep edebilirsiniz.

Eğer e-Ticaret ile uğraşıyorsanız da NACE kodu almanız zorunludur. Bu alanda e-Ticaret NACE kodu ise doğrudan 47.91.14 olarak uygulanmaktadır ve bu kod Radyo, TV, posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret/elektrik elektronik e-ticaret faaliyetlerine yönelik olarak kullanılır.

KOSGEB hibe desteğinde NACE kodu gerekli midir?

Ülkemizde işyerlerinin kurulumunda hibe desteği almak üzere KOSGEB’e başvurmak isteyen tarafların da NACE kodu almış olması gerekir. Bunun nedeni, KOSGEB tarafında verilecek olan destek öncesinde şirketlerin net ayrımlarla sınıflandırılmasını sağlamak ve sektörel karmaşaları ortadan kaldırarak kurulacak olan şirketin faaliyet sınırlarının belirlenmiş olmasını mümkün kılmaktır. Bu çerçevede KOSGEB NACE kodu ile firmaları ayrı kategorilerde değerlendirebilmektedir. Başvurular sonrasında da hibe desteği almak için diğer işlemler tamamlanarak kurumda kayıt işlemi tamamlanmaktadır.

Türkiye’de aktif olarak faaliyetlerini gerçekleştirmekte olan her işyerinin bir NACE kodu bulunur. Eğer siz de yeni bir şirket kuracaksanız içeriğimizde yer alan bilgiler ışığında NACE kodunuzu belirleyebilir veya işyerinizin kodunu bilmiyorsanız ilgili listeler aracılığı ile kodunuzu öğrenebilirsiniz.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

Şahıs Şirketinde Gelir Vergisi Hesaplama

Düzenlemedeki tanımına göre, tek veya birden fazla kişiyle kurulup tüzel kişiliği bulunan şirketler şahıs şirketidir. TTK’na göre üç farklı türü bulunan şahıs şirketlerinin adi, kolektif ve komandit olmak üzere üç farklı türü bulunmaktadır. Şahıs şirketleri özellikleri itibarıyla yönetilmesi en kolay olan şirket türüdür ve çoğunlukla KOBİ olarak da tanımlanmaktadırlar. Çoğunlukla anonim ve limited şirkete kıyasla daha küçük yapıda olan bu şirket türünün de gelir vergisi sorumluluğu bulunmaktadır. Şahıs şirketi gelir vergisi ise düzenlemeye göre farklı düzeylerde kazanca göre farklı yüzdelik dilimlerle ödenmektedir. Bu yazımızda şahıs şirketler için gelir vergisi düzenlemesi hakkında merak edilen çeşitli konulara değineceğiz.

Şahıs Şirketleri için Gelir Vergisi Hesaplama

Şahıs şirketleri, gelir vergisi mükellefidirler ve bu kapsamda da her yıl 25 Mart’a dek önceki yılın kâr veya zararını yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan etmelidirler. Beyana istinaden de vergi dairesi tarafından tahakkuk işlemi gerçekleştirilir. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi çerçevesinde artan oranlı dilime göre hesaplama yapılarak vergi tutarı belirlenmektedir. Artan oranlı dilime göre şahıs şirketi vergi oranları %15’ten başlar ve %40 üst seviyesine kadar çıkabilir. Şirketin gelir seviyesi yani karlılığı arttıkça ödemesi gereken gelir vergisi tutarı da artan orana bağlı olarak artış gösterir. Vergi dairesine ibraz edilen gelir beyannamesine istinaden ilk vergi taksidi ise Mart ayı sonuna dek 2. taksit ise Temmuz sonuna dek ödenmelidir.

Şahıs şirketi gelir vergisi dilimleri 2022 yılında aşağıda belirtildiği şekilde güncellenmiş olup, şirketlerin gelir düzeyleri doğrultusunda aşağıdaki oranlardan yararlanarak gelir vergilerini hesaplamaları ve beyanlarını da bu hesaba göre gerçekleştirmelidirler. Ödemelerde ise gecikme ve ceza durumu ile karşılaşmamak adına ilgili tarihlerde zamanında ödeme yapılmasına özen gösterilmelidir. Güncel vergi dilimleri şu şekildedir:

