sirket-5449

Şirket Kapatma Nasıl Yapılır? Tasfiye Nedir?

Bir kez emek harcadıktan sonra düzenli kazanç sağlayan pasif gelir, sürekli çaba gerektirmeyen bir gelir türüdür. Doğru yöntemlerle finansal özgürlüğe ulaşmak isteyenler için ideal bir seçenektir.

Günümüz dünyasında herkes daha rahat bir yaşam ve finansal güvenlik arar. Dolayısıyla çeşitli yatırımlar ve gelir yöntemleri sıkça gündeme gelir. Bunların arasında yer alan pasif gelir, düzenli gelir akışı sağlarken günlük iş yükünüzü azaltacağından tam da aradığınız yöntem olabilir. İşletme sahibi ya da bireysel yatırımcı olmanız fark etmeksizin size pek çok açıdan esneklik sunar.

İlk etapta zaman, para veya emek yatırırsınız ancak sonrasında gelir akışı daha az eforla devam eder. Örneğin; dijital ürün ya da kira geliri, bu yöntemin en bilinen yollarındandır. Önemli olan, kendi ihtiyaçlarınıza uygun bir strateji belirlemeniz ve başlangıç adımlarını sağlam atmanızdır.

Şirket Tasfiyesi Ne Anlama Gelir?

Tasfiye, şirketin faaliyetlerini tamamen sonlandırmadan önceki yasal kapanış sürecidir. Şirketin varlıkları elden çıkarılır, borçları ödenir ve varsa kalan mal varlığı ortaklara dağıtılır. Yani tasfiye, şirketin tüm ticari ilişkilerini resmî olarak sona erdirdiği, “temiz kapanış” yaptığı aşamadır.

Süreç şirket ortaklarının kararıyla başlatılır. Ancak bazı durumlarda mahkeme kararı ya da iflas gibi zorunlu sebeplerle de devreye girebilir. Özellikle limited ve anonim şirketlerde, tasfiye süreci yasal zorunluluktur; doğrudan kapatma mümkün değildir.

Tasfiye aşamasında şirket artık aktif ticari faaliyette bulunamaz. Ancak bazı işlemler hâlâ yürütülür: Alacakların tahsil edilmesi, stokların satılması, devlete karşı olan yükümlülüklerin yerine getirilmesi gibi. Bu nedenle şirketin başına tasfiye memuru atanır. Yetkili kişi tüm kapanış işlemlerinden sorumlu olur, sürecin düzenli işlemesini sağlar.

Hangi Şirketler Tasfiye Sürecine Girmelidir?

Tasfiye süreci, esas olarak tüzel kişiliğe sahip şirketlerin kapatılması için zorunlu adımdır. Özellikle limited ve anonim şirketler, faaliyetlerini sonlandırmak istediklerinde resmi olarak tasfiye sürecine girmek zorundadır. Bu tür şirketlerde sadece vergi dairesine “kapatıyoruz” demek yeterli değildir; tüm hukuki yükümlülüklerin tek tek yerine getirildiği kapanış prosedürü şarttır.

Buna karşılık şahıs şirketlerinde tasfiye süreci zorunlu değildir. Şahıs işletmeleri, vergi dairesi ve meslek odalarına yapılacak birkaç bildirimle faaliyetlerini durdurabilir. Fakat vergi borcu ya da SGK yükümlülüğü olan şahıs işletmesi de yine dikkatli şekilde kapatılmalıdır. Aksi takdirde işletme sahibi bireysel olarak sorumlu tutulur.

Şirket Tasfiye Süreci Nasıl Başlatılır?

Şirket kapatma sürecindeki adımlar, şirketin türüne göre küçük farklılıklar gösterebilir ancak genel çerçeve aynıdır. Genel geçerli olan prosedürler aşağıdaki gibidir:

  • Tasfiye süreci, şirket ortaklarının aldığı genel kurul kararıyla başlatılır. Kararda şirketin tasfiye edilmesine karar verildiği açıkça belirtilmeli ve tasfiye memuru atanmalıdır. Tasfiye memuru çoğu zaman ortaklardan biri olur; ancak dışarıdan bir kişi de bu görev için seçilebilir.
  • Alınan karar, noter tarafından onaylanır ve ardından ticaret sicil müdürlüğüne bildirilir. Bu adım, sürecin resmiyet kazanması açısından oldukça önemlidir.
  • Tasfiye kararının noter onaylı örneğiyle birlikte ticaret siciline başvuru yapılır. Karar tescil edildikten sonra, şirketin tasfiye sürecine girdiği, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilir. İlanla birlikte şirketin borçlu ya da alacaklı olduğu kişi ve kurumlara da bildirim yapılmış olur.
  • Tasfiye sürecine girildiği vergi dairesine ve SGK'ya resmi olarak bildirilmelidir. Defterlerin kapanışına kadar sürecek olan geçici durum bildirilir. Şirket tasfiye sürecinde dahi vergi ve SGK açısından yükümlülüklerini sürdürmek zorundadır.
  • Tasfiyeye giren şirketin ünvanına “Tasfiye Halinde” ibaresi eklenir. Örneğin, “ABC Ltd. Şti.” artık “Tasfiye Halinde ABC Ltd. Şti.” olarak geçer. Sürecin resmiyetini gösteren bir diğer önemli aşamadır.

Bu adımlardan sonra şirketin fiilen ticari faaliyeti sona ermiş olur; ancak tasfiye işlemleri tamamlanana kadar defter tutulmaya ve beyanname verilmeye devam edilir.

Şirketin Kapanması İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Tasfiye memuru, şirketin tüm borç ve alacaklarını detaylı olarak çıkarmalıdır. Varsa alacakları tahsil edilir. Müşterilerden, iş ortaklarından veya üçüncü kişilerden olan alacaklar tasfiye döneminde şirket hesabına geçirilmelidir. Tahsil edilen alacaklarla birlikte, şirketin borçları ödenir. Tedarikçi borçları, SGK primleri, vergi borçları ve çalışanlara olan maaş/ihbar/kıdem tazminatları öncelikle kapatılmalıdır.

Tasfiye sürecinde tutulan defterlerin, kayıtların en az 10 yıl süreyle saklanması zorunludur. Bu yükümlülük, tasfiye memuru tarafından üstlenilir veya arşiv sorumlusu belirlenerek devredilir.

İşlemler devam ederken her ay KDV, muhtasar gibi beyannameler verilmeye devam edilir. Ek olarak tasfiye başlangıcında açılış bilançosu ve her yıl tasfiye dönemi sonu için ara bilanço düzenlenir. Süreç tamamlandığında ise tasfiye kapanış bilançosu hazırlanır.

Tasfiye Süresi Ne Kadar Sürer?

Türk Ticaret Kanunu'na göre, tasfiye sürecinin yasal olarak en az 6 ay sürmesi gerekir. İlgili süre, şirketin tasfiye kararının Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesinden itibaren başlar. Belirlenen süre şirketin hiçbir borç bırakmadan ve ileride bir hak talebine konu olmadan kapanabilmesini sağlar. Eğer alacaklılar bu süre zarfında taleplerde bulunursa, talepler karşılanmadan tasfiye süreci tamamlanamaz.

Bazı şirketler, çok sayıda alacak ve borca, geniş varlık listelerine ya da devam eden dava süreçlerine sahip olabilir. Benzer durumlarda tasfiye süreci 6 ayı aşabilir, 1 yılı bulabilir. Özellikle aktif olarak çalışan, çok sayıda müşteri ya da tedarikçisi olan şirketlerde işlemlerin tamamlanması zaman alabilir.

Şirket Tasfiyesi Sonrası Yapılması Gerekenler

Tasfiye memuru, tüm işlemleri tamamladıktan sonra şirketin tasfiye sonu bilançosunu hazırlar. Bilanço, şirketin tasfiye sonrası kalan varlıklarının durumunu gösterir. Eğer tüm yükümlülükler sıfırlandıysa, kalan varlıklar ortaklara dağıtıldıysa, bilanço sıfır bakiye ile kapanır.