  • 32.000 TL’ye kadar: %15
  • 70.000 TL’nin 32.000 TL’si için 4.800 TL, fazlası: %20
  • 170.000 TL’nin 70.000 TL’si için 12.400 TL (ücret gelirlerinde 250.000 TL’nin 70.000 TL’si için 12.400 TL), fazlası: %27
  • 880.000 TL’nin 170.000 TL’si için 39.400 TL (ücret gelirlerinde 880.000 TL’nin 250.000 TL’si için 61.000 TL), fazlası: %35
  • 880.000 TL’den fazlasının 880.000 TL’si için 287.900 TL (ücret gelirlerinde 880.000 TL’den fazlasının 880.000 TL’si için 281.500 TL), fazlası: %40

Yukarıda berilen 2022 gelir vergisi tarifesi çerçevesinde şahıs şirketi gelir vergisi hesaplama işlemi gerçekleştirilerek vergi dairesine gerekli beyanda bulunulabilir.

Hesaplama işlemi için yukarıdaki vergi dilimlerinden yararlanılarak yapılacak olan hesaplamada ise şu formül kullanılır:

Gelir vergisi hesaplama formülü: Gelir Tutarı (Matrah) X  Gelir Vergisi Oranı

Günümüzde şirketlerin gelir vergilerini hesaplamasında yararlanabilecekleri birçok dijital araç bulunmaktadır. Orka muhasebe programlarıyla da hali hazırda kayıt altına aldığınız tüm finansal akışlarınız çerçevesinde gelirinizi kolayca görebilir, gelir verginizi otomatik olarak hesaplayarak vergi dairesine en hızlı şekilde ve zamanında beyanda bulunarak gelir verginizi tahakkuk ettirebilirsiniz. Üstelik şahıs şirketi gelir vergisi ne zaman ödenir konusunu da dert etmeden, Orka muhasebe programınız sayesinde ödeme zamanlarınızı en pratik şekilde takibe alabilirsiniz. Yalnızca gelir vergisi için değil tüm vergi takiplerinizi, finansal tablolarınızı ve gelir-gider hesaplarınızı da gerçekleştirebileceğiniz muhasebe programıyla departmanınızın verimliliğini artırarak elde edeceğiniz zaman, kağıt ve harcama tasarruflarıyla şirketinizin geleceğine güç verebilirsiniz. Şimdi siz de formumuzu doldurun, sizinle iletişime geçerek ihtiyacınız olan muhasebe programı desteğini sağlayalım.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

ORKA Iceberg ile Depo Takibini Yapmak

Perakende veya toptan satış yapan firmaların en önemli ünitelerinden birisi olan depolar, ürünlerin stoklandığı ve tedarik zinciri akışının gerçekleştiği alanlardır. Bu alanlarda depolanan ürünlerin birçok farklı açıdan takibinin yapılması finansal kontrol ve güvenlik açısından önem arz eder. Özellikle stok kontrolü bu zincirin bozulmaması adına önem arz etmektedir. Bu nedenle de bir depo takip programı kullanılması yapılacak olan takiplerin kolaylık kazanmasını sağlar. Bu yazımızda depo takip programı Orka Iceberg hakkında merak edilenleri ele alacağız.

Tedarik zinciriniz için kusursuz bir düzen oluşturun

İşletmelerin ticari açıdan akışlarının düzenli bir şekilde gerçekleşmesi açısından depo yönetiminde de dijitalleşmenin faydaları vardır. Bu anlamda özellikle bulunulan sektöre uygun bir depo çözümüne sahip olmak depo yönetimi konusunda avantajlar sağlar. Orka Iceberg depo yönetiminde iş yerinize ait depolarda barkodlu el terminallerinin kullanımıyla yaptığınız sayımı doğrudan programınıza aktarabiliyorsunuz. Bu da stok takibinizi kolaylaştırırken aynı zamanda planlarınızı da kusursuz hale getirmenizi sağlıyor. Üstelik depo takibi için bu verileri programınıza aktardıktan sonra sayımda bir eksik veya fazla varsa da raporunu alabilir; teyit için gerekli işlemleri en kısa süre içerisinde tamamlayabilirsiniz. Birçok farklı el terminali ile uyumlu olarak çalışan Orka Iceberg depo yönetim modülü ile stok tespitinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Orka Iceberg ile pratik depo yönetimi