Tasfiye süreci tamamlandıktan ve kapanış bilançosu hazırlandıktan sonra, şirketin ticaret sicilinden silinmesi gerekir. Bunun için tasfiye memuru, Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne gerekli belgelerle başvurarak “tasfiyenin sona erdiğini” bildirir. Bildirimle birlikte, şirketin ünvanı sicilden silinir ve artık resmî olarak faaliyet gösteren bir tüzel kişilik kalmaz. Ticaret sicil işlemleri tamamlandıktan sonra, ilgili vergi dairesine gidilerek şirketin vergi kaydının resmen terk edilmesi sağlanır.

odero-blog-link-ile-nasil-odeme-alinir-650x356px

Link ile Ödeme Nedir? Avantajları Nelerdir?

Teknolojideki gelişmelerin en çok değişime neden olduğu alanlardan biri hiç şüphesiz e-ticaret sektörüdür. Kullanıcıların değişen alışveriş alışkanlıkları, link ile ödeme gibi çok daha hızlı ve pratik ödeme yöntemlerinin geliştirilmesine neden oldu.

E-ticaret kavramı, ilk örneklerin ortaya çıkmaya başladığı 90’lı yılların ortasından bu yana bir hayli değişime uğradı. Bugün gelinen noktada ise e-ticaret, işletmelerin satış gerçekleştirmek için kurduğu web sitelerinin çok daha ötesinde bir anlama sahip. Web sitelerinin yanı sıra mobil uygulamalar da e-ticarette önemli bir yer edinirken aynı zamanda dijital ödeme sistemleri de gelişti. Sosyal medya platformları ve mesajlaşma uygulamaları birer satış kanalına dönüşürken ödeme yöntemlerinin arasına da QR ve link ile ödeme gibi çok daha pratik seçenekler eklendi. Giderek yaygınlaşan ve işletmelere birçok fayda sağlayan link ile ödeme yöntemine yakından göz atalım.

Yeni Nesil Ödeme Yöntemi: Link ile Ödeme

Link ile ödeme, online ödeme almak için tercih edilen popüler yöntemlerden biridir. Son yıllarda özellikle sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarının satış amacıyla kullanılmaya başlanması ile yaygın hale geldi. Link ile ödeme alma yönteminde, işletmeye ait web sitesi üzerinden ödeme alma işleminden farklı olarak link ile ödemede müşteriler doğrudan ödeme hizmet sağlayıcısının sunduğu ödeme sayfasına yönlendirilir.  Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları, e-posta, SMS ve dijital faturalarla birlikte alıcıya gönderilen bağlantılar sayesinde ödeme süreci hem işletmeler hem de tüketiciler için pratik ve hızlı hale gelir.

Bir e-ticaret sitesine sahip olmasanız da Instagram ve TikTok gibi görsel ağırlıklı sosyal medya platformları ve WhatsApp, Telegram gibi yaygın kullanılan mesajlaşma uygulamaları üzerinden satış yapabilirsiniz. Söz konusu bu platformlar tanıtım için ideal adresler olsa da satış için ihtiyaç duyulan ödeme altyapısı gibi araçları sunmaz. Sosyal medya üzerinden ürün veya hizmetlerinizi gören ve satın almak isteyen bir müşterinize doğrudan bir ödeme linki göndererek satın alım yapmalarını sağlayabilirsiniz.

Link ile Ödeme Nasıl Alınır?

“Link ile ödeme nasıl alınır?” sorusunun yanıtı oldukça basittir. Müşterilerinizden link ile ödeme alabilmek için bu özelliğe sahip ödeme hizmet sağlayıcısı ile çalışmanız gerekir. Birçok yeni nesil ödeme hizmet sağlayıcısı, sanal POS çözümlerinin yanı sıra link ile ödeme gibi çözümleri de müşterilerine sunuyor. Link ile ödeme almanıza imkan tanıyan bir sağlayıcı ile çalışmaya başladıktan sonra süreç oldukça basit bir şekilde ilerler.

Sosyal medya veya farklı kanallar üzerinden iletişime geçtiğiniz ve ürünlerinizi satın almak isteyen müşterilerinize, özel olarak oluşturulmuş ödeme linki göndermelisiniz. Tercih ettiğiniz ödeme sağlayıcısına göre ürüne veya müşterinin sepetine özel ödeme linki oluşturma işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Ödeme bağlantısına sahip olan müşteri, linke tıklamasının ardından doğrudan ödeme sayfasına yönlendirilir. Müşteriniz sunmuş olduğunuz farklı ödeme yöntemleri arasından dilediğini seçerek satın alma işlemini tamamlar. Kontrol panelinizde ödemenin tamamlandığını gördüğünüzde ise teslimat sürecini başlatabilirsiniz.

Ödeme bağlantılarını doğrudan sosyal medya paylaşımlarınıza ve tanıtım çalışmalarınıza dahil etmeniz mümkündür. Instagram hikayeleri, Reels’lar, TikTok paylaşımları, SMS ve pazarlama e-postaları ile kullanıcıları doğrudan ödemeye yönlendirebilirsiniz. Aynı zamanda DM, WhatsApp gibi farklı kanallar üzerinden doğrudan iletişime geçtiğiniz müşterilerinize özel de e-ticaret ödeme linki oluşturarak gönderebilirsiniz. Örneğin, beyaz renkli bir pantolon paylaşımınız üzerinden sizinle iletişime geçen ve siyah renklisinin olup olmadığını soran bir müşterinize doğrudan siyah pantolonu satın alabileceği bir ödeme bağlantısı yollayabilirsiniz. Bu ve benzer senaryolar satışlarınızı artırmanız için önemli bir rol oynayacaktır.

Link ile Ödemenin Avantajları

Web siteniz ve mobil uygulamanızda müşterilerinize zengin ödeme yöntemi çeşitliliği sunmanız oldukça önemlidir. Kredi kartı, havale/EFT, QR ile ödeme, mobil ödeme, cüzdan uygulamaları gibi pek çok farklı yöntem ile ödeme kabul edebilirsiniz. Link ile ödeme alma ise satış kanallarınızı artırmaya olan katkısı başta olmak üzere sunduğu avantajlar ile ayrı bir öneme sahiptir. Link ile ödemenin işletmelere sunduğu başlıca avantajlar şunlardır:

  • Herhangi bir kurulum ve entegrasyon sürecine ihtiyaç duymaz. Hızlı bir şekilde link ile ödeme almaya başlayabilirsiniz.
  • Kurulum sürecine ihtiyaç duyulmaması maliyetlerin de düşmesi anlamına gelir. Özellikle küçük işletmeler için ideal bir ödeme alma yöntemidir.
  • Ödeme linklerini web siteniz, e-posta, SMS, Instagram, Pinterest, Facebook ve WhatsApp gibi farklı platformlarda kullanabilirsiniz.
  • Link ile ödemeyle birlikte müşterilerinize ödeme hizmet sağlayıcınızın desteklediği kredi kartı, havale/EFT, mobil ödeme gibi farklı ödeme yöntemlerini sunabilirsiniz.
  • Link ile ödeme sistemi dünya çapında oldukça yaygındır ve birçok tüketici işleyişe aşinadır. Bu nedenle yurt dışı satışlarında da link ile ödemeyi rahatlıkla kullanabilirsiniz.
  • Ödeme işlemi, ödeme hizmet sağlayıcınızın güvenli altyapısı ile gerçekleştirilir. PCI DSS gibi güvenlik standartlarını sağlayan ödeme altyapıları sayesinde hem işletmeniz hem de müşterileriniz için güvenli bir süreç sunmuş olursunuz.
  • Müşterileriniz için ödeme sürecini pratik ve hızlı hale getirir. Bu da hem müşteri memnuniyetini hem de satışlarınızı artırma konusunda fayda sağlar.
  • Müşterilerin doğrudan ödeme ekranına yönlendirilmesi, vazgeçme ve sepette ürün terk etme oranlarını azaltarak satışa dönüşen etkileşimleri artırır.
  • Ödeme deneyimini iyileştirir ve özellikle alışveriş için mobil cihazları tercih eden müşterilerin kolay bir şekilde ödeme yapması sağlanır.
  • Ödeme hizmet sağlayıcı tarafından sunulan arayüzler sayesinde işlem takibi çok daha kolaylaşır.
  • İnternetten ödeme alma sürecinde kullanıcı kaynaklı hataların büyük bir kısmı ortadan kaldırılır.

Orka E-Ticaret

E-ticarette web sitenizin yanı sıra pazar yerleri ve sosyal medya platformları gibi birçok farklı kanal üzerinden satış gerçekleştirebilirsiniz. Ancak satışların ve ödemelerin farklı noktalardan geldiği çok kanallı bir sistemde muhasebe takibi de karmaşık hale gelecektir. Bu karmaşıklığın ortadan kaldırılması için kullandığınız muhasebe programının nitelikleri ön plana çıkar. Orka Muhasebe Programı, e-ticaret işletmelerinin tüm ihtiyaçlarına yanıt verebilecek özellik ve modüllere sahiptir. Orka ile muhasebe süreçlerini sorunsuz ve kolay bir şekilde yönetirken işinizi büyütmeye odaklanabilirsiniz.

girisimcilik egitimi

İş Kurarken En Çok Yapılan Hatalar ve Nasıl Kaçınılır?

Girişimcilik yolculuğunda engellerle karşılaşmak kaçınılmazdır, ancak hiç biri gerçek bir engel değildir. Doğru adımlarla iş kurma hatalarından kaçınabilir, sağlam bir başlangıç yapabilirsiniz.

Girişimcilik, tutku, cesaret ve vizyonun kesişiminde gerçekleşen özel bir yolculuktur. Yeni iş kurma hayali, çoğu zaman sınırsız fırsatlarla doludur. Ancak, bu yolculukta deneyimsizlikten kaynaklanan iş kurma hataları ciddi engeller yaratabilir. Örneğin; heyecanın da getirdiği aceleci kararlar, girişiminizde sağlam temel oluşturmanızı zorlaştırır. Öngörüsüzlük, hayalleri gölgede bırakabilecek tuzaklara yol açar. Stratejik planlama eksikliği ise finansal yönetim yanlışları ya da pazar dinamiklerini yanlış okuma, girişimin başarısını riske atabilir. Neyse ki özenli hazırlık, bu tür yanlış adımları önleyebilir.

Bilinçli vizyon, yalnızca yaratıcı fikirle değil, disiplinli bir yaklaşımla şekillenir. Peki iş kurma aşamasında hangi hatalar risklidir? Gelin, emin adımlarla ilerleyerek iş dünyasında nasıl kalıcı bir iz bırakılır, birlikte keşfedelim.

İş Kurarken Yapılan Hatalar ve Stratejik Planlamanın Önemi

İş kurma serüvenine başlarken genellikle büyük bir heyecan hissedilir, ancak bu coşku, iş kurma hatalarını da beraberinde getirebilir. Yetersiz hazırlık, plansız adımlar ve gerçekçi olmayan beklentiler, girişimin erken aşamalarında ciddi sorunlar doğurur. Stratejik vizyon olmadan yola çıktığınızda kaynakların yanlış kullanılmasından rekabet karşısında zayıf kalmaya kadar birçok olumsuz sonucu tetiklemiş olursunuz. Bu yanlış adımlar da girişimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atar. Başarılı başlangıç için her adımın dikkatle planlanması gerekir. En yaygın iş kurma hataları ise şunlardır:

  • Piyasa Dinamiklerine Hakim Olmama: Rakiplerin ve sektör trendlerinin analiz edilmemesi, girişimin hedef kitlesiyle bağ kurmasını engeller.
  • Gerçekçi Olmayan Hedefler Belirleme: Aşırı iyimser gelir projeksiyonları, kaynakların hızla tükenmesine yol açar.
  • Kaynakların Yanlış Yönetimi: İnsan gücü, zaman ve sermayenin verimsiz kullanımı, girişimi zayıflatır.
  • Esneklik Eksikliği: Değişen koşullara uyum sağlayamamak, girişimin büyümesini sınırlar.

Stratejik planlama, iş kurma hataları ile mücadelede temel bir kalkandır. Net yol haritası, girişimin hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracaktır. Pazar koşullarını analiz eden, gerçekçi hedefler koyan ve kaynakları etkin kullanan plan, girişiminizi sağlam temele oturtur. Böylece öngörülemeyen risklere karşı hazırlıklı olarak uzun vadeli başarı kazanabilirsiniz.

İş Kurma Sürecindeki Hatalar ile Finansal Yönetim

Finansal yönetim, girişimin ayakta kalmasının belkemiğidir, ancak iş kurma hataları genellikle bu alanda yoğunlaşır. Örneğin; bütçe planlamasını ihmal ettiğinizde ya da nakit akışını yanlış yönettiğinizde, işin sürdürülebilirliği tehlikeye girer. Yani gelir ve gider dengesini göz ardı etmek, kısa sürede likidite sorunlarına yol açacaktır. Sermayenin yanlış yatırımlara yönlendirilmesiyle girişimin büyüme potansiyelini kısıtlayabilirsiniz. Çünkü finansal disiplin eksikliği, en parlak fikirlerin bile sönmesine neden olur.

Bir diğer yaygın hata, mali öngörülerin gerçekçi olmamasıdır. Aşırı iyimser gelir tahminleri ya da beklenmedik harcamaları hesaba katmama, sizi hazırlıksız yakalayabilir. Örneğin; vergisel yükümlülükler ya da acil durum rezervleri gibi detaylar gözden kaçtığında iş kısa sürede krize sürüklenebilir. Dolayısıyla finansal okuryazarlık eksikliği de iş kurma hataları arasında öne çıkar. Temel olarak mali tabloları doğru okumayı ve uzun vadeli bütçe planlaması yapmayı öğrenebilir, sürpriz giderleri ön görerek girişiminizin geleceğini destekleyebilirsiniz.

Yeni İş Kurarken Kaçınılması Gereken Hatalar ve Pazar Analizi

Yeni iş kurarken genellikle hedef kitleyi ve rekabet ortamını doğru analiz edememekten bazı hatalar meydana gelebilir. En başta ürün ya da hizmetlerinizi kime sunduğunuzu netleştirmezseniz, pazarlama çabaları boşa gidebilir. Rakiplerin güçlü yönlerini küçümsemek ya da sektör trendlerini göz ardı etmek de girişimin pazarda tutunmasını zorlaştıracaktır. Ayrıca müşteri ihtiyaçlarını yanlış anlamak, ürününüzün hedef kitleyle bağ kurmasını engelleyebilir. Bu tür yanlış adımlar büyüyerek girişimin erken aşamalarda tökezlemesine neden olabilir.

Pazar analizi, girişimin başarısını doğrudan etkileyen adımlardan biridir. Neyse ki derinlemesine bir araştırmayla hedef kitlenin ihtiyaçlarını, beklentilerini ve satın alma alışkanlıklarını ortaya koyabilirsiniz. Rakiplerin stratejilerini incelemeniz de girişimin fark yaratabileceği alanları belirlemenizi sağlayacaktır. Örneğin; rakibin zayıf olduğu müşteri segmentine odaklanmanız girişime rekabet avantajı kazandırır. Kısaca pazar analizine yeterli zaman ayırmamak iş kuma hatalarından en hayati olanıdır. Girişiminizin pazarda sağlam yer edinmesini istiyorsanız ürün veya hizmetinizin ya niş olmasını ya da sektörde çok karşılanmayan ihtiyacı hedef almasını sağlamalısınız.

İş Kurma Hatalarından Kaçınma için Ekip Oluşturma

Doğru ekibin kurulması, iş kurma hatalarından kaçınmanın etkili yollarından biri olabilir. Girişimciler, genellikle ekip oluştururken yetkinlikten çok tanıdığa öncelik verir, bu da ciddi bir hatadır. Yanlış ekip seçimi, iletişim kopukluklarından verimsiz çalışmaya kadar birçok sorunu beraberinde getirir. Örneğin; ekibin teknik bilgi eksikliği, ürün geliştirme süreçlerini aksatır. Aynı şekilde, vizyonu paylaşmayan üyeler, girişimin uzun vadeli hedeflerine zarar verecektir. Alanında uzman kişilerden oluşan doğru ekip ise sizi her adımınızda destekleyerek girişimin başarısını güçlendirir.