İşletmenizin depo yönetiminde Orka Iceberg’i tercih ettiğinizde dilerseniz sayımlarınızı farklı stok gruplarına göre de gerçekleştirebiliyorsunuz. Özellikle fazla kategori bulunan ve ayrı olarak değerlendirilmesi gereken stoklar için gruplara göre sayımınızı gerçekleştirdikten sonra sonuçları tek bir programda birleştirerek rapor alabilirsiniz. Orka Iceberg’in bu avantajlı özelliği ile tüm stoklarınızı tek bir dijital platformda rahatlıkla takip edebilir, sayım sonuçlarını ayrı ayrı kontrol ederek değerlemeleri gerçekleştirebilirsiniz. Depo takip sistemi ile depo sayımında elde edilen eksik ve fazla sayılara göre muhasebe fişleriniz de Orka Iceberg tarafından otomatik olarak oluşturulur. Buna ek olarak el terminaliniz ile irsaliye ve faturaları oluşturduğunuzda belgelerinizi de otomatik olarak programa entegre edebilirsiniz. Bu sayede muhasebe işlemlerinizde de pratiklik kazanırsınız. Sayım sonuçlarının otomatik olarak muhasebeleştirilmesi sayesinde, verimliliğinizi artırabilirsiniz. Depo stok takibi için el terminalleri ile uyumlu olarak çalışan Orka Iceberg, yapacağınız tüm işlemlerin anlık olarak sisteme yansımasını ve bu sayede kısa sürede muhasebeleştirilmesini sağlarken, uzun vadede tüm stok verilerini de değerlendirmeniz mümkün hale gelir. Bu, aynı zamanda yıllık ve dönemlik belirli hedeflerinizi incelemenizi, istatistiksel olarak değerlendirerek hedeflerinizi gerçekleştirmede nasıl bir ilerleme kaydettiğinizi görebilmenizi de mümkün kılar. Orka’nın şirketiniz için uçtan uca hazırlanmış Orka Ticari yazılımları arasında yer alan Iceberg sayesinde hem stok yönetiminizi yapar hem de gelecek planlarınızı şeffaf bir şekilde takip edebilirsiniz.

Depo takip sistemi ile bir adım öne geçin

Deponuzun büyüklüğü fark etmeksizin stoklarınızın akışını el terminalleriniz ile kayıt altına alırken, Orka Iceberg ile bu kayıtlarınız güvendedir. Eksikler, fazlalar, stok akışları ve diğer tüm muhasebeleştirme işlemlerinde Iceberg sizin için tüm işlemleri tek bir platformda gerçekleştirir. Siz kontrollerinizi sağlar, giriş ve çıkışları teyit edersiniz. Depo programı kullanmanın avantajlarından faydalanarak, ticarette bir adım öne geçmenizi sağlayacak olan verimliliği de elde edersiniz.

Dilerseniz siz de hemen şimdi ihtiyacınız olan depo yönetim sistemine sahip olmak için Orka formumuzu doldurarak bizimle temas kurabilirsiniz. Uzman ekibimiz sizinle en kısa süre içerisinde iletişime geçerek ihtiyacınız olan dijital depo çözümümüzle ilgili destek verecektir.

demo-attachment-1248-Mask-Group-48@2x

ORKA Muhasebe ile Bilanço Hesabında Zaman Tasarrufu

İşletmelerin en aktif ve yoğun departmanlarından birisi olan muhasebe, gerçekleştirilen her türlü finansal işlemin kaydını tutan, vergi ve benzeri rutin ödemelerin takibini, akışını takip eden birimdir. Yapılan işlemler çok fazla farklı alanda olmakla beraber burada gerçekleştirilen işlerin birçoğunun hatasız olması, şeffaflığının korunması ve dahası geriye dönük olarak kontrol edilebilir olması büyük bir önem arz etmektedir. Günümüzde eskiden kağıt belgelerde kaydı ve takibi gerçekleştirilen muhasebe işlemleri artık dijital formda yapılabildiği için birçok kolaylık elde edilebilmekte. Artık muhasebe programı kullanarak muhasebe departmanlarının işleri kolaylaşırken aynı zamanda finansal açıdan veri takibi de birçok avantaj sağlıyor.