Başarılı İş Kurma Hatalarından Öğrenme ve Sürdürülebilir Büyüme

Girişimci olarak sonunda başarıya ulaşmış iş kurma hatalarından ya da kendi yanlışlarınızdan ders çıkarabilirsiniz. Örneğin; girişimin erken dönemde aşırı genişlemeye çalışması, kaynakların tükenmesine yol açabilir, ancak dengeli büyüme stratejilerinin önemini öğretebilir. Müşteri geri bildirimlerini ihmal eden girişim ise ürününü iyileştirme fırsatını kaçırır, fakat bir yandan da müşteri odaklı yaklaşımın değerini ortaya koyar. Yani tüm girişimi riske atmayan, toparlanabilecek yanlış adımlar, size esneklik ve stratejik düşünme kazandıracaktır. Hatalardan öğrendiğiniz her şey, girişimin uzun vadeli başarısını şekillendirir.

Sürdürülebilir büyüme, başarılı iş kurma hatalarından öğrenme sürecinin bir sonucudur. Dolayısıyla siz de hızlı büyüme yerine dengeli ölçeklendirme stratejisi benimseyebilirsiniz. Örneğin; yeni pazarlara girmeden önce mevcut müşteri tabanını güçlendirmeniz girişimin sağlam temel üzerine büyümesini sağlar. Müşteri odaklılığı ve esnek planlamayı finansal disiplinle de harmanlayarak sürdürülebilir büyüme elde edebilirsiniz.

Orka İş Kurma Hataları

İş kurma hataları, doğru rehberlikle önlenebilir. Orka Bilgisayar, girişimlerinizde finansal yönetim, pazar analizi ve stratejik planlama gibi alanlarda profesyonel çözümler sunar. İşinizi sağlam bir temele oturtmak için Orka’nın yenilikçi yazılımlarından faydalanabilirsiniz.

e-ticaret-yasa-e1414144854201

İnternetten Satış Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Dijital çağ, fiziksel ticaretin zorluklarını ortadan kaldırarak girişimcilere küresel pazarda yer alma fırsatı sunar. İnternetten satış da bu geniş arenada markaların büyümesini hızlandıran güçlü bir araçtır. Ancak, bu yolculukta başarı, özenli planlama gerektirir. Yanlış platform seçimi, etkisiz pazarlama ya da müşteri ihtiyaçlarını göz ardı eden yaklaşımlar, girişimin potansiyelini sınırlar. Örneğin; hedef kitleyi iyi analiz etmeden başlatılan kampanyalar, kaynakların boşa harcanmasına yol açar. Dolayısıyla internetten satışı yalnızca ürün listelemekle sınırlı tutmak büyük bir hata olabilir. Güvenilir bir altyapı, kullanıcı dostu deneyim ve hızlı iletişim çerçevesinde geliştirilen stratejilerle desteklemeniz gerekir. Özellikle rekabetin yoğun olduğu dijital dünyada, stratejik vizyon olmadan ilerlemek, girişimi kısa sürede zora sokar. Peki, internetten satışın incelikleri neler? Gelin, dijital ticarette kalıcı bir yer edinmenizi sağlayacak ipuçlarına birlikte bakalım.

İnternetten Satışa Başlamak için İhtiyacınız Olan 5 İpucu

İnternetten satış, girişimciler için büyük fırsatlar sunar, ancak doğru başlangıç yapmak girişimin devam edip etmeyeceğini belirleyen en önemli şeydir. hangi sektör olursa olsun plansız yaklaşım, kaynakların israfına ve müşteri kaybına yol açar. Dolayısıyla başarılı dijital ticaret yolculuğu da stratejik temel üzerine inşa edilmelidir. Örneğin; hedef kitleyi tanımak, uygun platformu seçmek ve güvenilir bir altyapı oluşturmak, girişimin sağlam şekilde ilerlemesini sağlar. İnternetten satış serüvenine güçlü bir başlangıç yapmak isterseniz şu temel adımları takip edebilirsiniz:

  • Hedef Kitleyi Tanımlayın: Ürün ya da hizmetin kime hitap ettiğini netleştirerek başlamalısınız. Böylece pazarlama stratejilerinizi şekillendirip ürünlerinizi doğru kişilere ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
  • Bütçe Planlaması Yapın: Finansal kaynakları doğru yönetmek, internetten satış süreçlerinde sürdürülebilirliği artırır. En başta ürün ya da ham madde alımından reklam kampanyalarına, lojistikten vergilerden platform kesintilerine kadar her kalemi doğru hesaplamalısınız. Gereksiz harcamalardan kısmak da başlangıç için likidite sorunu yaşamanızı önleyebilir.
  • Güvenilir Bir Altyapı Kurun: Ödeme sistemleri ve web sitesi güvenliği, müşteri güvenini kazanmanın temelidir. Dolayısıyla doğru platformları kullanmalı, güvenlik önlemleriniz göz ardı etmemelisiniz.
  • Yasal Gereklilikleri Araştırın: Vergi ve lisans gibi yükümlülükleri yerine getirmek, hukuki sorunları önler. Şirketinizin devamlılığı için yasal sorumlukları da unutmamalısınız.
  • Pazar Araştırması Yapın: Rakipleri ve sektörü analiz ederek girişiminizi rekabette öne çıkarabilirsiniz. Hangi ürünler ihtiyaç dışı, daha çok hangi alanda açık var, gibi sorular sorarak pazar analizi yapabilirsiniz.

İnternetten Satış Yapma Yöntemleri ve Teknikler

Dijital ticarette başarıyı belirleyen temel unsurlardan biri de internetten satış yapma yöntemleridir. Ürünlerinizi doğru şekilde sunmanız hedef kitleyle bağ kurmayı kolaylaştırır. Ancak, etkisiz yöntemler ya da yanlış teknikler, satış potansiyelini sınırlar. Örneğin; düşük kaliteli görseller ya da eksik ürün açıklamaları, müşterilerin güvenini zedeler. İnternetten satış yaparken hata payınızı azaltmak isterseniz şu önerileri dikkate alabilirsiniz:

  • Yüksek Kaliteli Görseller Kullanın: Ürün fotoğrafları, müşterilerin satın alma kararını doğrudan etkileyeceği için hem kaliteli hem de detaylı görseller ekleyebilirsiniz.
  • SEO Optimizasyonu Yapın: Arama motorlarında görünür olmak, internetten satış hacmini artırır. Dolayısıyla SEO odaklı içeriklerle sayfanızı güçlendirebilirsiniz.
  • Sosyal Medya Pazarlaması Uygulayın: Hedef kitleye uygun sosyal medya kampanyaları, marka bilinirliğini güçlendirir. Ürün ya da hizmetiniz kimlere hitap ediyorsa ona göre kampanyalar düzenlemelisiniz. Örneğin; genç kitleyi hedef alıyorsanız reklamlarınız güncel ve dinamik olmalıdır.
  • Etkili Ürün Açıklamaları Yazın: Ürünlerin faydalarını vurgulayan net açıklamalar müşteri ilgisini çeker. Ürünlerin içerikleri, ne işe yaradıkları ve kullanım talimatları akılda soru işareti bırakmayacak şekilde olmalıdır.
  • Promosyonlar Sunun: İndirim ya da ücretsiz kargo gibi teşviklerle satışları hızlandırabilirsiniz.

İnternetten Satış Başarı Stratejileri

Girişiminizi rekabette öne çıkarmanın yolu bazen farklı olmak bazen de fırsatları iyi değerlendirmekten geçer. Çünkü dijital pazarda fark yaratmak, yalnızca ürün kalitesiyle değil, akıllı stratejilerle mümkün olur. Örneğin; müşteri geri bildirimlerini dikkate alarak ürün ya da hizmetleri iyileştirerek sadakati artırabilirsiniz. İnternetten satış söz konusu olduğunda sosyal medyada da daha aktif olmanız beklenir. Bunu farklı açılardan (eleştirel yorumlar sayesinde ürün geliştirme, yorumlara samimi yanıtlar verme gibi) değerlendirerek kitlenizi geliştirebilirsiniz. Öte yandan reklam kampanyalarında hedef kitleyi doğru segmentlere ayırmak da kaynakların verimli kullanılmasını sağlayabilir. İnternetten satış, sürekli öğrenme ve uyarlanma gerektirdiğinden siz de trendleri takip ederek girişiminizi dinamik tutabilirsiniz.

Veri analitiği kullanımı da stratejilerin etkinliğini artırabilir. Satış verilerini incelemek, hangi ürünlerin ilgi gördüğünü ve hangi kampanyaların işe yaradığını ortaya koyar. Örneğin; ürünün belirli bölgede daha fazla satıldığını fark ettiğinizde bölgesel pazarlama stratejilerini yeniden şekillendirebilirsiniz. Çünkü internetten satış başarı stratejileri, müşteri odaklılık ve esneklik üzerine kuruludur. Hem değişen ihtiyaçlara yanıt vermeye devam etmeli hem de oluşturduğunuz kitlenizi korumayı başarmalısınız.

Orka İnternetten Satış

İnternetten satış, stratejilerin yanı sıra doğru araçlarla daha etkili hale gelir. Orka Bilgisayar’ın e-ticaret entegrasyonları ve muhasebe çözümleriyle internet satışlarınızı kolaylaştırabilirsiniz.

6357d63ebe6b5c003d7ec3fc_10

Elektronik İmza Nedir? Kullanım Alanları Nelerdir?

Elektronik imza, dijital belgelerde güven ve yasallık sunar. İş süreçlerinde hız, çevre dostu yaklaşım ve güvenlik arıyorsanız e-imza ile işlemlerin verimli ve belgelerin güvenilir olmasını sağlayabilirsiniz. Dijital dönüşüm, en başta verimsiz ve zaman alıcı kâğıt temelli süreçleri dönüştürdüğü için iş dünyasının geleneksel kalıplarını kırar. Manuel olarak yapılan ve zaman alıcı işlemleri ortadan kaldıran dijital dönüşümün merkezinde ise daha hızlı ve güvenli teknolojiler yer alır. İşletmeler de rekabet avantajı ve geleceğe hazırlıklı olmak adına bu teknolojilere yönelir. İşte bu yeniliklerden biri de elektronik imzadır. Elektronik imza, dijital belgelerin yasal geçerlilikle imzalanmasını sağlar. Çevre dostu bir yaklaşım sunması, kâğıt tüketimini azaltmasıyla dikkat çeker. E-ticaretten kamu hizmetlerine kadar geniş bir kullanım alanı sunan e-imza, Türkiye’de 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu çerçevesinde uygulanır. Güvenilirlik ve pratiklik sunduğu için birçok sektörde tercih edilir.

Elektronik İmzanın Çalışma Mekanizması

Dijital belgelerin güvenilirliği, modern iş dünyasında en önemli ihtiyaçlardan biridir. Elektronik imza, bu ihtiyacı karşılamak için kriptografik bir sistem kullanır ve belgelerin yasal olarak bağlayıcı olmasını sağlar. Türkiye’de 5070 sayılı Kanun ile tanımlanan teknoloji, sertifika yetkilisi tarafından verilen dijital sertifikalar aracılığıyla çalışır. E-imza yetkisi alırken özel bir anahtar ile belgeyi imzalamanız beklenir. Verilen anahtar, yalnızca size özel olduğu için sahteciliğe karşı koruma sunar. Elektronik imza doğrulama işlemi ise genel anahtar ile yapılır, burada imzanın gerçekliği kontrol edilir. Sistem sayesinde hem güvenliği hem de kimlik doğrulamasın yapıldığı için dijital işlemler ıslak imza kadar bağlayıcı olur.

Teknolojik altyapısı ve sistemin tamamı elektronik imzanın işleyişini daha da güçlendirir. Örneğin; kullanıcı kimliklerini doğrulamakla görevlendirilen sertifika yetkilileri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yetkilendirilir. İmza işlemi ise genellikle bir yazılım veya donanım cihazı (örneğin, USB token) üzerinden gerçekleşir. Özel anahtarın ele geçirilmesi neredeyse imkânsız olduğundan elektronik imza güvenliği açısından yüksek standartlar sunar.

Farklı Sektörlerde Elektronik İmza Kullanımı

Dijitalleşme, işletmelerin verimliliğini artırırken maliyetleri düşürmeyi hedefler. Elektronik imza avantajları da bu süreçte önemli rol oynar. Çünkü kağıt tabanlı süreçlerin yerini aldığı için iş akışlarını daha hızlı, güvenli ve çevre dostu hale getirir. Dolayısıyla bireysel kullanıcılar ve büyük ölçekli şirketler için vazgeçilmezdir.

Zaman Tasarrufu

Geleneksel imza süreçleri, belgelerin fiziksel olarak hazırlanmasını, gönderilmesini ve onaylanmasını gerektirir. Elektronik imza, bu adımları dijital ortama taşıyarak işlemleri saniyeler içinde tamamlar. Örneğin; sözleşme imzalamak için kargoya gerek kalmaz, taraflar belgeleri anında imzalayıp paylaşabilir. Özellikle zaman kısıtlaması olan iş süreçlerinde büyük avantaj sağlar.

Maliyet Azaltımı

Kâğıt, baskı ve kargo masrafları, işletmeler için önemli bir gider kalemidir. Elektronik imzada tüm süreç dijital olarak yönetildiğinden bu maliyetleri ortadan kaldırır. Ayrıca, elektronik imza uygulamaları, arşivleme ve depolama giderlerini azaltır.

Güvenlik ve Yasal Geçerlilik

Elektronik imza, kriptografik teknolojilerle desteklendiğinden sahtecilik riskini en aza indirir. Elektronik imza yasal geçerliliği ise Türkiye’de 5070 sayılı Kanun kapsamındadır. Yani ıslak imza ile eşdeğerdir. Siz de bu güvenilirlik sayesinde hassas belgeleri gönül rahatlığıyla dijital ortamda paylaşabilirsiniz.

Çevresel Katkı

Kâğıt tüketimini azaltmak, çevre dostu bir yaklaşımdır. Elektronik imza, kâğıt kullanımını büyük ölçüde ortadan kaldırarak doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunur. Böylece hem çevresel sorumluluklarınızı yerine getirir hem de sürdürülebilir bir imaj oluşturabilirsiniz.

Elektronik İmza Kullanımında Önemli İpuçları

Güvenli teknolojiler, doğru kullanıldığında maksimum fayda sağlar. Elektronik imza başvurusu da sürecin ilk adımıdır ve burada en önemli konu e-imzanın yetkili sertifika sağlayıcılarından alınmasıdır. En başta BTK tarafından onaylanmış bir kurum seçmelisiniz. Kimlik doğrulama süreci genellikle fiziksel olarak yapıldığından işlemlerin kim tarafından ve nasıl yapıldığını görebilirsiniz.

Öte yandan imza aldıktan sonra özel anahtarınızı korumanız büyük önem taşır. Özel anahtar, elektronik imzanın temel taşıdır ve yetkisiz kişilerin eline geçerse büyük güvenlik riski oluşur. Bu nedenle, anahtarın güvenli bir cihazda (örneğin, USB token) saklanması ve paylaşılmaması gerekir.

Yasal uyumluluk, bir diğer önemli noktadır. Elektronik imzanın geçerli olması için kullanılan sistemlerin GİB ve BTK standartlarına uygun olması gerekir. Örneğin; elektronik imza ile yapılan işlemler, doğru formatta ve sertifikalı sistem üzerinden yapılmalıdır, aksi takdirde yasal geçerlilik risk altına girer.