Ön muhasebe programları ile günlük işlemler kolayca takipte

İşletmelerin günlük olarak gerçekleştirdiği işlemlerin kaydının gerçekleştirilmesi ön muhasebe tarafında olmaktadır ve özellikle finansal akışın takip edilmesinde ön muhasebenin önemi bir hayli büyüktür. Bu nedenle de iyi ve kapsamlı bir ön muhasebe programı kullanımıyla bu alanda ihtiyaç duyulan tüm işlemler pratik bir hale getirilebilmektedir. Fatura düzenlemeleri, stok kontrolleri ve vergi takipleri gibi çeşitli işlemlerin dijital ortamda gerçekleştirilmesini mümkün kılan ön muhasebe programı tüm kontrolün etkin bir şekilde gerçekleştirilebilmesine olanak tanır. Bu açıdan da şirketlerin gelecek planlarına dair adımlarını izlemesinde önemli bir rol oynar. Orka muhasebe programı modülleri arasında yer alan ön muhasebe ile siz de işletmenizin muhasebe kayıtlarında maksimum verimlilik elde edebilirsiniz. Gelir-gider hesaplamalarınızı en pratik hale getiren muhasebe programıyla şirketinizin günlük işlemlerini de verimli hale getirirsiniz.

İşletmenizin geleceğini güçlendirecek standartlar

Bir muhasebe programı kullanmanın yalnızca işletmenizin finansal verilerinin kayıt edilmesinin ötesinde birçok avantajı olabilir. Muhasebe departmanı çalışanlarının iş yoğunluklarını büyük ölçüde azaltabilen ve bu sayede kalan zamanın veri değerlendirmeleri, finansal raporların hazırlanarak yorumlanması gibi çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyan genel muhasebe programı şirketin geleceğine de katkı sağlar. Özellikle verilerin güvenli ve düzenli bir şekilde saklanabiliyor olması, geriye dönük kontrollerin kolayca yapılabiliyor olması gibi faydaları sayesinde bu programlar şirketin finansal performansının da kolayca görülebilmesine yardımcı olur. Eğer varsa ortaklara şeffaflıkla finansal akışlar raporlanabilir, herhangi bir hata söz konusu ise geriye dönük kontroller yapılarak düzeltmeler yapılabilir. Siz de şirketiniz için en uyumlu özellikleri içeren en iyi muhasebe programı için Orka’yı tercih edebilir, finansal verilerinizin kaydından vergi beyanına tüm işlemlerinizi tek bir ara yüz üzerinden gerçekleştirmenin avantajlarından faydalanabilirsiniz.

Orka muhasebe programı ile gelecek parmaklarınızın ucunda

Türkiye’de dijital dönüşüm kapsamında neredeyse tüm vergi işlemleri artık dijitale taşınırken, şirketlerin muhasebe işlemlerinde kolaylık sağlayan birçok uygulama da gündeme geldi. Bu çerçevede, en pratik kayıt ve kontrol özelliklerinin yanı sıra bilançodan KDV raporlarına, fiş giriş ekranından stok kontrolüne tüm işlemlerinizi tek bir alanda toplayan Orka muhasebe programı sizi geleceğe taşıyor. Yalnızca finansal kayıtlar ve vergi işlemleri değil ayrıca tüm banka işlemlerinizde de muhasebe programınız ihtiyaçlarınıza yanıt veriyor. BA-BS kayıtlarınızı tutabilir, mizan raporlarınızı derleyerek finansal süreçleriniz hakkında detaylı bilgileri kolayca takip etme imkanına sahip olabilirsiniz. Raporlarınızı elektronik ortamda iletme esnekliğine sahip olarak kağıt ve kargo masraflarından kurtulabilir, tüm işlemlerinizi en kısa sürede tamamlamanın konforunu elde edersiniz.

Yüksek kullanıcı deneyimi standartları ve şirketinize özel modül kapsamıyla tercih edebileceğiniz Orka muhasebe programı ile ilgili detaylı bilgi almak için siz de teklif almak ve iletişime geçmek üzere form doldurabilirsiniz. Uzman ekibimiz sizinle en kısa sürede iletişime geçerek ihtiyacınıza uygun desteği sağlar ve muhasebe programınızın kurulumu konusunda uçtan uca destek olur.

demo-attachment-1245-Mask-Group-43@2x

Damga Vergisi Nedir?

Resmi işlemlerin gerçekleştirilmesinde kağıt formunda veya dijital formatta belgeler (e-Belge) üzerinden kurum ve kişilerin gerçekleştirdiği işlemler için alınan vergi türü damga vergisi olarak adlandırılır. Kısaca, devlet tarafından tüm sözleşme türleri nezdinde alınan vergidir denilebilir. Tutar esasında değerlendirildiğinde en az ödemesi olan vergi olarak da bilinen damga vergisinin tahsili için ise kağıdın imzalanabilir olması, ibraz edilebilir ya da imza yerini alabilen ibarelerin olması ve hüküm bulunması gibi şartlar vardır. Bu yazımızda damga vergisi nedir ve resmi düzenlemelere göre damga vergisi ile ilgili bilinmesi gerekenleri kapsamlı bir şekilde ele alacağız.