Yazılım aracılığıyla gerçekleşen işlemler olduğundan sistem güncellemelerini sürekli takip etmeniz gerekir. Elektronik imza yazılımları ve sertifikaları, belirli aralıklarla yenilenir. Dolayısıyla güncel olmayan sistem, işlem hatalarına veya güvenlik açıklarına yol açabilir. Bu nedenle, sertifika yenileme süreçleri ve yazılım güncellemelerini düzenli olarak yapmayı unutmamalısınız.

demo-attachment-1248-Mask-Group-48@2x

KOBİ’ler için E-Fatura ile E-Arşiv Fatura Karşılaştırması

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2010 yılından itibaren bütüne yayılacak şekilde başlattığı dijital dönüşüm sürecinde, belki de en yaygın ve en efektif olanı e-Fatura ve e-Arşiv uygulamaları oldu. Muhasebe departmanlarının birçok iş yükünü ortadan kaldırmakla beraber KOBİ’ler için birçok avantajı da beraberinde getiren bu iki uygulama özünde birbirlerine çok benziyor olsalar da aralarında bazı önemli farklar bulunmaktadır. Bu farklar ile ilgili olarak merak edilenleri ve önemli ayrımları bu yazımızda çeşitli yönlerden ele alacağız. Siz de yazımızı okuyarak e-Fatura e-Arşiv uygulamaları arasındaki farkları keşfedebilirsiniz.

Genel İtibarıyla E-Fatura ve E-Arşiv Tanımları

Dijital dönüşüm kapsamında devreye sokulan e-Fatura ve e-Arşiv uygulamaları, tanım olarak da çoğu zaman karıştırılmaktadır. Bu tanımları şu şekilde verebiliriz:

E-Fatura: Şirketlerin, klasik olarak matbu formda ödeme sonrasında müşteriye ibraz ettikleri faturaların birebir dijital formatı olarak kurgulanan e-Fatura sistemi; GİB’in portalı veya entegratör/özel entegratör aracılığıyla elektronik ortamda fatura oluşturmayı mümkün kılan bir sistemdir. Bu sistem, faturaların takibini, geriye dönük olarak kontrol ve denetimini, kağıt maliyetini, fatura iletimde ortaya çıkan kargo maliyetini ortadan kaldırmaktadır.

E-Arşiv: E-Arşiv, elektronik fatura yani e-Fatura uygulamasının dışında kalan kurum ve müşteri arasındaki faturalandırma işleminin gerçekleştirilmesinin ve saklanmasının mümkün kılındığı platform olarak düşünülebilir. Bu fatura türü, e-Fatura ile benzer teknik özellikler taşımakla beraber; faturanın ibraz edileceği kişinin bir e-Fatura sistemi yoktur.

E-Fatura ve E-Arşiv Arasındaki Farklar Nelerdir?

Birçok yönden birbirlerine benzeyen ancak kullanımları neticesinde çeşitli açılardan da birbirinden ayrılan e-Fatura e-Arşiv farkı şu yönleriyle ayırt edilebilir:

Temel olarak, e-Fatura sisteminde yalnızca sistemde kaydı bulunan taraflara e-Fatura iletilebilir ve bu alan üzerinden fatura alınabilir. e-Arşiv’de ise e-Fatura sisteminin kapsamı dışında olan firma ve tüketicilere de kesilen faturalar dijital alanda düzenlenebilir ve bir nüshası tarafa elektronik olarak iletilebilir.

e-Fatura sisteminde, oluşturulan fatura elektronik olarak alıcı tarafa iletilebilir ve herhangi bir şekilde kağıt çıktısı alınmaz. Öte yandan e-Arşiv sisteminde böyle bir durum söz konusu değildir. e-Arşiv sisteminde, faturanın hem elektronik olarak hem de kağıt formatta iletimi mümkündür. e-Fatura ve e-Arşiv farkı noktasında bu ayrım oldukça önemlidir.

Format açısından ele alındığında da her iki dijital sistem arasında farklılıklar bulunmaktadır. Burada e-Fatura sisteminde UBL-TR formatının kullanımı zorunludur lakin e-Arşiv’de böyle bir kısıtlama bulunmamaktadır. Yani sistem sahibi şirket, e-Arşiv’de istenilen formatı kullanmak noktasında serbesttir.

Kullanma koşulu açısından bir diğer fark ise mali mühür ve zaman damgası özelinde karşımıza çıkmaktadır. e-Fatura ile e-Arşiv arasındaki fark olarak, e-Arşiv’de belgelerin mali mühür ve zaman damgasıyla onaylanması gerekmektedir. Belgeleri bu şartlar gerçekleştirilerek saklamak zorunludur. Bu uygulamanın zorunluluğu ise e-Fatura’da bulunmamaktadır. e-Fatura uygulamasında zaman damgası kullanılmaz. 

İki sistem arasında bir fark da iletim ve raporlama noktasında olmaktadır. Genel özellikleri itibarıyla iki uygulamayı birbirinden ayıran bu yapılandırmaya göre e-Fatura sisteminde iletimi sağlanan her faturanın öncelikli olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletilmesi gerekmektedir. E-Arşiv sistemindeyse yalnızca ay sonunda bir rapor iletimi sağlanarak kuruma bilgi verilmektedir.

E-Fatura E-Arşiv portal noktasında da birbirlerinden ayrılmaktadır. Bu ayrıma göre: e-Fatura sisteminde Gelir İdaresi Başkanlığı Portalı, Entegrasyon veya Özel Entegrasyon olmak üzere üç farklı opsiyon üzerinden portal erişimi sağlanmaktadır. e-Arşiv’de ise kullanıcıların bir özel entegratör ya da kendi devreye soktuğu bir bilgi işlem sistemi için onay alarak portal erişimi mümkün olmaktadır.

İşletme sahibi olarak e-fatura ve e-arşiv fatura mükellefi  olup olmadığınızı öğrenmek için Bir İşletmenin E-Fatura Mükellefi Olup Olmadığı Nasıl Öğrenilir? adlı blog yazımıza göz atabilirsiniz.

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

E-Belge Nedir? Nasıl Düzenlenir?

Hem ülkemizde hem de dünyada yaşanan dijital dönüşüm yolculuğundan şirketlerde kullanılan belgeler de nasibini almış durumda. Küçük veya büyük ölçekli pek çok şirket, düzenlediği belgelerde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın kararları doğrultusunda dijitalleşme yoluna gitmekte. E-belge olarak adlandırılan bu kavram dijitalleşme sürecine uyumlanma açısından işletmeler için oldukça önemli. Ancak e-belge düzenleme sürecinde hangi belgelerin bu kapsama girdiğine ve ne tür standartların benimsenmesi gerektiğine dair bazı soru işaretleri bulunmakta. Peki, e-belge nedir, ne işe yarar ve nasıl düzenlenir? Gelin e-belge hakkındaki önemli konu başlıklarını yakından inceleyelim.

E-Belge Nedir?

Elektronik belge olarak adlandırılan e-belge, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın dijital dönüşüm çerçevesinde uygulamaya aldığı tüm elektronik belgelere verilen isimdir. E-belge çeşitleri arasında e-fatura, e-irsaliye, e-defter ve e-gider pusulası gibi farklı belgeler yer alır. Elektronik belgeler sayesinde şirket yetkililerinin muhasebe kayıtlarını oluşturması ve takip etmesi daha kolay olur. Fiziki ihtiyaçları ortadan kaldıran elektronik belgeler sayesinde arşiv tutma gerekliliği kalmaz. Bunun yerine belgelerin kaydı e-arşiv üzerinde tutulur ve istenildiği zaman ilgili dokümanlara kolayca ulaşılabilir.

E-Belge Ne İşe Yarar?

Teknolojinin hızla geliştiği günümüz iş dünyasında dijital dönüşüm faaliyetleri önemli bir gereklilik halini almıştır. Ticari faaliyetlerde kullanılan e-belge sistemi ile birlikte ekonomik anlamda daha hızlı ve güvenli bir zemin oluşturmak, işlerin daha verimli ilerlemesini sağlamak mümkün olur. GİB öncülüğünde başlatılan büyük dijital dönüşüm devrimi kapsamında verimlilik, otomasyon ve optimizasyon anlamında işletmelere daha akıcı süreç yönetimine sahip olma imkanı sunulur. Elektronik belge sistemi ile birlikte şirketlerin daha hızlı, eksiksiz ve tasarruflu şekilde hareket etmesi desteklenir. Elektronik ortamda hazırlanan e-belgeler sayesinde işlemlerin kontrolü ve paylaşımı çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilirken süreçlerin dünya standartlarına taşınması da mümkün hale gelir.

E-Belge Nasıl Düzenlenir?

E-belgeler mükellefler tarafından Gelir İdaresi Başkanlığı’nın belirlediği standartlara göre hazırlanmalı ve düzenlenmelidir. Gerekli koşulları sağlayan söz konusu elektronik belgeler GİB portalı üzerinden gönderilebilir. Elektronik belge kullanımı işletmelerde her geçen sene daha fazla yaygınlaşan bir uygulama olup belirli vergi mükellefleri için ise zorunlu hale gelmiştir. E-belge sistemi; özel entegratörler, GİB portalları ve doğrudan entegrasyon sistemleri olmak üzere 3 farklı şekilde kullanılabilir. Vergi mükellefi olan işletmeler bu yöntemlerden birini seçerek, e-belge başvuru sürecini başlatarak elektronik belge kullanımı gerçekleştirebilir. E-belgelerin kontrolü ise e-belge doğrulama ve görüntüleme sistemleri aracılığı ile denetlenir.

Orka Bilgisayar ile E-Dönüşüm Sürecini Başlatın

İşletmeniz için dijital dönüşüm sürecini başlatmak istiyorsanız Orka Bilgisayar’ın kapsamlı e-belge transfer hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. Diğer entegratörlerden e-belge transferi yaparak müşterilerinizin e-fatura portalındaki elektronik belgeleri hızlıca indirip görüntüleme ve toplu muhasebeleştirme düzenleme işlemlerini yapma imkanı bulabilirsiniz. Orka SQL programındaki e-belge modülünü satın alarak süreci hemen başlatabilirsiniz.

Ayrıca şirketinizin faturalarını tek tuşla oluşturabilir ve muhasebe kayıtlarına otomatik olarak iletebilirsiniz. E-fatura hizmeti ile göndermiş olduğunuz faturalara Word, Excel veya PDF dokümanları ekleyerek müşterilerinize işlem hakkında daha ayrıntılı bilgi verebilirsiniz. E-defter uygulaması ise elektronik ortama girdiğiniz her kaydın GİB standartlarına uyumluluğunu denetleyerek e-defter gönderim gününü size hatırlatır. Bilanço kuralları dışında kalmış hiçbir e-defteri düzenleyemez veya gönderemezsiniz. Bu sayede işlemlerinizde hata yapma olasılığınız ortadan kalkar.

Tüm bunların yanında e-arşiv uygulaması ile e-fatura mükellefi olmayan kişilere de dijital ortamda e-belge düzenleyebilir ve gönderebilirsiniz. Birden fazla şubeniz varsa tanımlama ve aktivasyon süreçlerine hız katabilir, gelen-giden e-arşiv faturalarınızın takibini kolay hale getirebilirsiniz. Siz de Orka Bilgisayar’ın işletmenize en uygun e-dönüşüm seçeneklerini hemen inceleyerek dijital süreçlerinizi en iyi şekilde yönetin!

demo-attachment-1075-Mask-Group-45@2x

E-Fatura Mükellefine E-Arşiv Fatura Kesilebilir mi?

E-Fatura Nedir?

E-fatura, elektronik ortamda oluşturulan ve alıcıya gönderilen fatura türüdür. E-fatura türleri sayesinde faturanın bastırma ve kargolama maaliyetlerinden tasarruf etmiş olunur. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen e-fatura, Vergi Usul Kanunu’nca belirlenen esaslara göre hazırlanır. E-fatura kullanılacaksa, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Portal’ını kullanabilir ya da Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yetkilendirilen entegratör kuruluşlardan hizmet alınılabilir. E-Fatura uygulamasına geçmek için öncelikle, Kamu Sertifikasyon Merkezine başvurulmalı sonrasında ise mali mührün temin edilmesi gerekir. Eğer söz konusu bir şahıs firmasıysa, e-imza almak E-Fatura uygulamasına geçiş yapabilmeniz için yeterlidir. 509 numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen işletmeler e-Fatura sistemine geçiş yapmak zorundadır. Eğer söz konusu şirket, bu şirketler arasında değilse bile, sisteme başvuru yapma ve e-fatura kullanma şansı hala mevcuttur.

E-Arşiv Fatura Nedir?

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen kriterlere uygun olarak düzenlenen faturaların elektronik ortama taşınması, raporlanması ve muhafaza edilmesidir. Faturanın göndericiden alıcıya güvenli bir şekilde ulaşması için oluşturulan sistemi kullanabilmek için öncelikle e-fatura sistemini kullanabiliyor olmak gerekir. E-fatura sistemini kullanan şirketler, e-arşiv fatura sistemiyle de müşterilerine faturalarını iletebilirler. E-arşiv fatura, e-fatura sistemine dahil olmayan kurumlar ve kişiler arasındaki kâğıt faturanın elektronik ortama taşınmasıdır. Sistemi Gelir İdaresi Başkanlığı belirler.

E-Fatura ve E-Arşiv Fatura arasındaki Fark Nedir?

E-Fatura, e-fatura sistemini kullanmak zorunda olan veya kullanan kişiler veya şirketler arasında birbirlerine gönderilen bir fatura türüyken, e-arşiv fatura, e-fatura sistemini kullanmak zorunda olmayan ya da kullanmayan kişilere gönderilen belgedir. E-arşiv faturalar Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından günlük ve toplu olarak incelenirken, e-faturalar alıcıya ulaşmadan önce Gelir İdaresi Başkanlığı’na gider. Ayrıca, E-Fatura sistemine geçiş yapan şirketler kâğıt fatura kullanamıyorken, e-arşiv fatura hem kağıt hem de elektronik olarak iletilebilir.

E-Fatura Mükellefine E-Arşiv Fatura gönderilebilir mi?

E-fatura, zaten e-fatura mükellefleri arasında kullanılan bir faturalama yöntemidir. E-arşiv fatura, e-fatura mükellefi olmayan kişilere gönderilen bir belge türüdür. E-Arşiv, E-fatura mükellefi bir alıcıya gönderilirse fatura geçersiz sayılır. Bu durumda, e-arşiv fatura iptal edilerek yeni bir e-fatura gönderilmelidir. Bu hatanın düzelmesi için Gelir İdaresi Başkanlığı işletmelere 7 günlük bir süre verir. Bu süre içerisinde düzeltilmez ise, cezai işlem uygulanabilir.

demo-attachment-1240-Mask-Group-47@2x

İş Yeri Sahibi veya Ortağı SGK’lı Olabilir Mi?

2018 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, sigortalılık türlerini üç ana başlık halinde düzenlemiştir. Yani kişilerin dahil olabileceği 3 farklı sigorta türü vardır.

Birincisi 4/1/a bendi kapsamındaki yani hizmet akdiyle çalışan sigortalılar (eski SSK’lılar),

İkincisi 4/1/b bendi kapsamındaki sigortalılar yani bağımsız çalışanlar (BAĞ-KUR),

Sonuncusu ise 4/1/c kapsamındaki sigortalılar yani kamu görevlileri (eski Emekli Sandığı).

Bu kanun ayrıca şirket sahiplerinin ve ortaklarının sigortalılık durumları ile alakalı birtakım kararları da barındırıyor. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 53. Maddesi’nde şöyle belirtilir, “4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler.” Kanunda alınan hükme göre, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan bir ortaksanız, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarından biriyseniz veya diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ortağıysanız 4/1/b bendi kapsamında sigortalı olmanız gerekir. Yani, şirket sahibi veya ortağı olmanız durumunda ancak BAĞ-KUR’lu olabilirsiniz.

Ayrıca, BAĞ-KUR’a kayıtlı olan şirket sahibi ve ortağıysanız sonradan SSK’lı olmanız da mümkün değil. Şirket sahibi veya ortaklar, BAĞ-KUR sonrasında SSK’ya geçmiş olsalar da önceden var olan BAĞ-KUR sona ermedikçe SSK’lı olamıyorlar. Bu yüzden, SSK’nız iptal edilip BAĞ-KUR sigortası geçerli sayılır.