Damga Vergisinde Mükellef Kimdir?

Damga vergisi ile ilgili mevzuata göre kağıt ya da e-Belge’de imzası bulunan taraflar vergi mükellefidir ve ödemeyi yapacak tarafla ilgili düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre resmi bir kurum ile şahıslar arasında gerçekleştirilen işlemler özelindeki tüm damga vergileri kişiler tarafından ödenir. Bunun yanında ülkemizdeki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıt ve e-Belgelerin damga vergileri ise Türkiye’de bu belgeleri resmi kurumlara ibrazını gerçekleştiren; üzerlerinde devir veya ciro yapanlar ya da bu işlemlerin hükümlerinden istifade edenler tarafından ödenir. Söz konusu ödemeye ilişkin bir diğer düzenlemeye göre ise yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıt ve e-Belgelerde ticari veya mütedavil kağıt niteliği taşıyanların damga vergisi ödeme işlemi ilk satışı yapan, kabul eden veya farklı amaçla kullanan kişiler tarafından gerçekleştirilir.

Damga Vergisi Nasıl Ödenir?

Resmi belgelerin çeşitlenen düzenlemesine istinaden damga vergisinin ödeme yöntemi de farklılaşmaktadır. Bu kapsamda kağıdın içeriğine göre ödeme şekli belirlenir. Damga vergisinin ödenmesinde makbuz karşılığında belgeye pul yapıştırılması yönteminde; istihkaktan kesinti yapmak suretiyle ya da basılı damga uygulanması şeklinde ödenebilmektedir. Eğer vergi konusu belge değerli değil ise bu durumda da vergi maktu olarak tahsil edilmektedir.

Damga Vergisi Nasıl Hesaplanır?

 Uygulama standartları açısından düzenlenmiş olan damga vergisine ilişkin hesaplamada kağıt konusu dikkate alınarak vergiler çeşitlenmektedir ve damga vergisi hesaplama işlemi bindelik oran üzerinden gerçekleştirilir.

Damga Vergisi Beyannamesi ve Ödemesi Ne Zaman Yapılır?

Damga vergisi beyannamesi vermekle mükellef olanlar, sürekli damga vergisi mükellefiyeti olanlardır ve damga vergisi beyannamesi ilgili vergi dönemini kapsayan ayın 23. akşamına dek gerçekleştirilir. Ödemelerin ise 26. akşama kadar yapılması gerekmektedir. Ödeme işlemi bağlı olunan vergi dairesi üzerinden yapılmalıdır. Damga vergisinin mükellef tarafından zamanında ödenmemesi durumunda vergi ziyaı cezası söz konusu olur ve gecikme cezası da uygulanır.

Damga Vergisi Ne Kadar?

Damga vergisine tabii kağıtlara göre oran ve tutar üzerinden belirlenen bazı vergi tutarları şu şekildedir:

Belirli bir tutar gösteren belgeler için bindelik oranlar:

Kefalet, rehin senetleri ve teminat belgeleri için: binde 9,48

Tahkimnameler ve sulhnameler için:  binde 9,48

Mukavelenameler, temliknameler ve taahhütnameler: binde 9,48

Fesihnameler: binde 1,89

Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tescil edilmiş ve kayıt edilmiş ikinci el araçların satışı ve devir işlemlerine ilişkin sözleşmeler: binde 1,89

Kira mukavelenameleri: binde 1,898 oranındadır.

Belli bir tutar göstermeyen belgeler için ödeme tutarları:

Sulhnameler: 132,30 TL

Tahkimnameler: 132,30 TL

Kararlar ve mazbatalar: 132,30 TL

Damga vergisi 2022 güncel tutarlarının tamamına bu link üzerinden erişilebilir.

Damga Vergisi Bedelini Ödeyen Faktörler:

Damga vergisine tabii belgelere ilişkin bedelin hesaplanmasında belge nüshası dikkate alınır. Bu çerçevede, nüsha yahut fotokopi tutarı damga vergisi kapsamında olmamaktadır. Yalnız idareye sözleşmeyi ibraz eden taraf damga vergisini ödemekle yükümlüdür. Vergiyi, damga vergisine tabi belgenin aslına sahip olan taraf ödemelidir ve eğer sözleşme bir anonim şirket ve gerçek kişi arasında yapılmış ise verginin mükellefi anonim şirkettir.