 Eğer işçi olarak çalışırken sonradan bir şirkete ortak veya şirket sahibi olursanız SSK sigortalılığınız bitene kadar BAĞ-KUR’lu olmazsınız. Açıklamak gerekirse, SSK’lı olarak başladıysanız, SSK’lı devam etme şansınız var.

Peki eğer 01.10.2008 tarihinden önce şirket sahibi veya ortağı olmanıza rağmen SSK’lıysanız durumunuz ne olacak?

“01.10.2008 tarihinden önce kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinde ortaklıklarının başladığı tarihte veya öncesinde, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendi (Y.N; hizmet akdiyle çalışan işçiler) kapsamında sigortalı olanlardan, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu çalışmaları devam edenlerin, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendine (Y.N; hizmet akdiyle çalışan işçiler) tabi prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilir (SGK’nın 2013/11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi).” hükmü bu durumu açıklamakta. Bu hükme göre, eğer önceden başlayan bir SSK’nız varsa, kesintiye uğrayana kadar SSK’lı olarak devam edebilirsiniz. Fakat, bu hükme 2013 yılının 11 sayılı Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi ile bir şart daha eklenmiştir. “…bu durumda kendi kurduğu işyerinde başkaca sigortalı çalıştırmayıp kendini sigortalı gösteren kişilerin 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmalarına imkân bulunmadığı gibi bu gibi işyerlerinin işyeri olarak da sayılmaması gerekmektedir”. Açıklamak gerekirse, 01.10.2008 yılından itibaren SSK’lı olmayı kesintisiz devam ettirmeniz gerektiği gibi aynı şekilde şirketinizde de sizden başka bir kişinin de SSK’lı olması gerekmekte.

Özet olarak dikkat etmeniz gereken bazı hususlar bulunmakta. Öncelikle, şirket sahibi ya da bir şirketin ortağıysanız 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren kendi şirketlerinizde SSK’lı olamazsınız. Ayrıca, BAĞ-KUR’lu şirket sahibiyken kendinizi sonradan SSK’lı gösterirseniz bile, SSK’nız iptal olacak ve BAĞ-KUR’lu olarak devam edeceksiniz. Ek olarak, SSK’lı bir işçi iken, kendi işyerinize veya başka bir işyerine ortak ya da yönetim kurulu üyesi olursanız sigortalılığınız bitene kadar BAĞ-KUR’lu olmayacaksınız, SSK’lı olarak devam edeceksiniz. Bunun yanı sıra, şirket sahibi olup da kendinizi BAĞ-KUR’a kayıt etmeden SSK’lı olursanız SSK’lı süreniz BAĞ-KUR’lu sayılacaktır.

demo-attachment-546-asian-businesswoman-laptop-planning-strategy-PQFT2HE@2x

E-Fatura Özel Entegratörü Nasıl Değiştirilir?

Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) E-arşiv ve E-fatura gibi uygulamalarına geçmek zorunda kalan şirketleri dijital alanda destekleme görevini edinmiş şirketlere Özel Entegratör denir. Bu firmalar, şirketinizin GİB sistemlerine yatırım yapması gerekliliğini ve sistemleri takip etme zorunluğunu ortadan kaldırıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, özel entegratörleri pek çok kriteri göz önüne alarak değerlendirdikten sonra yetkilendiriyor.

Şirketinizin e-dönüşüm uygulamalarına (e-fatura, e-irsaliye ve e-arşiv gibi) geçmesi için iki farklı yol bulunur. İsterseniz, şirket olarak kendinizin BT sistemleri ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın aracılığıyla işlemlerinizi gerçekleştirebilir isterseniz de özel entegratörler ile çalışmayı tercih edebilirsiniz. Şirketinizin yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerinin yanı sıra, özel entegratörler, aynı zamanda resmî belge düzenleme, gönderme, alma, arşivleme ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletme gibi görevleri de üstlenirler. Özel entegratörler ile çalışmak, sistem ve personel için yatırım gerektirmemeleri sayesinde size maliyet ve zaman avantajı sağlarlar.

Özel entegratör değişikliği kolay bir işlem olmasının yanı sıra dikkat etmeniz gereken birkaç adımı da barındırır. Özel entegratör değişikliği yapmak istiyorsanız eğer öncelikle çalışmak istedikleri yeni şirketi bulmak durumundasınız. Gelir Dairesi Başkanlığı’nın internet sayfasında bulabileceğiniz özel entegratörlerin listesinden, bu unvana sahip şirketleri görebilirsiniz. Bu şirketler ile görüşerek sizin için en uygun e-fatura özel entegratörü bulabilirsiniz. Yeni entegratör ile anlaşma sağlandıktan sonra şirketinizi yeni özel entegratörün sistemine kaydetmeniz gerekir. Şirketinizin sisteme kayıt edilebilmesi için size gönderecekleri bir bağlantı ile şirket bilgilerinizi edinen özel entegratörler sizi otomatik olarak sistemlerine ekleyeceklerdir. Bu şekilde, yapacağınız anlaşma Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından geçerli sayılacaktır. Şirket sistemine kayıt olduktan sonra, eğer şahıs firması iseniz e-imanızla, eğer değilseniz Kamu Sertifikasyon Merkezi tarafından edindiğiniz mali mührünüz ile onaylama işlemi yapmanız gerekmektedir. Bu aşamaları bitirdikten sonra artık yeni özel entegratörünüz ile çalışmaya başlayabilirsiniz. Anlaştığınız yeni entegratörünüz Gelir İdaresi Başkanlığı’nda yapılması gereken işlemleri yerine getirecektir. Sizin herhangi bir şey yapmanıza gerek yoktur. Bu adımları tamamladıktan sonra, eski entegratörünüze artık çalışmak istemediğinizi bildirmeniz gerekmektedir. Entegratörünüzün çalışmayı bırakma gerekliliklerini yerine getirip yeni entegratörünüz ile çalışmaya başlayabilirsiniz. Özetle, eğer e-fatura entegratör değişikliği yapmak istiyorsanız, çalışmak isteyeceğiniz yeni özel entegratörü bulmanız neredeyse yeterli. Diğer adımlarda şirketler size yardımcı olacaktır.

Eğer çalıştığınız herhangi bir özel entegrasyon şirketi bulunmuyorsa ve GİB portalı üzerinden işlemlerinizi sürdürüyorsanız yapmanız gerekenler çok daha kolay. Yapmanız gereken Gelir İdaresi Başkanlığı’nın web sitesinde yer alan özel entegratör listesinden çalışmak istediğiniz şirketi seçip bu şirketle anlaşmanız yeterli. Geri kalanını anlaştığınız özel entegratör şirketi sizin yerinize halledecektir.

Özel entegratör şirketleri ile çalışmak istemiyor ve Gelir İdaresi Başkanlığı portalı üzerinden çalışmak istiyorsanız yapmanız gerekenler çok kolay. Gelir İdaresi Başkanlığı’na kaşeli ve imzalı dilekçe ile başvurun. Başvuru sonrasında ise çalıştığınız özel entegratörünüze artık çalışmak istemediğinizi bildirmeniz yeterli olacak.

E-fatura işlemeleriniz için özel entegratörler ile çalışmak faydalıdır, fakat bu özel entegratörleri nasıl seçmeniz gerekir? Dikkat etmeniz gereken birden fazla husus bulunuyor. Bunlardan ilki, özel entegratörün gerekli tüm izinleri almış olmasına dikkat etmelisiniz. Ayrıca, bu şirketlerin saklama hizmeti veriyor olması da önemlidir. Bunun yanında, şirketin sunduğu portalın Kurumsal Kaynak Planlama uygulamasıyla entegre, mobile uyumlu ve kolay kullanıma sahip olması gerekir. Çalışmayı seçtiğiniz özel entegratörünüzün yedi gün yirmi dört saat çalışıyor olması ve destek hattının ulaşılabilir olması da önem arz eder.